"Yok kelimesi ağzından çıktı bi' kere. Kaçışın yok. Yarın çocuklarla tanışma zamanı."Önemli olan konunun ne olduğunu sormadan yok dememi hobidikliyeyim. Ulan önce sor bir, değil mi? Ne diye yok dersin? Ne çocuklarla buluşması ya? Gitmem ben bir yere.
"Yok kelimesinin ağzımdan çıkmış olduğunu ben de biliyorum. Ama annemle yarın alış verişe gidecektik. Onu söylemeyi unutmuşum."
"İyi o zaman-"
"Yani gelmiyorum."
"Hayır, geliyorsun. Annenle alış verişe gittikten sonra beni ararsın. İşin bitince buluşuruz."
"Biz annemle birlikte alış verişe gidince ohoo akşama kadar dönmüyoruz ki. Sen beni bekleme yani. Buluş kendin arkadaşlarınla."
"Madem öyle tamam." İçimdeki hobidikler halay çekmeye başlamışken,"Pazar günü buluşuruz." demesi ile hobidiklerimin mutluluğu ve halayı yarıda kaldı. Sen kim köpek de hobidiklerimin halaylarını yarıda kesiyorsun?
"Pazar günü de gelemem. Önce bir sor işin var mı, diye. Kızlarla buluşacağız."
"Ama bu çok güzel."
"Kızlarla buluşmuş olmam mı güzel?"
"Evet. Pazar günü hep beraber buluşuruz işte. Senin arkadaşların ve benim arkadaşlarım. Onlarda tanışmış olur."
"Hay senin ben... Beynini hobidiklediğim." dedim dişlerimin arasından tıslayarak.
"Bir şey mi dedin?"
"Yok ya. Ne diyeceğim? Tamam, diyorum."
"Pazar günü buluşuyoruz o zaman?"
"Yarın buluşalım biz ya. Pazar gününü kızlarla ayrı, sizinle takılmadan geçirmek istiyorum."
"E annenle gideceğiniz alış veriş ne olacak?"
"Ben annem ile konuşurum. Daha sonra da gideriz. Sıkıntı yok."
"Aynen, sıkıntı yok. Annenin bu alış verişten haberi olmadığı için sıkıntı olmaz."
Bir şeyler uydurduğumu çakmış lan. Oysaki çok güzel uyduruyordum. Ben olsam inanırdım. Ben olsam zaten her şeye inanırdım. Salak olmak güzel şeydi.
"Sen şimdi bana yalancı mı demek istiyorsun?"
"Hayır. Ne alaka-"
"Sus, sus. Anladım ben. Terbiyesiz hobidik seni. Durdursana arabayı. İneceğim ben."
"Cidden sen çok film mi izliyorsun? Ne tür filmler izliyorsun, merak ettim."
"Hobidikler nasıl öldürülür, hobidiklerin beyni nasıl parçalanır, hobidikler testere ile öldürülür mü, bu tarz filmler izliyorum. Nasıl ama?"
"Hobi dobi kokki! Bayıldım bu filmlere. Yönetmenleri de sen olmalısın? Ne ara ünlü oldun kız sen?"
"Ya işte ben senin gibi ezik miyim? Hemen keşfettiler benim gibi pırlanta kızı. Şu izlediğin popi filmler var ya onların hepsi aslında benim. Miray'cığım lütfen kimseye söyleme. Biraz da biz popi olalım, dediler diye kimseye söylemedim. Biraz da onlar popi olsun oğlum. Yazık lan."
"Ne kadar da düşünceli, pırlanta gibi kız. Hangi popi film senin mesela?"
"Deadpool aslında benimdi. Ve tam adı Hobidikpool'du. Superman v Batman: Hobidiğin Şafağı, Yenilmezler: Hobidik Çağı, Hobidik ve Öfkeli, Star Wars: Hobidik Uyanıyor-" Ben kendimi kaptırmış saydırmaya devam ederken, "Sus. N'olur sus. Daha fazla dayanamayacağım." diyerek kahkaha atması ile lafım yarıda kaldı. Hangi filmler senin diye soran kendisi değil miydi? Sayıyordum işte. O filmlerin hepsi benimdi. Adını değiştiler sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLANİHAYE
JugendliteraturKırgınlıkların kalbine battığı bir kız düşünün. Gülümsemeleri çoğu zaman burukla dolu. Bir gün, tüm acılarına rağmen, gülümsemeyi benliğinden uzak tutamayan bir çocuk giriyor hayatına. Gülümsemeyi öğreniyorlar birlikte, sonsuzluk da; sonla. ~ Her ş...