Gidecektim. Yağız gibi bir katilin yanından gidecektim. Ve ablamı da Selim'in elinden alıp mutlu bir şekilde bu şehirden gideceğim. Yağız yanımda bana bakarken gözümü Yağız'a diktim. "Yağız sadece bir defalığına sadece bir ablamın yanına götür beni sadece bir kez" yüzü kasılıp bana bakarken "ha-" "lütfen Yağız" sesim kısılırken gözlerini kısarak "tamam" dedi. Yanından kalkıp banyoya girdim. Selim'le buluşacaktım. Hiç sevmiyordum bu oyunları ama ablam için buna mecburdum. Arabaya binerken Yağız bana "hata yapma ve ağzını kapa" kafamı salladıktan sonra bekledim. Evin önüne geldiğimiz de ona sarıldım. Neden bilmiyordum ama sarıldım. Yağız her hareketimi incelerken ben eve girdim. Selim beni ablamın evinde bekleyecekti. Telefonda öyle demişti. Yani bana gel derken burdan bahsetmişti heralde. Kapı kapanırken Yağız kapıyı kırmaya çalışıyordu. Sokak olduğu için kuvvet uygulamıyordu. "Hazal içerde benim gibi olan biri var kokusu çok keskin çabuk çık Hazal" kapı kırılma sesi gelirken biri beni içeri çekti dudaklarım oldukça soğuk bir dudağa değerken vücudum baya kasılmıştı. Kendimi geri çekerken o sadece tek bir parmağı ile beni kendine bastırıyordu. Nefeslerimiz çarparken gözümü açmıyordum. "Ablam nerde? Geldim işte onu bana ver" "henüz değil." Gözümü kısıp Selim'e bakarken kendimi Yağız yönüne doğru itmeye çalıştım ama Selim beni demir gibi vücudu ile engellerken eli ile ağzımı kapatıyordu. İnsani bir hareketle onun elini ısırıp son ses bağırdım. Yağız'ın rüzgarını şimdiden hissetmiştim. Selim yoktu gözümü açtığımda ama bileğimdeki diş izleri ve bilincimin kendini kaybetmesi bazı şeyleri anlamam için yetmişti. Gözümü açtığımda midem bulanıyordu. Kafamı sağa doğru çevirdim ve Yağız'ın en sert halini gördüm zaten bunu da bekliyordum. "Açıklayabilirim" kendimi hazırlamaya çalışırken Yağız "gerek yok ben biliyorum zaten bileceğimi cidden benden kurtulmak mı istiyorsun?" Onun her hareketini izlerken ayağa kalktı ve sandalyeyi devirdi "sikeyim" gözlerim dolarken yattığım yere yaklaştı ve bileğimi tuttu ve kaldırdı "bunun anlamı ne biliyor musun? He biliyor musun?" "Hayır" "O zaman ne diye bu işlere karışıyorsun?!" Odadaki her şeyi yere atarken artık ne mantıklı bilmiyordum. "Kolumdakinin anlamı ne?" "Sana dokundu öyle değil mi?!" "Hayır" "bir de bana yalan söyleme bunu bana iletmek için sana bu işareti koydu!" Ah evet öptüğünü söylememiştim. Utançtan kafamı gömerken yüzünün kasıldığını ve dişlerinden çıkan sesin rahatsız edici olduğunu biliyordum. "Katilsin" kısık bir sesle bunu söylerken o duymuştu bile "katil mi? Haklısın öyleyim" yüzünde saçma bir gülümseme olurken içime düşecek kadar yaklaştı. "Katiller sadece öldürmez kurbanlarının acı çekmesi zevk de verir" yutkunurken "acı çekiyorum Yağız artık öldür lütfen" "sen benim kurbanım değilsin Hazal" kafamı sallamakla yetindim ve ufak bir teşekkür ettim. "Yağız ablam onun elinde" sesim ağlamaklı çıkarken "hayır ablan benimle aşağıda bekliyor seni hadi inelim" "ne nasıl ama?" "Ben saf kan vampirim herşeyi yapabilecek güçteyim yeter ki canım istesin" yüzünde yamuk bir gülümseme olurken baktı ve "katilim ama sadece zarar verenlere tehlikeliyim ve sen o çocukla yakınlaşabildin artık onun için en büyük tehlikeyim" ayağa kalkarken dengemi kaybettim ve Yağız'a tutundum. O beni kucağına alırken "kiloluyum dikkat et beline" dedim. O ise "tonlarca ağırlık kaldırabilecek güçteyim saçmalama" derken güldü. Merdivenden aşağı inerken ablam ayağa kalkmıştı. "İyi misin sen?" "İyiyim abla sen nasılsın asıl?" Ayağa doğrulup sarılırken "özür dilerim" ağlamaya başlarken Yağız bana sarılmış ve kolunun altına almıştı. Ablam "Gamze bu yakışıklı beyle ciddi düşünürken bana neden söylemedin hele ki sözlenmişken" "ne?" Ablam elimdeki yüzüğe bakarken "güzelmiş senin gibi" dedi. Ama bu yüzük? Yağız boynuma sarılırken saçlarımın arkasından nefesini vurarak "bozma sakın" dedi. Yağız "artık ablan da bizimle kalsın sevgilim" derken ona hayretle bakıyordum. Ablam ise "üzgünüm ama yurt dışına acil çıkmam lazım annemlerle ben konuştum Gamze" ama ablam da gidiyorsa tek mi kalacaktım. Bir kaç saat oturduktan sonra ablamı yolcu ettik. Eve giderken Yağız bana bakıyordu. "Şimdi cezanı çekme zamanı Hazal" ne bile diyemeden çoktan o soğuk dudakları dudaklarımdaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Züppe
Teen FictionHer halinden belliydi ağır abi olduğu böyle tiplerin lisede ne işi olmuştu ki? Ahh tabi acı gerçekler bir şeye ışık tutuyordu. O züppe liseli değildi ama henüz liseli birine takmıştı kafayı. Ve bu kız ağır merakının cezasını henüz tanımadığı biri yü...