Oğuzhan

7.2K 287 52
                                        

Kafamı yasladığım yerden yavaşca kaldırdım. Kafamı kaldırıp gözlerimi açmaya çalıştığım da beynime inen sancı ile inledim. "Uyan hadi bak ne kadardır bekliyorum" ardından gelen ağır kahkaha ve ağır parfüm kokusu. Arkamda hissetiğim sıcak bir nefes. Bu kokuyu son kez bayılmadan önce duymuştum. Bu ses neden bu kadar boğuk ve tahrik ediciydi ki? Gözümü aralayıp bir kaç kez kırpıştırarak etrafa bakmaya başladım. Bir oda büyük bir oda. Kocaman bir yatak siyah yatak örtüsü mavi duvar kağıdı ile mükemmel bir uyum içerisindeydi. Oda gerçekten ben para ile yapıldım diye bağırsa da elimin acısı ile irkildim. Elime dokunan soğuk ellerin sahibine bakmaya başladım. Yağız hassas olacağımı söylemişti ama hafif bir bastırma bile canımı fazla yakmıştı. Gerçi bir vampir ne kadar hafif dokunabilir ki? Daha önce tanıyor muydum? Ah hayır hatırlamıyorum. Zaten bir çok geçmişim doğum sırasında silinmişti. Yani belki de önemsiz olanlardı bilemiyorum ama bazı simaları hatırlasam da çıkaramıyordum. Bu da onlardan biriydi belki. "Bakacak mısın daha?" Konuşan kişiyle irkilerek geri çekildim. Nefesi yüzüme çarparken henüz yeni içtiği belli olan kan kokusu ile derin bir nefes çektim. Yanımdan ayağa kalkınca onu inceleme fırsatım oldu. Siyah kot pantolunu siyah tişörtü ve deri ceketi ile kitap kahramanları gibiydi. Tek fark bu baş kahraman değil ve birine aşık değildi. Yani ben öyle tahmin ediyordum. Keskin yüz hatları ile üzerime eğildi. Yirmili yaşlarında olduğu belliydi. Gerçek yaşı neydi bilmem ama biyolojik olarak yirmi gibiydi. "Kimsin?" Sesim oldukça kısık ama ürkütücü çıkmıştı yani bana göre. Ama o ise kuvvetli bir kahkaha atıp "bir kedi yavrusunu korkatacağın türden çıkardın bebeğim. Herkesin korkulu rüyası olan ve kuvvetli bir mafya olan adamı böyle mi korkutacaksın?" Çarpık gülümseme atması ile sinirlerim daha da gerilmeye başlamıştı. "Kimsin dedim!" Sesimin yüksek çıkması ile kaşlarını anında çattı. Sinirlerim daha da gerilirken sandalyeye bağlı olan elime çapraz bir bakış attım ve "o kadar korkulu rüyasın ki benim sana zarar vereceğimden korkup elimi mi bağladın?" Sinirle gerilen yüz hattı ve vücudu ile hışımla yanıma geldi. "Bana bak küçük sıçan elini sandalyeye bağlamamın nedeni yerinde duramayıp hamur gibi yığılıyordun yere. Senin gibi bir acemiden mi korkacak yedi yüz yıllık bir vampir?" Anında elimi çözerken hâlâ sert ifadesi ile yüzüme bakıyordu. Dediği şey ile sertçe yutkundum. Yedi yüz yıl oldukça fazlaydı Aras ve Yağız'ın yaşı toplamından bile. Bu da onun oldukça deneyimli ve bilgili olduğunun anlamına gelirdi. "Her zaman korkunun üstüne yürü Hazal aksi halde korktuğunu belli edersen korkun artık kabusun olur." Küçükken babamın dediği bu söz silinmemişti zihnimden ne tesadüf? Hayır tesadüf değildi insanlık hayatımda bu sözü felsefe edinmiştim. Ben bu söz sayesinde bir çok şeyi korkmadan atlatmıştım. Karanlık dışında... Düşüncelerimden sıyrıldım ve elimi ovmaya başladım. Benim her haraketimi avını sessizce izleyen bir zehirli yılan gibi kısık gözleri ile takip ediyordu. Odada hafif bir ışık bulunması onu tam olarak görememin cabasıydı. Ayağa kalktım ve yağan yağmurun sesinin geldiği pencereye yöneldim. Perdeyi açtım ve ardından camı. Içeri dolan yoğun toprak kokusunu derince içime çektim. En sevdiğimdi arkamdan sarılan kişi huzurumu kaçırmaya yetmişti. Geri çekilmek için adım attığım da "hiç düşündün mü olayların neden bu kadar hızlı geliştiğini? Yağız'ın neden sana vampir olduğunu söylediğini? Yağız kimseye ilgi göstermezken sana ilgi gösterdi. Sen okula geldiğin anda geldi ve ne tesadüf ki sana çarptı. Selim seni kaçırdı. Sence bunlar neden oldu? Yağız yıllardır okuduğu halde kimse bir şey fark etmemişken Yağız kimse ile muhattap olmamışken sana herşeyi neden birden anlattı ve ailesiyle tanıştırdı? Bunların hepsi oyunken sen nasıl hâlâ anlamadın bu kadar mı aptalsın? Bir insan bile bir insana zamanla güvenip sır anlatırken Yağız gibi bir vampir sana nasıl anlattı? Uyan güzelim senin gözlerini açmaya geldim." Dediği şeyler oldukça mantıklı olduğu gibi kafamı karıştırmaya yetmişti. Ona döndüm aramız da oldukça az bir mesafe varken yüzlerimiz arasında milimler vardı. Şuan bunu düşünmemem lazımdı. "Ne demek istiyorsun?" Kafasını hafif sola eğdi ve "piyondun diyorum. Ilk önce Selim için seni öne sürdü. Seni doğdun doğalı takip ediyordu. Ah ailen sana ölen bir abin olduğunu da söylemedi değil mi?" Kaşlarım istemsizce çatılırken "abim mi?" Diye sordum. "Evet abin. Abin, Yağız ve ben çok yakın arkadaşlardık. Ama bir yere oturalım hikaye biraz uzun" beni yatağa yönlendirirken gözlerimi ayırmadan ona bakıyordum. O ise kısık gözleri ile üzerime eğildi ve ardından yatağa oturdu. Devam etmesi gerektiğini belli eder gibi bakışlarımı üzerine diktim. O da anlamış olacak ki başlamıştı anlatmaya. "Dediğim gibi çok yakın arkadaşlardık hatta öyle ki ilk defa insan bir arkadaş edinmiştik abin çok cana yakın ve samimi biriydi. Vampir olduğumuzu öğrenen ve ölmeyen tek insandı." Durdu ve bir yere bakmaya başladı. Ailem ile mükemmel bir ilişkim yoktu hatta ablamla arada sırada bir şeyler paylaşırdım. Hatırladığım kadarıyla babam ve annem sadece para göndermekle yetinirdi. Gözlerimi tekrar ona diktiğim de o da bana dikmişti. "Sonra ne oldu?" Kafasını sağa sola sallayıp "sonra ne mi oldu? Yağız açtı çok aç öyle ki yerden kalkamıyordu. Ona kan bulmak umudu ile dışarı çıkmıştım ben bir insan avlamak için sessiz bir yer aradım ve buldum kanı ona götürmek için harakete geçtiğim de neden bu kadar uzun süre aç kaldığını düşündüm nedeni sendin Hazal. Yeni doğmuştun abinle aranla on yedi yaş ablanla beş yaş vardı. Hazal öyle ki seni pencereden izlerken açlığını unutmuş oraya yığılmıştı. Yeni doğmuştun ve bebekler ona her zaman güzel geliyordu. Elimde kan ile sizin oraya ilerlerken gördüğüm şey ile donup kalmıştım. Yağız abin yanına gelince dayanamamış ve ona saldırmıştı. Öyle ki geldiğimde pişmanlıktan ağlıyordu evet Yağız Aslan ağlıyordu. Neden yaptın diye üstüne gittiğim de abin olarak görmediğini ve bir hayvan zannetiğini söyledi. Yapacak bir şey yoktu abini öldürmüştü. Ve biz de büyük bir kavga etmiştik. Arada sırada senin yanına seni izlemeye geldiğimde her gün o pencere de seni izlerdi. Ondan sonra Yağız'ı hiç görmemiştim. Ama seninle evlendiğini duyduğum anda Pensilvanya'dan geldim. Biliyorum geç oldu ama geldim. Yağız seni ölümsüz yapmak istiyordu abine yaptığından dolayı. Ablana da yapabilirdi ama seni izlerken öldürmüştü öyle değil mi? Bana inanmayacaksın büyük ihtimal. Erkek bir çocuğunuz oldu o çocuğun ismini Rüzgar koyacak. Senin abinin ismini. Ve ben seni de çocuğu da alana kadar durmayacağım o hak etmiyor sizi. Sizi ben alacağım sana herşeyi öğreteceğim. Yağız beni öldüm zannediyor. Oysa ben bu an için bekledim yıllardır hemde şimdi sıra bende ve mat yapana kadar durmayacağım kimse beni durduramayacak. Ve sen benimle kalacaksın. Istesen de istemesen de kabul etsende etmesen de." Dedikleri ile gözümden akan yaşları sildim beynim hâlâ dediklerine odaklanmaya çalışırken onu inceleme fırsatı yakaladım. Muhteşem derece de yakışıklılığı ile irkildim. O da bu halimi görmüş olacak ki hafif bir gülümseme ile karşılık verdi. "Yağız seni hiç tanımamış ve okulda karşılaşmışsınız imajı verdi öyle değil mi? Çünkü Yağız buna kendini bile inandırmıştı. Seninle tesadüf karşılaşmış ve büyük bir aşk mı olmuştu güldürmesin beni güzelim. Ve dediğim gibi hiç bir kuvvet beni ben mat yapmadan durduramayacak" dedikleri ile ayağa kalktı ve odadan çıktı ardından ise kapıyı üzerime kilitledi. "Kimseye güvenmiyorum hiç kimseye ve sen de oldukça zeki birisin bu yüzden kilitli kalman en iyisi bu arada Türk ismim abin ve diğerlerinin de bildiği gibi Oğuzhan" kapının arkasından dediği şeyler ile düşünme eylemimi artık bırakmıştım. Ailem beni aramıyordu öyle değil mi? Ailem neden yanıma gelmiyordu ki? Abim varsa neden bana haber verilmedi hiç? Peki bundan ablamın haberi var mıydı ki? Ablamla aram evdeki herkese göre oldukça iyiydi bana neden söylemedi biliyorsa? Yağız beni sevmiyor muydu? Piyon muydum ben? Sadece bana acıyor muydu? Beni seviyor muydu? Çocuğumuzu seviyor muydu? Çocuğumuz güçlü olacaktı ve on üç gün sonra bende öyle olacaktım. Şuan ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Yağız'ın yerinde olsam ben ne yapardım? En iyisi uyuyayım..

Multi media; Oğuzhan.

ZüppeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin