Aradan bir hafta geçmişti kocaman bir hafta. Karnım iyice burnuma gelmişti ne zaman doğuracaktım artık bilmiyordum ama bu yük bana fazla geliyordu. Nefes nefese yataktan kalktım. Yağız iki gündür eve geç geliyor ve habire telefonla konuşuyordu. Bu durum beni oldukça rahatsız etse de evde hizmetli olduğu için pek takmıyordum. Zaten günün yarısı neredeyse uyuyordum. Banyoya girip kısa bir duş aldım aşağıdan sesler gelince yavaş yavaş güç bela inmeye başladım oysa ne çok alışmıştım sessizliğe.. Merdivenleri inince karşımda genç bir kadın duruyordu platin sarı saçları ve kan kırmızı ruju, siyah ojeleri ve götünü bile kapatmayan elbisesi ile. Merdivenin sonuna iki üç merdiven kala durdum ve kadını çıkartmaya çalışan Fatma hanıma elimi kaldırdım ve "Fatma hanım bu hanımefendi kim?" Diye sordum kadın bana doğru yaklaştı ve alaycı bir gülümseme ile "ben Yağız'ın sevgilisiyim peki ya sen kimsin?" Tek kaşım şaşkınlıkla havaya kalkarken bacaklarım titremeye başlamıştı. Ve ardından Yağız kapıda gözüktü. "Buket burada ne işin var!" Adeta kükremişti. Kız korkarak ona yaklaştı ve dudaklarına yapıştı gözümün önünde. Yağız onu saniyeler sonra iterken gözümden bir damla yaş düştü. Ardından arkamı döndüm ve merdivenleri çıkmaya başladım. Yağız arkamdan seslenmişti ama gelmemişti odaya girdim ve kapımı kilitledim. Aşağıdan gelen bağırma seslerine aldırmadan yatağa uzandım ve kafamı yastığa gömdüm. On beş yirmi dakika sonra kapı açılmaya çalışıldı ama açılmadı Yağız sesli bir küfür savurdu ve ardından kapı kırıldı aynı tahmin ettiğim gibi. Kapıya arkam dönük olduğu için şuan ne yaptığını göremiyordum. Arkamdan yatağa girdi ve sarıldı. Şiş olan karnıma elini koyar koymaz ittim ve ondan uzaklaştım daha fazlasına gücüm yoktu. Yastığımın ıslak olmasından deli gibi ağladığımı ama sesimin çıkmadığını fark ettim acizdim. Tekrar elini koymasıyla "Eğer bana bir daha dokunursan bu çocuğu doğurmamak için suyum gelse bile sesimi çıkarmam" bunu dememle hızla elini karnımdan çekti ama küfürleri oldukça mide bulandırıcıydı "bak o kızın dediklerinin hepsi yalan" ağzımdan bir hah çıktı ve öpüştükleri gözümün önüne geldi. Ona acıyan bakışlarımı göndermeye başladım. Zaten hep öyle olmaz mıydı "yalan" hep böyle derlerdi. Histerik bir kahkaha attım ve "odadan çık" diyebildim. Sesimin neden bu kadar az çıktığı umrumda değildi. Sonuçta o duyabilirdi. "Bak onunla yatmadım" ona gözlerimi kısıp sinsi bir sırıtış gönderdim. "Umurum da değil boşanma davası açacağım çocuğunu her gün görebilirsin ben evde olmadığım zaman şimdi çık!" Sinirden kasılan çenesi ve koyu kırmızı gözleri sabrının çizgisini belli ediyordu. "Boş konuşma!" Tekrar yatağa girdim ve kafamı yastığa gömdüm ardından gittiğini anlatan ayak sesleri..
Genç adam yatmamıştı o kadınla ama Hazal yokken o kadınla birlikteydi nedeni ise ailesinin artık çocuk istemesiydi. Genç adam sevmemişti belki o kadını ama baya beğenirdi. Buket'in yıllar sonra ortaya çıkması saçmaydı. O kadınla neden yatmadı diye soracaksınız onun yatmadığı kişi kalmamıştı ve genç adam öyle bir kadından çocuk yapmazdı. Ama Hazal öyle değildi iyice bakmıştı geçmişine o tam bir anne adayı olabilirdi. Sinirli bir anne adayı tabi. Nerden buluyordu genç adam bağırma cesaretini? Genç adam hatırladıkça elindeki viski bardağına baskı uyguluyordu ve tabiki bardak kırıldı elinde. Genç adam elini temizledikten sonra televizyonu açtı bir müddet haber izledi ardından tam kapatacakken gelen haber ile elleri titremeye başladı. "Şok! Şok! Şok! Ünlü genç iş adamı Yağız Aslan Buket Yıldız ile görüntülendi! Hemde öpüşürken!" Yağız resimi inceledi kendi evinin kapısında çekilmiş olan resimdi şimdi daha yeni çekilmişti. Yağız sesli bir küfür savurdu ve tekrar dinlemeye başladı. "Hazal hanımın karnı burnunda olduğunu biliyoruz! Bakalım bu ihanetten sonra ne yapacak! Yakında bir boşanma davası görüyor gibiyiz! Genç çiftten açıklama bekleniyor!" Yağız sinirle telefonunu eline aldı ve kapıya yönelmek için arkasına döndü. Genç kadın fazla sesten aşağı inmişti ve gördüğü haber ile gözlerindeki yaşlar sırasıyla akmaya başladı elini ağzına kapadı. Genç adam ona dönünce tüm siniri gitmişti lakin kızın gözyaşını görene kadar. "Niye ağlıyorsun lan! Niye iniyorsun aşağıya! Ne bok var! Defol lan o çıkmadığın odana defol da uyu!" Genç adam genç kadını itti ve dışarı çıktı. Çıkar çıkmaz arabaya ulaştı ve direksiyonu yumruklamaya başladı. "Sikerim lan böyle işi!" Genç adam uzaklaşırken genç kadının ağlama sesleri geldi tilki kadar keskin olan kulaklarına. Ardından hıçkırıkları ve iç çekişleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Züppe
Teen FictionHer halinden belliydi ağır abi olduğu böyle tiplerin lisede ne işi olmuştu ki? Ahh tabi acı gerçekler bir şeye ışık tutuyordu. O züppe liseli değildi ama henüz liseli birine takmıştı kafayı. Ve bu kız ağır merakının cezasını henüz tanımadığı biri yü...