Son sınavları da atlatmış olduğu rahatlığın cefasını çok çekmeden,YGS sınavı girmişti araya.Çok değil 1 hafta,18 saat 26 dakika 13 saniye sonra YGS sınavına girecektik.Bu gereksiz hesaplamayı yapan sınıf arkadaşlarıma da teşekkür borçluydum doğrusu.Gerçekten hem benim,hem Miray'ın hem de Mahir'in çok önemsediği bir konuydu o kadar önemliydi ki,sınava gireceğimiz yeri bile sınıfta herkesten sonra öğrenmiştik.Hepimizi de başka okula vermişlerdi.
Sıraya yasladığım kolum uyuşmaya başladığında kafamı kaldırıp etrafa göz gezdirdim.Birkaç kere gözlerimi kırpıştırdığımda gözlerim netliğini kazanmıştı.Tahtada YGS için tavsiyeler veren bir hoca,onu daha iyi anlamak için öne geçmiş birkaç inek öğrenci vardı. Hepsi aynı değildi. Fakat benim tanıdıklarımın çoğusu böyle, kindar insanlardı. Böyle insanlardan oldum olasıya nefret etmiştim.Onlara baktığımda hep bir tiksinme gelirdi bana.Tek bir puan için bütün dünyayı satabilecek kabiliyete sahip insanlardı bunlar.Mezarımdan ırak,bana Miray'ım yeter de artardı bile.
Bu düşünce aklımdan geçtiğinde solumda oturan Miray'a döndüm.O da yorgundu,zira dün akşam Mahir gelmiş ve tarih sınavına hunharca ders çalıştırmıştı.Haliyle ikimizin de uykusuzluktan gözleri çıkacak gibiydi.Sabah kalktığımdan beridir gözlerim sızım sızım sızlıyordu.
Ona baktığımı hissetmiş olacak ki kafasını sıradan kaldırıp bana baktı.Kafasında koyduğu yer kızarmış,saçı başı birbirine girmiş ve aşırı tatlı görünüyordu.Uzanıp yanaklarını sıkarken bana 'ne ayak?' der gibi baksa da bir şey yapmadım ve tekrar önüme döndüm.O da birkaç bir şey mırıldandı ama önemsemediğim için dinleme gereksinimi duymamış,haliyle ne dediğini anlamamıştım.
"Sıkıntıdan gebericem,bitsin artık şu saçmalık." diye MEB'e sövmeye başladığında kıkırdadım.Türkiye'de okuyup da MEB'e küfretmeyen öğrenci yoktu.Çoğu öğrenci zorunluluk yüzünden okuyordu ki bunun başını Miray ve ben çekiyordum.Benim bir de aile hususu vardı,o ayrı.
Tam bu sırada imdadımıza yetişir gibi zil çalmıştı.
Bütün öğrenciler hep bir ağızdan sevinç nidaları atarken Miray'ın da mutluluğu gözlerinden okunuyordu.Bugünlük sabretmem gereken bir teneffüs bir de son ders kalmıştı.Sonra Miray'a gidecek onu bırakıp belki biraz oturacak ve sonra kendimi yatağa zincirleyip hafta sonu boyunca uyuyacaktım.Bunu ciddi anlamda planlamıştım.Her ne kadar midem acıktığını belli eden garip sesler çıkarsa bile,umurumda değildi.Uyumak istiyordum!
"Miray,"
"mmm?" ağzına aldığı tokayı at kuyruğu yaptığı saçına tutturdu ve bana döndü.
"Uykum var." başını sallayıp bizi uyutmadığı için kızgın bakışlarını,öğretmen masasının önünde oturan Mahir'e çevirdi.O ise telefonuyla konuşuyor ve bunu yaparken de sesi şekilden şekle giriyordu.Fakat bunu bile umursayamayacak şekilde uykusuzdum.
"Benimde,şu sırayı özellikle en sert maddeden yapmışlar.Hepsi işkence aleti gibi anasını sa*"
"ıhım," diye onu uyardığımda susmak zorunda kalmıştı.Ben küfür eden insanları severdim aslında.Aklından ne geçiyorsa direkt olarak söylüyorlardı.Aklına geleni yamultup ağzına koyan da vardı ki,onlar kuyu kazma konusunda profesyoneldi.Ama arkadan kazılan kuyularda.Tam bu sırada Mahir yerinden kalkıp bize doğru gelmeye başlamıştı.Anında bize dönen birkaç bakışı görmesem bile hissetmiştim.Ciddi anlamda bazen sinir oluyor ve bakanların gözlerini oymak istiyordum.Ama her şeye rağmen umursamamayı kendime dost edinmiş,rahat bir kafa bulmuştum.Zira ben umursamaz biri olmasaydım her gün kavga çıkaran sinir hastası bir kız olurdum.Zaten böyle çekilmeyen dünya öyle olursa çekilmez bir hal alırdı.Ki zaten pek de güzel olmayan bu hayatımda istediğim son şey bile değildi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIR İZİ (Tamamlandı)
ChickLitHayatımın her kapısı yalnızlıklara açılmış olaylar silsilesiydi. Ta ki... onunla karşılaşıncaya kadar. Soğuk bir kış günü hayatıma aldığım bu insanın beni bambaşka bir insan yapacağını bilemezdim.Ya da daha önce hiç tatmadığım duyguları bana tattıra...