Yaşasın kısa ama çabuk bölüm!
Mahir ve Elif'i dans ederken izlemek benim açımdan o kadar yıkıcıydı ki.Ona ben ve Miray'dan başkası dokunamazdı.Bu hastalıklı his ayaklarımın titremesine de neden oluyordu.Şu an içimden bir ses onu parçalamam gerektiği ve ibret-i alem için sergilemem gerektiğini söylüyordu.
Etrafı bulanık görmem hiç hayra alamet değildi.Daha bu hislerime bir isim bulamazken Miray'ın bu halimi görmesini istemiyordum.Daha fazla Elif'in Mahir'in gözlerinin içine bakarak dans etmesini izleyemedim.Topuklu ayakkabının ve elbisenin verdiği izin kadarıyla koşarak asıl mekanı terk ettim.Soğuk hava iyi gelecekti.Ferahlayıp,kendime gelecek ve hiçbir şey olmamış gibi geri dönecektim.Lakin hiç öyle umduğum gibi olmadı.
Kendimle yalnız kaldığım anda zor tuttuğum gözyaşlarım bir bir dökülmeye başladı.Neydi bu? kabul edemediğim hoşlantı mıydı?
Aşk mı?
Takıntı mı?
Sevda mı?
Adını koyamadığım her saniye kalbim alev alıyordu sanki.Bu böyle olmamalıydı.Şu dünyada herkes olur o olmazdı.O bana kardeşiymişim gibi davranıyordu.Bana hep yardım ediyor ve abi şefkatiyle yaklaşıyordu.Lakin ben bu yakınlığı çok farklı algılamıştım.Ve işte şimdi kalbim alev alırken hiç çaresiz hissetmediğim kadar çaresizdim.Ne yapacaktım? ne olacaktı?
Kabul etmeyip kapı dışarı edemiyor muyduk bu duyguyu?
Mekanın caddesine çıkarken gözyaşlarım benden izinsiz akmaya devam ediyordu.Onu benden başka biriyle hayal etmek bile midemi bulandırıyordu.Ben ona başka birinin dokunmasını kaldıramazken kalkıp birinin elinden tutup bu benim sevgilim derse bunu nasıl kaldıracaktım? Bu kadar acının altından kalkabilir miydim?
Aşık mıydım?
Ya da bu sadece hoşlantı mıydı?
Neden koca dünyada o'ydu.Ve ben ondan başka kimseyi o duruma koyamıyordum? zaten yeterince acı çekerken,neden belamı bulmak ister gibi ona neden ilgi duyuyordum? Ve asıl canımı yakan ise tüm bunların bir açıklaması olmamasıydı.Ona neden ilgi duyduğumu bilmiyordum.Kalbim o kadar sızlıyordu ki.
Ayaklarımda daha fazla derman bulamayarak bir kaldırıma oturdum.Dizlerime koyduğum ellerim üzerine kafamı yaslarken farkında olmadan sesli ağlamaya başlamıştım.
O kızlar,onun yanındakiler neden özellikle bana zarar vermek için ona yaklaşıyordu?Ben bu duygudan geçinceye kadar ondan uzak dursalar olmaz mıydı? Bu çaresiz bir hastalıktı sanki.Ve ben vücudumun verdiği tepkileri ve hissettiğim bu duygu karmaşasını anlatacak kelime bulamıyordum.Çaresiz bile çaresizdi benim durumum için.
Hepsinin cehenneme kadar yolu vardı.
"Kızım,iyi misin?"kafamı yavaşça kollarımdan kaldırdım.Karşımda bana acıyarak bakan yaşlı bir teyze vardı.Bu halime üzülüyor olmalıydı.Derin bir nefes alarak kafamı salladığımda kadın bana son bir kez daha bakıp yanımdan ayrıldı.Acaba şu an dansları bitmiş miydi? Mahir yokluğumu anlamış mıydı? özellikle mi yapıyordu? şu dünyadaki herkes gibi canımı yakmayı o da mı seviyordu?
Yavaşça kaldırımdan kalkarken vücudum uyuşmaya başlamıştı.Yokluğumu kimse fark etmemişti.Ben bir hiçtim.Beni seven,umursayan tek biri bile yoktu.Ben üzülsem,kırılsam bunlar kimin umurunda olacaktı ki? Gerçekten peşimden geleceğini mi sanıyordum? belki Mahir değilde Miray gelirdi? ama gelmemişti işte.Kendime hayıflanarak gözyaşlarımı ellerimle sert bir biçimde sildim.Beni umursamayan bir insan için gözyaşlarımı dökmem fazlasıyla saçmaydı.Bileğimdeki lastikle saçlarımı toplayıp ellerimle göz makyajımı bütün yüzüme dağıttım.Bu ben değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIR İZİ (Tamamlandı)
ChickLitHayatımın her kapısı yalnızlıklara açılmış olaylar silsilesiydi. Ta ki... onunla karşılaşıncaya kadar. Soğuk bir kış günü hayatıma aldığım bu insanın beni bambaşka bir insan yapacağını bilemezdim.Ya da daha önce hiç tatmadığım duyguları bana tattıra...