21.BÖLÜM 'Çaresiz'

360 26 6
                                    

İSRA KIZILTAŞ

"Efendim Miraç?" sabahın köründe arayan ikizime hayli sinirliydim.Bu saatte uykumu böldüğü için iyi bir bahaneye sahip olmalıydı,aksi taktirde 10 büyüklüğünde bir depreme sebep olacak bir çığlık atacaktım.

"İsra neredesin?" kafamı sallayıp,ona verebileceğim en gıcık cevapları aklımda sıralamaya başladım.

A- Sanane? bu çok basit olur,klasikleşti bu artık.

B- bizim sinek doğuruyor ona ebelik yapıyorum. Yemez bunu,çünkü sinekler yumurtlarlar, doğum yapmazlar.

C- Halı yıkıyorum. Hayatta yemez.

D- yün çırpıyorum. Halıyı yutmayan Miraç bunu hiç yutmaz.

E- Buldum!! yorganla el ele tutuşmuş kolbastı oynuyoruz! kesinlikle yer.

" Yorganın uçlarından tuttum kolbastı oynuyoruz Miraç,sen de gel gerçekten çok eğleniyoruz." Önce birkaç saniye ne dediğimi anlamaya çalıştı.Sonra da bir la havle çekip,benimle olan muhabbetine geri döndü.

"Ulan dua et bir sürü işim var,yoksa hiç üşenmez gelir seni döverdim İsra."

"hıhıı..."

"Neyse dinle beni İsra,bizimkilerden aldığım habere göre Mahir şu an çıldırmış halde,onu buluyorsun ve eğer bir yerlerde Saruhan'ı sıkıştırmışsa Miray'a haber veriyorsun,anlaştık?"

"Saruhan'ı Mahir mi sıkıştırmış,dövecek miymiş? Miraç sen..."

"Çok konuşma mavi,bir an önce Mahir'in yanına gitmeye bak." ofladım.Şu Karaltı denilen lanetli yerde Miraç'ın çalışmaya başladıktan sonra hayatımız bambaşka bir yer olmuştu.Ve artık ciddi anlamda sıkılmaya da başlıyordum.Diğer kızlar alışveriş yaparken biz çalışıyorduk.Ve ben Miraç yüzünden yapmaya da devam etmek zorundaydım.

"Anneme ne diyeceğim?" birkaç saniye ses gelmedi.

"Annem de var değil mi,şimdi ben arayıp seni benim çağırdığımı söylerim.Sen de sorun olmadan çıkarsın."

"tamam." telefonu komodinin üzerine fırlatır gibi attım.Bir gün doğru düzgün uykumu alabilsem şaşardım zaten.Yataktan doğrulurken Mahir ağabeyin neden Saruhan ağabeyi sıkıştırıp dövme ihtimalinin olduğunu düşündüm.Tamam Miray'la Saruhan Ağabeyin aralarında geçen tatsız olayları biliyordum,hatta Mahir ağabeyin Miray'ı korumak için yaptıklarını da.Ama ne zamandır hiçbir sorun olmuyordu,hatta Saruhan ağabeyin de Karaltı'nın İstanbul uzantılarında bir yerde çalıştığını da duymuştum.Şimdi ne olmuştu da ortalık yine kızışmıştı?

Dolaptan çıkardığım siyah ispanyol paça pantolonumu ve siyah salaş bir t-shirti üzerime geçirdim ve havaya güvenmediğimden üzerime de yine siyah bir kapüşonlu aldım.Telefonu arka cebime koyarak yatağımı düzeltip,evden çıktım.Annem beni görmemişti galiba,ama sonuçta Miraç haber vereceğini söylemişti.Yani sorun olmazdı.Artık konuşmalarımızda konu bile olmayan,beni bekleyen şoföre doğru ilerledim.Ne zaman Miraç bir iş için beni çağırsa en geç 5 dakika sonra alt sokakta Harun ağabey belirir ve beni gitmem gereken yere götürürdü.Ön yolcu kapısını açıp içine bindim.Bir baş selamı verdiğimde,yola koyulmuştuk.

--

Aslında ne kadar sinirlense de Mahir ağabeyin şiddet veya işkence gibi huyları yoktu.Fakat Miraç'ın da sesinden anlaşıldığı gibi olay büyüktü.Belki şu anda Saruhan ağabeye hayatında başka kimseye yapmadığı şeyler yapıyordu.Ve beni en çok endişelendiren kısım buydu.Açıkcası uzun süredir kimseye zarar vermeyip,şimdi onların siniriyle ve şu son olayla katlanan sınırlarıyla ona büyük zarar vermesinden korkuyordum.Nihayet Karaltı'nın en az kullanılan kapısına vardığımızda teşekkür edip arabadan indim.Fazla dikkat çekmemek için yavaş yürüyordum.Buraya giren çıkan herkes beni tanırdı,lakin aceleci davranmam beni tanıyan herkesi gittiğim yere çekerdi ki,bu benim istediğim son şey bile değildi.İçimde büyüyen endişeyi susması için azarlarken insanlarla göz göze gelmemek için başımı hiç kaldırmıyordum.

SATIR İZİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin