20.BÖLÜM 'Mezarlık'

372 20 6
                                    

-

Dalmış bir şekilde masayı incelerken aklımda delici bakışlar vardı.Etkileyen bakışlar,eriten bakışlar..

O bakışları tekrar yüzümde hissetmeyi istiyordum ve o insanı mayıştaracak kadar güzel sesi tekrar ve tekrar dinlemek itiyordum.O bakışları anlatmam için verebileceğim en güzel örnek sigaraydı.Ben sigara kullanmazdım fakat içenlerin dedikleri şeyi birçok kere duymuştum.Bağımlılık.Onlara her sorduğumda bana dedikleri tek şey,içmedikleri zaman kendilerini eksik hissettikleriydi,kendilerini hiç iyi hissetmediklerini söylüyorlardı. Halbuki eminim, hepsi onun ölüme uzanan bir köprü olduğunu biliyordu,buna rağmen içiyorlardı. İşte benim de onun yanımda olmasını istemem böyle bir şeydi.Adı neydi,bilemiyorum.Belki üstüme sinen güven kokusuydu sevdiğim,ya da onunla geçirdiğim güzel dakikalardı sürekli istediğim.

Hala yüksek sesli müzik hakimiyetini salonda sürdürürken,kısa bir anlığına kulaklarımın acıdığını hissetmiştim.En son ne zaman bu kadar yüksek sesli müzik dinlediğimi hatırlayamıyordum bile.

Önümdeki sandalye küçük cızıltılar çıkararak çekildiğinde bakışlarım anında oraya yoğunlaşmıştı.Mahir'le tekrar göz göze gelmem,sanırım birkaç günlüğüne kalp sağlığıma iyi gelmeyecekti.Böyle olsun istemiyordum,o içinde anlam yüklü amber rengi bakışların bana bir şey ima edercesine bakmasını istemiyordum.Fakat ona bakmayı da kesmiyordum,içimden hep ona bakma isteği geçiyordu.Ve bu o kadar şiddetliydi ki,birçok şeyde kendimi engeleyilmişliğim vardı fakat bunu engelleyemiyordum.Kaç saniye veya dakika geçtiğini umursamayarak gözlerine bakmayı sürdürdüm.İçimde bunu yapabildiğim için benimle gurur duyan bir taraf vardı,zira o da biliyordu benim bunu her zaman yapabileceğim cesaretimin olmadığını.

Miray boğazını temizledi,gelen sese karşılık bakışlarım yanımda oturan Miray'a kaymıştı.Gülümsüyordu,hayır sırıtıyordu ve ben bu sırıtmanın bir şeyi ima ettiğini anlayabiliyordum.Dans başladığında masadan kalkan Devran Mahir'in yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu ve rahat bir tavırla arkasına yaslandı.Saçları ıslaktı,büyük ihtimalle lavaboda onlara şekil vermişti.

"Kalksak mı artık?" diye sızlandı Miray.En az benim kadar düğünlerden hoşlanmadığı belliydi.

"Olmaz,Barış'ın Ecrin'e bir süprizi varmış.Bu sırada yanında olmamı istedi." diye kısaca açıkladı Mahir.Lakin bu Ecrin denilen kıza yavaştan kıl olmaya başlamıştım.Mahir'in herkesi umursayan bir yapısı vardı.Ben olsam,umurumda bile olmazdı fakat hep içimden geçirdiğim gibi o çok farklı biriydi.Her şeyiyle,her hareketiyle,her konuşmasıyla.

Yeri geldiğinde fazla ciddi,yeri geldiğince tam bir babacan gibi davranan,yeri geldiğinde ise çocuk gibi eğlenen ve en çok da tıpkı bir baba gibi şefkatle insanlara kollarını saran biriydi.Bende kişilik olarak ne yoksa,onda hepsi fazla fazla vardı.Şöyle bir düşününce aslında onun gibi bir insan olmayı zaten istemediğimi fark ettim.Ben asla insanlara tam olarak içini açan bir kız olmamıştım,bunu beceremiyordum. Sadece beni deli eden insanlara karşılık onları daha da deli etmekte üzerime yoktu.Diğer arkadaşlık konusunda pek iyi olduğum söylenemezdi.Aynı şekilde anneme ve kardeşime karşı da öyleydim.Ben anneme ve kardeşime onlara olan şefkatimi sevgimi hep göstermiştim.Fakat arada tam olarak duvarlarımı yıkabilen tek bir insan bile yoktu.

Şu ana kadar içimde yaşadığım,yeri geldiğinde ağlamaktan kendimi helak ettiğim sırlar sadece bende saklıydı.Ve onları söylemeye cesaret edemiyordum.Çok saçma sapan şeylere kırılıp saatlerce ağladığım olurdu,biri sorduğunda da geçiştirmek için bahaneler üretir ve başımdan savardım.Ve ağladığım süre boyunca da o dertleri içimde soyut bir insana çevirir sesli sesli kavga ederdim.Kendim sakinleşinceye kadar da konuşamazdım aslında.Konuştuğum zamanlar gerçekten şuurum yerinde olmadığını fark etmiştim.

SATIR İZİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin