23.BÖLÜM 'Mezuniyet Balosu'

379 21 16
                                    

Bir yanım Devran'ın bizi kurtarmasıyla her şeyin bittiğini söylüyor,diğer yanım da her şeyin daha yeni başladığını söylüyordu.Ben tam olarak hangi yanımdan taraf olduğumu bilemiyorum.

Devran'ın bizi kurtardığını anladığımda bizim sokağın sonundaki Mahir'in evinde kanepede uzanıyordum.Her tarafım tutulmuş,beynim narkoz almış gibi uyuşmuştu.Sersem gibi ayağa kalkmaya çalıştığımda yeniden düşmem bir olmuş ve bu da odadakilerin ilgisini üzerime toplamama neden olmuştu.Herkes uyanıktı ve dalmış bir şekilde bir yerleri izliyordu.Önce Miray kalktı ayağa,iki adımla yaklaştı yanıma.Her ne kadar içimdeki dürtü geri çekilmemi istese bile yapmadım.Bu onu kırabilir,yıkabilir,üzebilirdi.Ve benim şu hayattaki tek gerçek arkadaşımın kırılmasını katiyen istemezdim.

"Ef'im,iyi misin meleğim.Biz çok üzgünüz,böyle bir şeyin başına gelmesini istemezdik." Miray'ın cümlesinin sonunda Mahir belirdi.Anında gözlerimi ona çevirdiğinde amberlerinin yine alev aldığını gördüm.Sert bir ateşti bu,şu an beni yakıp kavuruyordu..Anında başımı başka bir yere çevirdim.

"İyim Miray,su...su var mı?"Miray hızlıca kafasını sallayıp ayağı kalktığında Devran'ı gördüm.Yanı başımda ama bir o kadar da uzağımda bana bakıyordu.O hengamede Devran'ın beni kucağına alışını şöyle böyle hatırlıyordum.O adamlara attığı yumrukları ve ettiği küfürleri de öyle.Fakat Devran yanıma geldiğinde olayın sonrasını bekleyememiş ve zaten yarı baygınken gözlerimin kapanıp kulaklarımın uğuldamasına engel olamamıştım.Tam yere düşecekken de Devran'ın belimden tuttuğunu hissetmiştim.Tüm bunlar olurken bile bilincim kendinde değildi,gözlerim ise yarı açık ve bulanıktı.Devran benim iyilik meleğimdi.Bakmayın öyle soğuk durduğuna,gerektiğinde canını verecek kadar fedakar bir insan oluveriyordu.Miray su bardağına doldurduğu suyu bana uzattığında beklemeden yatakta oturur pozisyona geçip elindeki suyu aldım ve tek dikişte hepsini bitirdim.

"Teşekkür ederim," bardağı Miray'a uzatırken tüm bakışların üzerimde olması beni rahatsız etmişti.Tekrar eski halimi aldım.Her ne kadar onlara bakmak istemesem de bu üstümde psikolojik bir gerilim kuruyordu.

"Eftelya ile biraz yalnız konuşabilir miyiz?" anında bakışlarım Mahir'e dönerken içimden kalkıp buradan kaçmak gelmişti.Onunla yalnız konuşmak filan istemiyordum.Hatta birkaç gün onu görmesem iyi olurdu. "Lütfen,"

Miray'a yalvaran bakışlarımı gönderdiğimde oralı bile olmadı.Ayağı kalktılar ve odayı terk ettiler.Ben ise Mahir'le yalnız kaldım.Bir yanım kalkıp kaçmam gerektiğini söylüyor,diğer yanım onu dinlememi söylüyordu.Ve ben yine kararsızdım.Yine de tüm direncimi koruyup bakmadım yüzüne.Mahir bu kere koltuğun ucuna oturdu ve bana döndü.Ve ben mecburen bakışlarımı bu kez başka yere çevirdim.Çünkü ona baktığımda bile içimde ağlama isteği uyanıyordu.Ve bu canımı fazlasıyla acıtıyordu,özellikle sol yanımı.

"yüzüme bakmıyorsun," çekingen bakışlarımı yavaşça Mahir'e çevirdim.

"yorgunum," her ne kadar Mahir'e bakıyor olsam bile gözlerine bakamıyordum.Bu beni her defasında olduğu gibi şimdi de utandırıyordu.

"Yorgun olduğun için mi?"diye sordu hayretle.Ben ise 'çünkü utanıyorum' diyemedim.Bu soruyu yanıtsız bıraktım. "Özür dilerim,bu hiçbir haltı düzeltmeyecek ama özür dilerim."Onun suçu vardı.Bizi böyle bir hengamenin içine sokmakla çok büyük bir hata yapmıştı.Ama sonuçta başımıza bir şey gelmemişti ve plan biraz aksaklık çıkarsa da işlemişti.

"Eve gitmek istiyorum,beni götürür müsün?" bakışlarım kısa bir anlığına ona döndüğünde o kadar kötü bakıyordu ki içim burkuldu.Koltukta oturur pozisyona geldiğimde ise hiç beklemediğim bir şey oldu.Mahir kollarını belime sarıp bana sarılırken bende ipler kopmuştu.Tüm düşüncelerin canı cehennemeydi.Hiçbir şeyi umursamayarak kollarımı boynuna doladım.Şu an yaptığım şeyin çok yanlış olduğunu söyleyen iç sesimi siktir ettim.Bu bana iyi geliyor muydu? geliyordu.Gerisi şu anda umurumda bile değildi.

SATIR İZİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin