19.BÖLÜM ' Davet '

486 24 10
                                    

Heyecan içinde kapıya bakıyordum.

Kapı açılınca Mahir'de ayaklanmıştı.Devran ise,aynı rahatlığıyla duruyordu.Aslında Devran'ın bu umursamaz davranışları şu anki psikolojime de iyi geliyordu.Sıradan bir anlaşma yapılacak ve herkes evlerine dağılacak.İçimden beni deşarj etmesi için tekrarladığım bu cümle,bir nevi ilaç görevi üstlenmişti.Sıkışan göğüs kafesimi açmak için uğraşan kalbim,hedefine biraz da olsa ulaşmıştı.

Önce Sude içeriye girdi.Onun arkasında da hepsi siyah takımlara bürünmüş,ikisi uzun boylu,biri orta boylu üç adam girdi.Nefesimi tuttuğumu yeni fark etmiştim.Hepsinin gözlerinin altında mor halkalar vardı.Asi dağınık saçlara sahiptiler ve sert bakışları vardı.Adamlar bu sırada masaya doğru ilerlemeye başlamışlardı. Sude içeriye son bir bakış atmış ve odayı terk etmişti.

Adamların üçü de karşımızdaki masaya yerleştiğinde biz de yerleşmiştik,tekrar kapıdan ses geldi.Masadaki bütün gözler kapıya dönerken,içeriye giren kişi Kayra'ydı. Hepsi anlaşmış gibi siyah takım giyinmişlerdi. Kayra'nın yüzüne bakarken,Mahir'e kaş göz hareketleri yaptığını görmüştüm.Fakat orada ne demek istediğini anlamamıştım.Bakışlarım Mahir'e kayarken yandan bir bakışla görebildiğim kadarıyla Miray'da önümüzde oturan üç adama bakıyordu.Ve en az benim kadar gergindi. Mahir ise son derece rahat bir şekilde Kayra'ya mimikleriyle bir şey anlattı.Fakat bu çok gizli bir şeymiş gibi sadece ikisinin arasında kalmıştı.

"Bir hoş geldin yok mu Mahir bey?" Mahir masaya kollarını koydu ve yukarıdan birleştirdiği ellerini kenet yaptı.Ardından sandalyesine yaslandı.Cevap vermek için acele etmiyordu ve yüzünde önümüzdeki adamları aşağılar bir ifade belirmişti.Onun bu öz güveni ise bana cesaret ve güven veriyordu.Rahat bir nefes aldım. Hiçbir şey olmayacak,anlaşma imzalanacak ve herkes evlerine gidecek.

"Önce bir sorsana hoş mu geldik diye?" Bu kez aynı bakışlar orta boylu adamın yüzünde belirmişti. Mahir'e kısaca bakıyor ve ardından Miray ve bana dönüyordu. Bu sırada masada olduğunu kısa bir süre için unuttuğum Devran boğazını temizledi ve biraz öne eğildi.Bu kez odaya ilk giren uzun boylu adam Devran'a döndü.

"biz de pek hoşnut gelmedik,ama sen misafirperver birisindir Mahir efendi,bir hoş geldin bile dememen kırdı bizi." Bu laf bende huzursuz bir hava uyandırdı,adamlar dalga geçiyor gibiydiler.Fakat Mahir bunun altında kalacak değildi.Bizden zaten ses çıkmıyordu.Mahir'in amber rengi gözlerinde yayılan acıyış serpillerini saklamamıştı.Aksine adamların onları daha iyi görebilmesi amacıyla gözlerini kısmadan gülümsemişti de.Masanın ortasında duran tükenmez kalemi elime aldığımda birkaç bakış bana dönmüştü.İçimde tuttuğum nefesi vermeden arkama yaslandım ve kalemi masanın üzerine dik bir şekilde yerleştirdim.Kafamı kaldırdığımda Mahir'in amber rengi gözleri üzerimdeydi.Büyük ihtimalle ne yaptığımı anlamaya çabalıyordu.

"Ben insanlara misafirperverim sizin gibi köpek sürüsüne değil." bu laf daha kulağıma ulaşır ulaşmaz içimden bazı şeylerin koptuğunu hissetmiştim.İçimden bir ses,Mahir'in ateşle uğraştığını söylüyordu.Karşımdaki adamların yüzünde mimik oynamazken,elimdeki kalemi daha sıkı bir şekilde kavramıştım.Her nefes alışımda hava boruma giren iğneler feci ağrı uyandırıyordu.Bu havayı solumak kalbimin de sıkışmasına vesile olmuştu.

"Bak bu hiç olmadı işte Mahir,belki kızlarına vereceğim işkenceleri hafif tutabilirdim.Ama şu sözün bütün merhametimi köreltti." şaşkınlıkla orta boylu adama dönerken,bunun şaka mı yoksa gerçek mi olduğunu kestirememiştim.Sesinde alay vardı,kendisinde de iğrençlik.

"Ne diyorsun lan sen!" Mahir'in kükreyerek bağırdığına ikinci defa şahit olmuştum.Önümüzdeki adamlar ayağı kalkmışlardı.

"Yoksa biricik kızlarının yanında argo mu konuşuyorsun? cık cık cık,hiç yakıştıramadım." şeytanın kulağıma fısıldadıkları kulağımı yakarken,içimden kendimi tutmam için hiçbir neden olmadığını savunan bir ses çıkmıştı ortaya.Bu sesi def ederek Miray'a döndüm.O da korkulu bakışlarla Mahir'e bakıyor,ara ara da beni kontrol ediyordu. Devran'ın bize doğru yaklaştığını görmüştüm.Ortam kızışma aşamasını geçmiş alev almıştı.Kolay olmayacağını biliyordum,lakin adamların Mahir'i bu derece zorlamasını beklemiyordum. "Neyse konumuza geçelim,değil mi? hadi çıkar şu lanet anlaşmayı." .Bir an önce anlaşmanın bitmesini istiyordum. Mahir'in amber rengi mızrakları üç adamı delip geçerken olaya daha fazla şahit olamadım,arkama bir bakış attığımda Devran'ın tam arkamızda ayakta beklediğini ve adamlara baktığını görmüştüm.Sinirliydi,bunu yerinde duramamasından anlamıştım.

SATIR İZİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin