35.BÖLÜM 'Final'

684 27 16
                                    

Bülbüllerin cıvıltılarını,güneşe yüzünü gösteren her bir gülün o sıcak gerinişlerini,dünyadaki bütün insanların o andaki mutluluğunu benliğimde hissediyordum.Çünkü gelinliğimi giyiyor ve mutluluktan uçmamak için kendimi zor zapt ediyordum.

Evleniyordum!

Saçımı Miray yapmak istemişti ama saniye ağlamadan duramıyordu nasıl olacağını bilmiyordum.Onun yüzünden bir kahkahalara boğuluyor bir de ağlamaktan duramayacak hale geliyorduk.Mahir'in annesi bu hallerimiz yüzünden düşüp bayılacaktı.Annem ise Mahir'le düğün yerine girdiğimizde görmek istiyordu bu yüzden gelin odasına hiç gelmemişti.

Şey demiş miydim ya? Evleniyorum

"MaşaAllah tü tü tü," Mahir'imin annesi,sevdiğim adamı 9 ay karnında taşımış harika annecim hazretleri nazar duası okuyup ikide bir üstüme üflüyordu ve ben utancımdan bayılacak gibi oluyordum. "Kızım nazar verirler filan dur şu muskayı da gelinliğinin altına iğneliyim," deyip gelinliğin altını hafifçe kaldırıp oraya iğneledi muskayı. Miray ise kahkahalarla gülüyordu.

"Candan teyze asıl nazarı sen değdireceksin şimdi deniz kızıma," Miray'ın dalga geçer konuşması anneciğimi daha da eğlendirdi.Miray esprilerine devam etti ve düğün olduğunu tamamen unutup kahkaha atmaya başladık.

"Bu manyak neler çektirdi Mahir'e garibim," Miray'ın bu cümlesi bana geçmişi anımsattı ve daha fazla kahkahalara boğuldum.Bugünden daha güzel bir günüm olmamıştı.Sonra Miray'ın kafasına dank etmiş gibi durdu bir an ve sonra şokla cebindeki telefonu çıkardı. "Ef'im sana yarım saat kaldığını ve senin daha hiçbir şeyinin hazır olmadığını söylemek istemiyorum sen anla."

"Ne?"

"Hadi daha ne bekliyorsunuz benim oğlum hazırdır şimdi." diyerekten Mahir'imi övdü,övsündü.

"Haklısın annecim,Miray'cığım..." diyerek başımı ona çevirdim.O da hemen anlamış olacak ki beni gelin masasına oturtup gerekli malzemeleri çıkardı. Miray'ın eline kaldıysak bu iş tamamdı.Çünkü o yemek yapmak hariç her şeyi mükemmeliyetle konuşturan bir kızdı.Kardeşimden farksızdı benim için.

**

Yarım saat sonra her şey mucizevi bir şekilde hazırdı.Ruhumda çürüttüğüm bütün tohumlar can bulmuş,içinden en sevdiğim çiçeklerden olan gül ağacı çıkarmışlardı.Mahir,benim ruhumda ölen ya da solmuş her çiçeğin suyu oksijeni güneşiydi.Ben onsuz bir hiçtim.Biz onunla tamamdık.Bizi yalnız birbirimiz tamamlardı.

Heyecan artık bütün vücudumu zangır zangır titretiyordu.Düğün yerine merdivenlerden inerken düşmekten,dans ederken yanlışlıkla kendi ayağıma basıp düşecek gibi olmaktan,pastayı Mahir'imin ağzı yerine burnuna yedirmekten korkuyordum.Evet tüm bunlar benim bir numaralı kabuslarımın konuklarıydı.

Yine de derin bir nefes alıp içimden dua ettim,Allah'ım ne olur bu gün güzel geçsin.

Miray duvağımın arkasını düzelttikten sonra elimden tutup beni ayağı kaldırdı ve arkama çevirdi.Odada az önce giren Milas'tan arkadaşlarım vardı ve ben hangi ara geldiler diye düşünemeden koşup sarıldım her birine.Kendimi övmek gibi olmasındı ama aynadan şöyle bir göz attığımda tam da görmek istediğim mükemmeliyeti görmüştüm.Asla kendimi övmek gibi olmasındı.

"Kız Eftelya,sende ne cevherler varmış MaşaAllah," deyip sarıldı Derya bana.Ben de gülümseyip ona sarıldım.Hepsi benim düğünüm için toz pembe dizin bir karış üstünde biten elbiseler giyinmişlerdi.Bunu Miray ayarlamış olmalıydı.Hayırdır diyen bir bakışı attığımda Miray oralı bile olmadı,canım benim.

"Çok teşekkür ederim geldiğiniz için."

"Ne demek,Eftelyamız evleniyor hiç gelmez miyiz? Yalnız ben daha enişteyi görmedim." deyip gülümsedi.Şimdi içeride tüm ihtişamıyla hazırlanıyordur benim güzel eşim.Bu yüzden sadece gülümsemekle yetinmiştim.

SATIR İZİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin