Böyle kısa bölümleri kabul ederseniz her hafta yayımlayabilirim,Nasıl olur?
"Anne biraz sakin olur musun?" şu an aklımda dönen her kelime beynime batıyormuş gibiydi.İçimde askıda kalmış duyguların bana yapmam gereken şey hakkında hiçbir bilgi vermemesi fazla ironiydi.Bu olayı defalarca kez yaşamıştım ve her seferinde durumdan kötü çıkan taraf ben oluyordum.
Annemin dudaklarının arasından çıkacak her cümle beni defalarca öldürecekti.
Yeni yeni mutlu olmaya başlamışken annemin işe taş koyması fazlaca haklı bir hareketti.Ama ben de mutlu olmayı hak etmiyor muydum?Yıllar sonra Mahir'ime kavuşmanın mutluluğunu yaşayamadan bu olanlar biraz ağır değil miydi?
İçimde bir ağlama isteği baş gösterirken gözlerimi kapatıp,sakin olmaya çalıştım.Ama nafileydi.Annem başımda dönüp dururken sakin olmak mümkün değildi.Bir o tarafa bir bu tarafa giderken sadece kendi aklını değil benim dünyamı da döndürüyordu.Hiç mutlu olmamamın sebeplerinden biri buydu işte.Beni mutlu edecek bir olay,başkasına zarar veriyordu.
Yani benim mutlu olmam bir nevi yasaklanmış bir şeydi.
"Mahir gelecek ha? Kızımı istemeye..." bu cümlesiyle derin bir nefes verdim. "Olmaz,rızam yok." bir yaş gözümden aşağı yuvarlanırken dünya durdu sandım.Olduğum yere yığılırken diyecek bir şeyim yoktu.O annemdi.
Ve bu evde annemin sözleri geçiyordu.
"Ben mutlu olmayayım,onu mu istiyorsun?" başını hızla iki yana sallarken yüzüme bile bakmıyordu.Bütün hayallerim bir bir yıkılırken birini tutup yıkılmasına engel bile olamadım.Sessizce yıkılışlarını izledim.Bana saatlerce sürmüş gibi gelen dakikalarda bir o tarafa bir bu tarafa yürümeye devam etti.
"Burak'ı nasıl ikna ettiniz.Yazık yavrum nasıl üzülmüştür..." Annemin bu cümlesiyle bende ipler kopmuştu.
"Anne sen ciddi misin? Kimin mutluluğunu düşünüyorsun,benim mi Burak denecek o herifin mi?"
"Kızım..." başımı hızla iki yana salladım.Tam önüme gelip durduğum yerde önüme çökerken ben hızla ayağı kalktım.
"Anne ben Mahir'i seviyorum.Bunu bildiğini söyleyip,bilmemiş gibi davranıyorsun." sinirli bir nefes verdi.
"O seni mutlu etmeyecek kızım,üzmeye devam edecek." bir an ciddi mi diye yüzüne baktım.
"Söylesene anne,Mahir hakkında ne biliyorsun.Pekala senin bir zamanlar patronun olmuş olabilir ama ben onunla günlerimi geçirdim.Ve bu dünyada beni mutlu edecek biri varsa o da Mahir." sinirle önümden ayağı kalkarken ondan bu hareketleri beklemediğim için şoka girmiştim.
"Beni dinle Eftelya,ben seni onca zorluklarla büyüttüm.Şimdi de sırf bunlar için bile olsa bana boyun eğeceksin.Seni vermeyeceğim."
"Yeter!" kardeşim telaş içerisinde bulunduğumuz yere girdi.İkimizin bakışları kardeşimde birleşirken bir an ne diyeceğimizi bilememiştik.
"Ben de ona kaçarım o zaman."
"Bana bak,"
"Anne?" yumruklarımı sıkıp tekrar kardeşime döndüm.Neredeyse ağlamak üzereydi.Bir an ne yaptığımın farkına varmıştım,sahiden ne yapıyorduk biz? Bir evin temellerinden biri kırılırsa o evden kâr gelir miydi? Niye yıpratıyorduk ki birbirimizi. Tekrar anneme döndüğümde çoktan ağlamaya başlamıştı.
Lanet olsun.
Ne onu ne de Mahir'den geçemezdim.İkisi varsa ben de vardım.
"Neden olmaz anne," Koltuğa yavaşça çökerken ben de yanına oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIR İZİ (Tamamlandı)
ChickLitHayatımın her kapısı yalnızlıklara açılmış olaylar silsilesiydi. Ta ki... onunla karşılaşıncaya kadar. Soğuk bir kış günü hayatıma aldığım bu insanın beni bambaşka bir insan yapacağını bilemezdim.Ya da daha önce hiç tatmadığım duyguları bana tattıra...