*
"Eftelya!" nefes nefese yataktan nasıl fırladım bilemiyorum.Saçım yüzüme yapışmış terden vıcık vıcık olmuştu.Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.Bu sırada Miray yanı başımda durmuş korku dolu gözlerle bana bakıyordu. nefes nefese yattığım yerden doğruldum.
"Çok kötü bir kabus gördüm."Miray ise koşarak mutfaktan bir bardak su getirdi.Ağzım kupkuruydu. Suyu tek dikişte bitirdim.
"bana anlatabilirsin,belki için rahatlar?" kafamı sallayıp ondan uzaklaştım ve yatakta oturur pozisyona geçtim.O da yanıma oturduğunda içim biraz daha rahatlamıştı.
"Kabus işte."deyip geçiştirmeye çalıştım. Tekrar ben buradayım dercesine elini omzuma attı.Güvenli hissettirmişti. Hatırlayabildiğim kadarıyla rüyayı başından sonuna kadar anlattım.Ben kabus gören insanlardan değildim.Hatta çoğu zaman rüya bile görmezdim.Ama gördüğüm rüyaların etkisinde kalır ve tabirlerine bakarak hayatımda olmasını beklerdim.Zaten her şeyi takan ve kendini üzen bir tiptim.Rüyayı anlatmam bitince Miray'ın yeni getirdiği suyu içtim.Birine anlatmak gerçekten de iyi gelmişti.
"ne biçim bir bilinçaltın var lan senin?" tekrar ellerimle yüzümü ovaladım.Miray haklıydı,ne biçim bir bilinçaltım vardı benim? ne biçim rüya görüyordum öyle.Zaten ara ara eski gördüğüm rüyaya ilişiyordu aklım.Sahi o eline dokunduğum adam kimdi,neden bana yardım etmişti?
"Haklısın,böyle bir rüyayı yalnız ben görebilirim bence de." gülümseyip bana sarıldı ve geri çekilip yattığım yerden kalktı.Ben de çok beklemeden ayağı kalkıp banyoda elimi yüzümü yıkadım.Şu son samanlarda olan şeyler yüzünden psikolojim iyice bozulmuştu bir de bu rüya üstüne tam oturmuştu.Soğuk suyu defalarca yüzüme çarptıktan sonra kendimi hala iyi hissetmesem bile yüzümü kurulayıp salona geçtim.Bugün buradan çıkmak ta yasaktı. Miray'a çıkıp biraz hava alalım da diyemezdim yani.
Koltukların üzerine serdiğimiz yorganı ve nevresimleri toplarken biraz daha kendime gelebilmiştim."daha iyi misin,istersen Mahir'e söyleyelim bizi Karşıyaka'ya götürsün?" başımı olumsuz anlamda salladım. "neden ki?" koltuğu oturmak için ayarlayıp oturdum.Bu sırada en az benim kadar Miray'da düşünceli görünüyordu.
"İstemiyorum."
"Bir kabus yüzünden mi?" başımı iki yöne salladım.Tabi ki bir kabus yüzünden onları görmek istememezlik yapmıyordum.Sadece gördüğüm kabus daha öncekilerden daha korkunçtu.Ve bunun bir şekilde bilinçaltımın oyunu olduğunun da farkındaydım.
"Miray sadece bir gün müsaade et olmaz mı?"
" et olmaz ama but olur."
"ne?" gülerek önüne döndü.Anlayamadığım bir Miray klasiğiydi bu da.Miray ve şu'ergen' esprileri."valla bu espriyi anlayamadım." eliyle kafasında parmağıyla daire işareti yaptı.
"beyin yandı ya sende bugün,ondan." yan tarafımdaki yastığı ona doğru fırlattığımda hiç yadırgamadan yastığı havada tuttu ve başının altına koyarak koltuğa yattı.
"açım ben,ne biçim ev sahibisin?"
"sensin sahibisin,o kadar yer verdik uyudun.Kahvaltıyı da sen hazırla hanım efendi." oflayarak mutfağa ilerlerken kapı çaldı.Başta biraz tereddüt etsem bile,Miray'ın kalkası olmadığından kapıya yöneldim.
"kim o?" çok geçmeden cevap geldi.
"Eftelya ablam ben Kayra.Mahir abim ekmek gönderdi." rahat bir nefes verip kapıyı açtım.Kayra elindeki poşetleri bana uzatırken tereddüt etmeden poşetleri aldım. Kapıdan gitmeyince anlamayarak Kayra'ya baktım.Hala bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIR İZİ (Tamamlandı)
Chick-LitHayatımın her kapısı yalnızlıklara açılmış olaylar silsilesiydi. Ta ki... onunla karşılaşıncaya kadar. Soğuk bir kış günü hayatıma aldığım bu insanın beni bambaşka bir insan yapacağını bilemezdim.Ya da daha önce hiç tatmadığım duyguları bana tattıra...