A.D.16

13.6K 941 39
                                    

Bölüm Şarkısı: Yıldız Usmonova feat Yaşar - Seni Severdim

Mehmet attığı yumrukla sanki biraz önce yüzünde ki gülümseme ona ait değilmiş gibi karşısında ki adamın halini umursamadan karısına ateş saçan bakışlarını çevirdi. Azra endişe ile Arda'ya bakakalmıştı. Zavallı çocuk kendisi yüzünden her seferinde şiddete maruz kalıyordu. Mehmet'in bakışlarına karşılık aynı şekilde cevap verdi. Mehmet ani bir hamlede bulununca artık kocasının bu  şiddet içerikli hallerinden sıkılan Azra daha hızlı davranarak eşinin önüne geçti. Karısının bu hareketi karşısında çatılı olan kaşlarını mümkünmüş gibi dahada çatarak adeta kükredi.

Çekil şunun önünden!" diyerek Azra'yı sert bir şekilde kolundan tutarak savurdu. Azra uğradığı sert hareketle sendeleyip düşeceği esnada Ali çevik bir hareket ile düşmek üzere olan kızı belinden yakalayarak  kurtardı. Kızlar şok olmuş gözlerle Mehmet'in ne yapacağını izlerken erkekler sanki olması gerekeni yapıyormuşçasına rahatlıkla olacakları bekliyordu. Mehmet, Arda'nın yakasına yapışarak duvara hırsla çarptı. Çarpmanın şiddeti ile yüzünü buruşturan Arda'nın hali şu an için umurunda değildi. Zaten içinde bulunduğu görevde işler sarpa sarıyor gerekirse aralarına sızıp muhbirlik yapması gerekiyordu. Ama içinde bulunduğu görevin stresi yetmiyor gibi birde bu kadının abuk subuk işleri ile uğraşıyordu. Bu  yüzünden aklı hep karısında kalıyor üzerine düşen göreve tam anlamı ile adapte olamıyordu. Oysa büyük bir örgütle karşı, karşıyalardı. Silah kaçakçılığından tut, insan kaçakçılığına kadar uzanıyordu örgütün kolu. Ama o ne yapıyordu? Karısının saçma sapan işleri ile uğraşıyordu. İçinde ki düşüncelerin de siniri  ile duvar ile kendi arasına sıkıştırdığı adamın gözlerinin içine bakarak öfke ile konuştu.

"Ben seni daha önce uyarmadım mı lan? Eceline mi susadın salak herif?" diyerek adamı silkeledi. Arda yakasında ki ellerden kurtulmaya çalışsa da başarısız oluyordu. Nereden sarmıştı başına şu Ayı'yı. Azra arada olmasaydı böyle pis bir işin içine kesinlikle girmezdi. Ama işte arkadaş hatırına böyle bir Ayı'nın şiddetine maruz kalıyordu. Sakin olup bu adamın pençelerinden kurtulmalıydı. Hemde daha fazla hasar almadan.Uysalca konuşma çabalarına girdi. Ne diyeceğini bilemeyerek ağzını bir iki kere açıp kapattı. Çünkü daha önce vahşi bir hayvanla hiç konuşmaya çalışmamıştı. Tekrar ağzını açtı ama diye bildiği tek şey kendisini bile hayal kırıklığına uğrattı.

"Azra çek şu  kocanın pençelerini üstümden." Tam bir korkak gibi davrandığının farkına vardığında dilini ısırsa da çok geçti. Çünkü karşısında ki adamın ve salondakilerin kıkırtılarını işitebiliyordu. Ne var sanki canım,tabi ki korkmuyordu Mehmet'ten sadece hiç bir zaman şiddet yanlısı olmamıştı. Zaten adam bu cadının elinden çekiyordu,birde kendisinden çekmesine ne gerek vardı. Yani savunmasız kalması korktuğundan değildi. Tamam birazcık tırsıyor olabilirdi. Mehmet yüzünde sinsi bir sırıtışla adamın yakasında ki ellerini çekti. İşaret parmağını tehdit edercesine kaldırıp sallarken bir taraftan da tehditlerini savuruyordu.

"Lan hem korkuyorsun,hem her taşın altından bununla..."derken Azra'yı işaret etmiş ve sözlerine devam etmişti. "...Sen çıkıyorsun. Bana bak Arda! Bu son uyarım bir daha o elini karımın herhangi bir yerinde görürsem kırılmadık kemiğin kalmaz demedi deme. Üstelik bu saz arkadaşlarına da söyle aynı şey onlar içinde geçerli." Etrafta ki erkekleri söylediklerin de kararlıymışçasına çatılı kaşlarla süzdü. Fakat tuhaf olan bir şey vardı ki onlar hiç korkmuş ya da tırsmışa benzemiyordu. Aksine yüzlerinde tuhaf bir sırıtış vardı. Ve bu kızların arasında ki diğer dallamayı neden daha önce fark edememişti acaba? Her şey Azra'nın suçuydu. İyi de bu adam kimdi ki? Üstelik kızlarla alakası neydi? Gerçi pekte tipi yoktu ama. Kimi kandırıyorsun oğlum adam mankenlere taş çıkaran cinsinden diyen iç sesine en okkalı küfürlerini ileterek sıkıntı ile kısa saçlarına elini attı. Fakat şimdi daha da sıkılmıştı. Bok vardı sanki her zaman kısa kesim yaptıracak bu saçları. "Millet sıkıntılı iken bile elini saçına atar havası olur biz elimizi atsak kel başa şimşir tarak hesabı. Şuna bak  adam da fırça misali saç var arkadaş." Merakı sinirinden üstün bir hal almış karşısında ki adamı süzüyordu.

AŞKIMIZIN DAVASI -DAVA SERİSİ 1- (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin