A.D.19-2 part

12.8K 941 48
                                    

Bölüm şarkısı- Aynur Doğan- Oy Gelin

Mehmet dikkatli bir şekilde arabayı kullanırken bir taraftan da düşünüyordu. Şeytana pabucunu ters giydiren karısı niye eve gitmek istemişti acaba? Düşündüğü sorunun cevabını aklında yanan ışıkla yine kendisi cevaplarken dudakları mutlulukla kıvrıldı. Fakat içindeki sevinci yanında oturan kadına belli edecek değildi elbetteki. Bulduğu cevabı bu cadının ağzından duymalıydı önce. Neden eve gittiklerini anlamamış gibi yüzünü buruşturup kafasını kaşıyarak Azra'ya döndü.

" Yavrum! Şimdi sen evimize gitmek istediğinden eminsin değil mi?" Ağlamaktan iri gözleri şişmiş ve kızarmış bir şekilde kocasının sorduğu soruyla bakışlarını ona çevirdi.

" Evet Mehmet ben eminim de, sen benim eve gitme isteğimde tuhaf olan ne görüyorsun onu anlamadım." Şişmiş gözlerini kısarak şüpe ile kocasını süzdü.Aklına gelen şey ile  Mehmet cevap bile veremeden çemkirmeye başladı. " Yoksa eve kadın filan mı atıyorsun?" Mehmet arabayı iki katlı müstakil evlerinin önüne park ederken kırılmış bir ses tonu ile konuştu.

" Yuh yani be Azra! Hâlâ  kaç yıllık sevgilini bir buçuk yıllık kocanı tanıyamayıp böyle ithamlar da bulunuyorsun ya ben sana ne deyim?" İndiği aracın kapısını sertçe çarparak çimlerin üzerinden geçip evin kapısına doğru sert adımlarla yürümeye başladı. Azra çattığı kaşları ile kocasının çarptığı kapıya daha sonrada çiğneyip geçtiği çimlere basarak ikinci defa çemkirmeye başladı.

" Tanımaz mıyım hiç. Hâlâ bıraktığım öküzsün işte." Kocasının aniden kendisine dönüp sert bakışlar fırlattığını görünce biraz ürksede belli etmeyerek söylenmeye devam etti. " Maşallah benim güzel bahçeme bakmayıp bu hâle  getirdiğin yetmiyor gibi birde çimlerin üzerinde arena boğaları gibi tepiniyorsun." diyerek Mehmet'in yanından geçip kapıya ulaştı. Kocasının kendine ateş saçan bakışlarını diktiğini görünce umursamayarak yüzünü çevirip ayağıyla ritim tutmaya başladı. Mehmet ise söylenerek kapıya gelip cebinden anahtarı çıkartırken bir yandan da karısına bakarak söylenmelerine devam etti.

" O boğa nereler de tepineceğini biliyor da matador da iş yok ne yaparsın?" Yaptığı imâyı karısının anladığını irice açtığı gözlerinden anlayan adam sinsice sırıtarak kapıyı açıp içeri girerek ışığı yaktı. " O matador hep kırmızı bayrak sallayacağına biraz da beyaz barış  bayrağı  sallasaydı şu an ikimizde başka işler üzerinde olurduk." Eli ile geniş holü işaret edip karısının içeri geçişini izledi. Azra umursamaz bakışları ile etrafı süzerken merdivenlere yönelip üst kata çıktı. Kocasının da arkasından geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordu. Kapıya gelip aniden döndü. Tek kaşını kaldırarak sorar gibi baktı.

" Nasıl işler üzerinde olurduk açıklarmısın kocacığım?" Gözlerini kırpıştırarak Şirince kocasına  baktı. Mehmet daha önceki tecrübelerinden dolayı temkinle karısına yaklaşıp kapı ile kendi arasında sıkıştırarak çapkınca sırıttı.

" Örneğin karıcığım şu arkanda gördüğüm senin yatağın,uğraşmamız gereken bazı şeyler  için gayet uygun bence." diyerek gözleri ile yatağı işaret ederken bir taraftanda karısının bukleli saçlarına parmaklarını geçirdi. Azra yatağa kısa bir bakış atarak vücudunu basan ateşi kocasına hissettirmemek için uğraşırken Mehmet karısının hâlini fark ederek iyice üstüne gitti. " Anlaşılan senin yatak  sana pek cazip  gelmedi galiba. O zaman daha cazip bi yer söyleyeyim" diyerek yüzündeki iyice büyüyen sırıtışla karısının kulağına doğru eğildi. " Haklısın orası benim içinde pek cazip görünmedi çünkü küçük. O yüzden benim yatağımda bazı işler üzerinde olmayı tercih ederim." Azra kulağına değen dudaklar ve sıcak nefesle erime seviyesine gelirken kocasının geri çekilmesi ile rahat bir nefes aldı. Karısının kızaran yanakları  ve süt dökmüş kediye dönen hali ile büyük bir kahkaha patlatan Mehmet'i,gözlerini devirerek itekledi Azra.

AŞKIMIZIN DAVASI -DAVA SERİSİ 1- (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin