~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Azra başına aldığı sert dene bilecek darbe ile söylenerek arkasını döndü.
"Hay ben senin elinin ayarına! Pekmezimi akıttın resmen." diyerek eli başında arkasını dönerken kızlar da hayretle bakıyordu. Araların da en şaşkını hiç şüphesiz Ayşe idi.
"Abla!" Ayşe'nin kırık ses tonu ile Azra'nın ağzı açılırken gözleri irileşmişti.
"Kız bana kuduruk diyene bak. Asya seni parçalarım biz seni gelmemen için uyarmadık mı? Ne işin var senin burada?" Azra çatılı kaşları ile cevap beklerken Asya, Azra'yı elinin tersi ile iterek kardeşine yaklaşırken konuşmaya başladı.
"Ay size mi soracağım be nereye gelip nereye gideceğimi?" Asya 'da kaşlarını çatarak mavi gözleri ile kızları süzüp sözlerine devam etti. "Hem bu komediyi kaçırır mıyım sandınız? O yontma taş devrinden kalma kocalarınızın suratını görmek için her şeye katlanırım vallahi." diyerek gülmeye başladı. Ayşe ablasının karnına elini koyarak kırgınca söylendi.
"Hiç bir şey onu tehlikeye atman kadar önemli değildi abla. Ya yeğenime bir şey olursa? Üstelik Demir nasıl razı oldu gelmeye? Vallahi dişine göre kocayı buldun çeviriyorsun parmağında." Asya kardeşinin karnında ki eline hafifçe vurarak konuşmaya başladı.
"Her şey yolunda merak etmeyin." diyerek başını kaldırıp kızları süzdü hepsi de gözlerinde hayranlık ve hasretle Asya'nın karnını izliyordu. Hangi kadın evli olduğu halde anne olmayı istemez bir bebeğin hayalini kurmazdı ki. Her şeyin suçlusu o insan azmanı kocalarıydı. Kendisi yıllarca Serdar için yanıp tutuşmuş ama Allah mükafat olarak ömrüne, kalbine Demir'i hediye etmişti. Belki de bu davanın tam tersiydi onlarınki istenmeyen taraf Demir olmuştu. Ama hiç bir zaman vazgeçmemiş gerçek aşkın ne olduğunu anlamasını sağlamıştı. İyi ki de vazgeçmemiş diye geçirdi içinden Asya. Şimdi o kadar çok seviyordu ki kocasını göreve gittiği günler de arkasından ağlamamak için zor tutuyordu kendisini. Başına bir şey gelecek korkusu ile yaşasa da bu korkusunu belli etmeyerek mutlu etmeye çalışıyordu. Ortamı saran sessizlikle düşüncelerinden sıyrılarak kızların moralini yerine getirebilmek için tekrar konuştu.
"Demir'in nasıl ikna olduğuna gelecek olursak, tabi ki kadınlık silahımı kullandım." Kendisine bakan şaşkın gözlere gülerek sözlerine devam etti. "Demir'e dedim ki bana bak ya beni kardeşimin,kızların yanına götürürsün yada bir dokuz ay daha başının çaresine bakarsın. Bunu demem ile benimkinin yüzünü görmeniz lazımdı. Hemen doktor kontrolü ayarlayıp, doktorun dediklerinden sonra apar topar yola koyulmamız bir oldu." Kızlar kahkahaları basınca Asya da rahat bir yer arayışına girmişti. Gözüne çarpan sandalyeye otururken içeriye otuzlu yaşlarda bir adam girdi. Kısa kesim saçları ve çekici yüz hatları vardı. Asya kim olduğunu çözmeye çalışırken adam Azra'ya yaklaşarak konuşmaya başladı.
"Azra her şey hazır önce dans gösterisi,diğer gösteri ile de kapanış olacak." Azra başını tamam anlamın da sallarken Arda yüzünü buruşturarak sözlerine devam etti. "Azra son kararınız mı? Hayır tamam yapacaksınız bu gösteriyi de bizi koreografiden niye çıkarıyorsun kızım? En azından üç, beş kemiğimiz kırılırdı. Şimdi sizin bu manyak kocalarınız burayı başımıza yıkar. Şu halinize bak. Buna hiç bir erkek dayanamaz. Gelin vazgeçin eski koreografiyi uygulayalım." Kızlara ufaktan bir bakış atan Azra kızların gözlerinde gördüğü kararlılıkla olumsuz anlamda başını salladı. Arda karşısında ki kadının bu hareketinden sonra bıkkın bir şekilde nefesini vererek konuştu.
"Beş dakika sonra başlıyoruz o zaman." diyerek topuklarının üzerinde dönüp dışarı çıktı.
Ayşe, Semra Hanım ve Sultan Annesi ile muhabbet eden ablasına yaklaşıp omzuna hafifçe dokunarak kendine bakmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMIZIN DAVASI -DAVA SERİSİ 1- (TAMAMLANDI)
Ficción General+18 Sahneler içerir NE EVLİ NE İLİŞKİDE 7 \ 24 ÇELİŞKİDE Kadın hiç gitmeyecekmiş gibi sever ama gitmesi gerektiğinde hiç sevmemiş gibi gider. Peki emeklerini, sevgisini bir kalemde silebilir mi ? Kadın intikam almak isteyince onu hiç bir güç durdura...