BÖLÜM ŞARKISI: LEVENT YÜKSEL-TÖVBE
" Ay Murat ne dedi duydun mu?Resmen yaşlı dedi bana!" diyen Semra Hanım'ı eşi Murat Bey sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Sakin ol hayatım...Sana hitaben söylememiştir. Müzisyen çocuk sonuçta." derken arada da kıs kıs gülüyordu. Murat Bey'in gülme seslerini duyan Semra Hanım gözlerini açtı. Kendini tekrar koltuğa atarak fenalaşmış gibi ahlayıp vahlamaya devam etti.
"Ne?! Bu pavyon sazcısı kılıklı herifin neresi müzisyen Murat!" derken elini sallayarak Ali'yi göstermişti."dahAa sonra eşine dönüpte güldüğünü görünce bu defa da onu hedef aldı. Gülme Murat gülme! Sinirimi senden çıkarmayayım. Zaten hep sen yüz verdin bu çocuğa." derken de bu sefer Kenan'ı gösteriyordu.Murat Bey topun kendine atılmasıyla karısının hışmına uğramamak için susmayı tercih etti.Kenan ise bıkkın bir şekilde konuştu.
"Hayda. İpin ucu yine bana dokundu. Benim ne suçum var şimdi?" dediğinde Semra Hanım yüzünü buruşturdu ve oğluna küçümsercesine bakışlar atarak koltuğun üzerinde ki kırlenti fırlattı.
"Sen sus babası kılıklı." dedi. İma ettiği şey ile Ali kahkahasını zorlukla bastırarak Semra Hanım'in önüne çöktü.Eğer müdahale etmekte biraz daha geç kalırsa aile katliamı çıkacaktı. Bu düşünceyle takındığı sevecen tavırla konuştu.
"Yok Semra Teyzem..." derken Semra Hanım'ın elini avuçları içerisine alıp elini nazikçe öptü."Ben sana hiç yaşlı der miyim?Sen bizi bile gömersin valla." dediğinde Semra Hanım elini hızla Ali'nin avuçlarından çekti ve alnına bir şaplak geçirdi. Ali, Semra Hanımın ufak tokadına aldırmayıp gülerek yerine geçerken Semra Hanım bağırıyordu.
"Iy! Özrü kabahatinden büyük ayol! Ne patavatsız bir çocuk bu deyip yan bir bakışla Ali'yi ve diğerlerini süzdü ve konuşmasına devam etti. Bak bak bak bak nasıl sırıtıyorlar gördün mü? Bunlar edepsizliği iyice ele aldılar.Siz, benim kızlarımın hiç birine layık değilsiniz.Ama ben size yapacağımı bilirim." dedi. Oturduğu yerde iyice yayılan Mehmet ellerini havaya kaldırıp Semra Hanım'a cevap verdi.
"He Semra Teyze bütün suç bizde demi? Senin kızlarının hiçbir suçu yok zaten." dedi. Olayın başından beri merdiven başından ayrılmayan Azra kollarını kavuşturarak salona doğru yaklaştı.
"Ne yani şimdi suç bizim mi oldu?" dediğinde Mehmet başını kaldırarak Azra'ya baktı.Mehmet de aynı Azra gibi ayağa kalkarak karşısına dikildi.
"Tabi var. Bütün suç bizim de, siz sütten çıkmış ak kaşık mısınız?" dedi. Sessizce olanları izleyip, koltukta oturmakta olan Esha da konuşmaya dahil oldu.
"Evet, bizim suçumuz olsaydı evi terk eden biz değil siz olurdunuz." dediğinde tam karşısında oturan kocası kaşlarını kaldırıp Esha'ya baktı.Onlar kadın dayanışması yapacakta biz altın günümü yapmaya geldik buraya diyen iç sesine hak vererek arkadaşına destek çıktı. Kadın dayanışması ise, erkek dayanışmasının alasını göreceklerdi. Bu düşünceyle konuştu.
"Ne saçmalıyorsun Esha? Bizim ne suçumuz var?" diye kendilerini savunduğunda sırtını duvara dayamış olanları izleyen Ayşe de tartışmaya katıldı.
"Yok canım. Sizin ne suçunuz olabilir? Siz sadece bizi rakı masasına meze ettiniz." dediğinde Deniz de oradan erkeklere laf bırakmamak için hemen konuştu.
"Tüm Türkiye'ye reklam ettiniz." deyip virgülü koydu kendisinden sonra devam etmesi için gözlerini Leyla'ya dikti. Leyla ise anlamış gibi gözlerini yumarak onu onayladı.
" Ne zengin koca avcısı olup iftira atmadığımız kaldı." dediğinde onun sözünü kesen kişi de Rüya olmuştu.
"Ne de ilik karşılığında köklü aileye girmeye çalışmamız." dediğinde kızların hepsi kocalarına ters bakışlar atmaya başlamıştı.Ali yerinden kalkarak Ayşe'ye sorarcasına konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMIZIN DAVASI -DAVA SERİSİ 1- (TAMAMLANDI)
قصص عامة+18 Sahneler içerir NE EVLİ NE İLİŞKİDE 7 \ 24 ÇELİŞKİDE Kadın hiç gitmeyecekmiş gibi sever ama gitmesi gerektiğinde hiç sevmemiş gibi gider. Peki emeklerini, sevgisini bir kalemde silebilir mi ? Kadın intikam almak isteyince onu hiç bir güç durdura...