Siyah Varlık;

5.5K 275 27
                                    

Hastane ve Alış-veriş işimiz bittikten sonra nihayet eve varmıştık. Çok yorucu bir gündü Şule'nin bitmek bilmeyen istekleri beni baya bir baymıştı. Eve girince direk kendimi salondaki koltuğa attım. Şule ise aldığı eşyaları babamın odasına götürdü.

Acaba Şule'ye alışabilecek miydim? Ya da daha beter kin mi tutacaktım. Bunları öğrenmenin tek yolu zaman, zaman her şeyin ilacıydı. Evde televizyonu açtım Kanalları değiştirmeye başladım ve hiç güzel bir program yoktu. Televizyonu geri kapattım odama gittim banyoya girdim soğuk bir duş aldım.Mutfaktan güzel yemek kokuları geliyordu hemen çıktım odadan salona gidiyordum birden başım döndü, gözlerim karardı dengemi kaybettim biraz afalladım. Şule'ye seslendim. Şule yanıma geldi koluma girdi dengede durmama yardımcı oldu.

Galiba sıcak su yüzünden tansiyonum düşmüştü ara sıra böyle baş dönmeleri yaşıyordum fakat bu kadar dengesizlik yaşamamıştım. Mutfağa gidip oturdum. Şule bana bir bardak su getirdi, suyu içtikten sonra kendime gelmiştim.
Şule " İyi misin ? " dedi. İyi olduğumu söyledim. Şule çok üstüme düşmedi bu da benim için iyi bir şeydi. Benim bir sorunum var aslında bir insan ilgiyi sever değil mi? Ya da bir kadın ilgi alaka çok ister ilgisiz bir kocası olunca ayrılma derecesine kadar geliniyor. Bende ise tam tersi fazla ilgiye gelemem hemen sıkılan cinslerdenim. Neyse benim ailemde o yok, yani sanırım...

Biraz zaman geçtikten sonra kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Şule ikimize kahve yapıp yanıma gelmişti. "Aden sohbet edelim mi ?" dedi. Sohbet sanki uzun zaman yapmadığım bir şeymiş gibi hissettirdi. Hatırlıyorum da annemle ne çok sohbet ederdik, çayımızı alıp bizim küçük ama efil efil esen bahçemize çıkıp otururduk. Uzun uzun konuşur içimi dökerdim, şimdi ise sohbet edeceğim kimse kalmamış gibiydi. Şule'nin bu sorusu bana sohbete ihtiyacım olduğunu hatırlatmıştı " Çok iyi olur " dedim.
Kahvemizi alıp sahil kokulu balkonumuza çıktık. Hava gerçekten çok güzeldi, gökyüzü de hafif kararmaya başlamış güneş yerini Ay'a teslim etmek için bekliyordu.

Şule bileğinden çıkartığı tokasıyla dağınık saçlarını at kuyruğu yaparak topluyordu " Seb burada arkadaş çevresi yapamadın galiba ?" dedi.

Şule'nin benimle alay ettiğini düşünüp bir anda "Anlayamadım !" dedim.
" Hayır , sadece seni anlamaya çalışıyorum Aden , kötü bir niyetim yoktu, beni yanlış anlamanı istemiyorum."

İçimden işte ön yargı böyle bir şey, hemen beyin ne derse onu söylüyorum, olumlu bir şey aklıma gelmiyor o anda. Biraz utanarak " Kusura bakma , ben de seni tanımadığım için biraz ön yargılı davranıyorum kusura bakma" dedim.
Şule mütevazı bir tavırla "Önemli değil, seninle iletişim kurmaya çalışıyorum." dedi.

Ben de böyle dedikten sonra kendimi kötü hissettim ve sorusuna hemen cevap vermek istedim.

"Çevre yapmak istiyorum ama çok çabuk güvenen bir yapım var... yani vardı Artık insanları tanımak  istemiyorum çünkü onlara istemeden zarar verebilirim ve eskide yaşadığım olayları tekrar yaşamaktan korkuyorum. Ne kadar menfaatçi, güvenilmez, zor kişilik sahibi insanlar var, bana karşı hamlelerini düşündüğüm zaman tedirgin oluyorum. Değer verdiğim insanları ben hep yarı yolda bıraktım sırf benden zarar gelmesin onlara diye , tekrar bu tarz olaylar yaşamak istemiyorum."

Şule şaşırarak "Samimi söylüyorum senin yaşadıklarının bir kısmını ben de yaşadım."

Ben de gülerek "Hiç sanmıyorum, benim yaşadıklarım çok paranormal."

BenimSevgilimCin #YeniMarvelKahramanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin