37-Gökkuşağının Yedi Rengi

4.7K 276 13
                                    

-

Kazım Koyuncu İşte Gidiyorum -

Gözlerimi kapattığımda herkesin mutlu olduğunu görüyordum. Çevremdeki herkes mutluydu. Güzel günler yakındı. Hissediyordum. Gülümseyerek yataktan kalktığımda kendimi hızlıca yatağa geri bıraktım ve kafama yastığı bastırdım. Bugün Melek ameliyat olacaktı. Bunun için abim ve ben izin almıştık.

Abim için korkuyordum, Melek için korkuyordum. Eğer Melek giderse abimin toparlanamayacağından korkuyordum.

Altan'ın gitmiş olması bile beni delirtmeye yetmişken Melek giderse abim ne yapardı kim bilir. Gözlerimi kapatıp dua ettim, ayrılmamaları için. Hayatın bir defa dahi olsa yüzlerine gülmesi için.

Yataktan yavaşça kalkıp abimin yanına gittim. Kapısını açtığımda onun da uyanmış olduğunu gördüm. Tavana bakıyordu. Üzerinde sadece basketbolcu şortu vardı. Yanına gidip yattım. O tavanı izlemeye devam ederken ben onun büyük elini kavradım.

"Dua et abi. Melek bizimle kalsın diye Allah'a dua et." Dediğimde yavaşça bakışları beni buldu. "Altan gittiğinde ne hissetmiştin?" diye sordu. Bu soru ile hazırlıksız yakalanmıştım. O zamanlar yaşadığım şeyler zor şeylerdi, kötü bir dönemdi.

"Çok kötüydü abi. Seni sevdiğini söyledikten sonra seni bırakıp gitmesi çok kötüydü. Kollarımda bayıldı. Hastanede koridorunda beklemenin ne demek olduğunu öğrendim. Çaresizliği öğrendim. Sevginden, aşkından ölsen de hiçbir işe yaramadığını öğrendim. Sevdiğin ellerinden giderken hiçbir şeyin onun geri döndüremeyeceğini öğrendim. Azrail'e kafa tutulmuyormuş bunu öğrendim. Hastane koridorunda sevdiğin birini beklemeye başlayınca önemini kaybediyor dünya ve o anda, orada başlıyor gerçek pişmanlıklar. Ben kendimi intikama adadığımda gözüm hiçbir şey görmedi. Daha sonra bir de baktım ki Altan yanımda. Yaşıyor, nefes alıyor, o güzel gözleriyle bana bakıyor. Dedim hayal görüyorum. Ya da öldüm diye düşündüm. Onun ölmüş olduğunu düşünüp bu denli acı çektiğim zaman bir an için aklıma geldi dedim kendi kendime ya gerçekten ölseydi, o zaman ne yapardım?" dediğimde abimin elini sıkıca tutmaya devam ediyordum.

"Melek güçlü bir kız. Hatırlamıyor musun ne kadar inatçı olup kafana vazo fırlattığını?" dediğimde gülümsedi. "İşte böyle. O inatçı. Bırakmaz seni. Yalnız bırakmayacak abi. Kendi için olmasa bile senin için dayanacak. Sende onu ameliyathanenin önünde bekleyeceksin. İşte geldin diyeceksin." Dediğimde gözlerini yumdu.


Ameliyata hazırdı Melek. Mavi hastane önlüğünün içinde bekliyordu. Ruhsuz bir ifade ile. Hemen yanında abim vardı. Doktor odaya gelip ameliyat için son on dakika olduğunu söylediğinde aynı ruhsuz ifadeler korkuya büründü.

"Ben sizi yalnız bırakayım." Derken Melek ağlamaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Gidip ona sarıldım. "Güçlüsün Melek. Gördüğüm en güçlü insanlardansın. Biz seni burada bekleyeceğiz. Abim burada bekleyecek." Dediğimde burnumu çektim. Yanımda birisi ağlarsa bende ağlardım. Sevdiğim ağlarsa tutamazdım kendimi.

"Melek abimi yalnız bırakma. Diren, buraya geri gelmek için diren. Zor olsa da gel buraya." Dediğimde gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Onları yalnız bırakmalıydım artık. Ameliyata gitmeden konuşmalılardı. Melek hıçkıra hıçkıra ağlarken elimi dudaklarıma kapatarak odadan çıktım. Eğer kapamazsam bende hıçkırarak ağlardım. Tutamazdım kendimi. Kapıyı aralık bırakarak çıktım ve hemen kapının yanına oturdum.

Bacaklarımı kendime çekip ağlarken gitmemesi için dua ettim. Melek güçlükle konuşmaya başladı. "Gidersem Fırat..." dediğinde abim onu konuşturmadı. Abimin de ağladığını sesinden anlamıştım.

Gökten Düşen Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin