5-Kara Şahin Düştü

27.7K 936 200
                                    

Multimedya : Binbaşı Fırat Şehitoğlu

-ALTAN-

Binbaşıyla konuşmak için odasına geldiğimde görev için kalkışa hazır olan Eva ve Uğur'u gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Binbaşıyla konuşmak için odasına geldiğimde görev için kalkışa hazır olan Eva ve Uğur'u gördüm. Binbaşı ise dosyalarla boğuşuyordu. Helikopter havalandı ve git git gözden kayboldu. Herkesin yapmak istediği bir şeydi ama Eva'nın rutin işiydi bu. Her zaman yaptığı hatta insanları kurtardığı bir görevdi.

Binbaşının işinin bitmesini beklerken bayağı bir zaman geçmişti. Sessizce oturduğum koltuktan tam karşımda duran portreyi inceliyordum. Tamı tamına yarım saattir. Artık sıkılmaya başlamıştım. Ellerimi ve kollarımı eş zamanlı kıpırdatmaya başladığımda kafasını gömdüğü dosyalardan kaldırıp bana baktı.

"Sizi dinliyorum Altan Yüzbaşı." Diyerek elindeki kalemle oynamaya başladı.

"Kimse bilmeyecek Binbaşı. Resmi olarak beni kurtardığınızı, belgelerde adım sanım geçmeyecek. Eğer geçerse ne olacağını gayet iyi biliyorsunuz." Bunu gayet iyi biliyordu ama hatırlatmaktan zarar gelmezdi. Eğer resmi bir kayıt tutulursa deşifre olmam an meselesi olurdu. Beni sadece başarım için istiyor olabilirlerdi fakat ben bu yola baş koymuştum ve ölene kadar bu böyle devam edecekti. Öldüğümde ise mezar taşım siyah kaplı olacaktı. Her zaman böyle olmuştu. Bize tören bile yapılmazdı. Ağlayarak geldiğimiz bu dünyadan sessizce göçüp giderdik.

"Resmi olarak sizin kurtarıldığınız belgelere işlenmedi merak etmeyin."

"Merak etmiyorum. Dediğim gibi olmasını istiyorum." Serttim, kesindim ve kararlıydım.

"Anlaşıldı Altan Yüzbaşı." Binbaşı ona böyle hitap etmemden pek de hoşnut olmadığını anlamıştım. Silahlı kuvvetlerde gösteriliyordum ama işin aslı bambaşkaydı. Belli bir başarı göstermem karşılığında bu mesleği yapıyor gibi gösteriliyordum. Anlaşmamız bu yöndeydi her ne kadar okulunu okumuş olsam da oradan atılmış gibi gösterilmiştim. Bu işler hep böyle yürürdü.

Tamda odadan çıkmak için ayaklandığımda binbaşının telefonu çaldı, açmasıyla kapatması ve yerinden fırlaması bir oldu. Odadan bir anda fırladı, bende hemen peşinden onu takip etmeye başladım. Tam anlayamasam da uçakların yönetildiği yere geldiğimizi anladım. Binbaşı beni pek de önemsemiyordu. Beni buradan da gönderemezdi. Gölge gibi dolaşabilirdim ve varlığımdan kimsenin ruhu dahi duymazdı. Ama bu sefer gölge olmadım, herkesin görmesini bekledim.

Odayı daha dikkatli incelediğimde kulaklığı takmış kızın ellerinin titrediğini gördüm. Ne oluyordu burada?

"Emergency*( acil durum). Bravo noktasında kanat yaralanması. Acil iniş planlıyoruz. Uçaktan yakıt sızıntısı var. Emergency emergency emergency."

Bu ses... Bu Eva'nın sesiydi. Cebime koyduğum kolyeyi tekrar çıkarıp elime aldım. Bu uçma olayların pek anlamazdım ama başaracaklarına inanıyordum. İkisi bu görevi başaracaktı.

Gökten Düşen Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin