38-Tatlı Telaş

5.2K 253 22
                                    

“Kız. Eva topladın mı valizleri? Çabuk ol kızım ya uçak kaçacak senin yüzünden.” Diye bağıran abimin kafasına koltuktan kaptığım yastığı fırlattım. Beyefendinin valizini ben hazırlıyordum neymiş efendim halletmesi gereken dosya işi varmış.

“Fırat bak oradan konuşacağına gel sen topla sanki ben evleniyorum ya. Ne telaş yaptırıyorsun? Daha uçağa bir buçuk saat var.” Dediğimde kaşlarını kaldırıp tepeden tepeden baktı. “Fırat değil abi. Hem evlenmeyeceksin kızım sen, ben senin turşunu kuracağım. Çocuklarım olduğunda hala sen neden evlenmedin diye soracaklar sende aynen şu cevabı vereceksin. ‘abim benim evlenmeme izin vermedi.’” Dediğinde kendi kendine gülmeye başladı. Gözlerimi devirerek kıyafetlerini valize attım.

Kendi yaptığı espriye kendi gülüyordu. Evlilik abime şimdiden yaramamıştı.

“Sen kendi yaptığın o saçma espriye güleceğine kafanı dosyalara gömüp işini hallet zira işini bitirmezsen ben uçarken Aydın’a sende peşimden bakarsın.” Dediğimde dibime kadar gelip ellerini beline koydu.

“Damat olmadan sen nereye yavrum?” dediğinde gülümsedim. “Orada dur bakalım. Daha damat değilsin. Belki vermeyecek Meleği annesi ile babası.” Dediğimde yüzü düştü.

“Öyle bir şey yok kızım. Gerekirse kaçırırım. Binbaşıyım kızım ben masaya yumruğumu vurur alır gelirim kızı.” Dediğimde kafasına bir yastık daha fırlattım.

“Rütbeyle mi kız alıyorsun sen?” dediğimde üfleyip yerine gitti. Verecek cevabı kalmadığından dolayı kafasını dosyalara gömmüştü.

Melek abimin yaptığı evlilik teklifini kabul edince ailesinin yanına gitmiş durumu onlara anlatmıştı, onlarda uygun görüp bize Aydın’a davet etmişlerdi. Annem ve babam bizden sonra gelecek biz bir otelde konaklayacaktık. Annem kliniğin sahibi olduğundan dolayı uzun süre boyunca kalamazdı. Babam desen Ege Denizi’nde görevdeydi. Sonuç olarak tüm işler bize kalmıştı. Onlar bizden sonra gelecekti.
Bir saat sonra tüm valizleri hazırlayıp kapının yanına bıraktığım gibi abimi tatlı bir telaş sarmıştı. “Kızım ya vermezlerse? Lan ben ne yapacağım o zaman? Allah’ım sen alnımın akıyla çıkmayı nasip et yarabbim.” Dediğinde kahkahayı koy verdim.

“Of abi ya. Saçmalama. Hadi dosya işin bittiyse çıkalım.” Der demez dosyayı aldığı gibi yerinden fırladı. Kapıyı açıp çıktığımda kapıda Altan’ı ve Kurt’u görmeyi beklemiyordum. Yanlarına gidince ikisi de gülümsedi.

“Hayrola?” diye sorduğumda Altan dişlerini göstererek gülümsedi. “Bende geliyorum yavrum.” Dediğinde ne oluyor dercesine baktım. “Niye?” diye sorduğumda Kurt ellerini havaya kaldırdı. “Beni muaf tut Eva. Ben Fırat’ın teslim etmesi gereken dosyasını alıp gideceğim. Seni Altan ve Fırat ile baş başa bırakmak durumundayım.” Diyerek Fırat’ın elinden dosyayı kaptığı gibi herkese sarılıp yanımızdan ayrıldı.

Altan hali hazırda tuttuğu taksiye valizleri yerleştirdiklerinde onları beklemeden bindim. Abim ön koltuğa bindiğinde Altan da gülümseyerek yanıma geçti.

Havaalanına geldiğimiz gibi Fırat’ın tatlı telaşı başlamıştı. Heyecandan valizleri devirmiş, elindeki telefonu yere düşürmüş, dört kişiye çarpmıştı. Abimin bileğine destek olurcasına sıktığımda dudaklarını ısırarak gülümsedi. “Sakin ol. Bu kadar panik yapacak bir şey.” Dediğimde gözlerini kısıp geriden gelen Altan’a baktı ve gözleri tekrar beni buldu.

“Sen evlenirken seni de görürüz Eva Hanım.” Dediğinde gülümsedim. “Hani turşumu kuracaktın?” dediğimde yüzünü buruşturdu. “O üçgen çene bana baskı yapacak gibi hissediyorum.” Dediğinde gülümsedim. Altan'ı hala daha sevememişti.

Gökten Düşen Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin