Bölüm13

218 16 0
                                    


Okuduğunuz  bölümlere oy verirseniz bana bayram hediyesi olur. Bende sizlere yeni bölümleri armağan ediyorum. Mutlu ve sağlıklı ve varlıklı ve daima sevdiklerinizle olacağınız daha pek çok bayramlar diliyorum.

On gün sonra Pazartesi:

On günlük zaman diliminde Zeynep dahil herkes, gayet sakin bir çalışma içindeydi. Toplantılar, sözleşmeler, yeni protokoller, böyle uzayıp giden çalışmalar Zeynep'e iyi gelmiş on gün önce yaşadığı olayların üzüntüsü bir nebze azalmıştı.

Bu arada Ali ile sadece bir toplantıda karşılaşmış, onda da gözlerine bakmamıştı. Biliyordu ki o gözlere bir kez baksa ne toplantı konusu ne günlerce uğraşıp hazırladığı sunum ne de Zeynep'in ruhu o toplantıda olurdu.

Baharla, sabah kahvelerini içerken, Kemal beyin  yarım saat içinde odasında beklediğini biliyordu. Merakı, ne için beklediğiydi! 

Daha önce hiç böyle bir talepte bulmamıştı. Hep programdaki gibi davranırlar, Baharın  onlara her hafta başında bıraktığı programa uyarlardı.

Çarşamba günü Japonya ya uçacaklarını belliydi, her detayı düşünmüş her sunumu defalarca okumuştu. Her halde bir ilave var diye düşünürken Baharın sesiyle ortama döndü.

"Hey ne düşünüyorsun yine, daldın gittin ya. Zaten bir hafta yoksun. İyice alıştım ben bu sabah kahvelerine, sen gidince Fidan teyzeyle içerim artık. Bol bol da dedikodunu yapıp kulaklarını çınlatırız ."

Kemal beyin yumuşak "giiir" sesiyle kapısı açtığında hala içini kemiren kurt yerinde duruyordu.

Patronu, babacan bir ses tonuyla,

 "Otur kızım, bazı sorunlar çıktı birazdan beklediğim kişi gelince daha detaylı bilgi vereceğim."

Zeynep iyice tedirgin oldu *Allah Allah niye ki bu kadar gizem, bu hiçte Kemal beyine  uyan bir davranış değil.*

Neredeyse  on-on beş dakika sonra kapının vurulmasıyla açılması bir oldu. Ali "Özür dilerim baba İtalya ile görüşüyordum. Rızaaaa..."

Diyemeden, Zeynep'i  gördü. Tüm düşünceleri tüm söyleyecekleri ve hayatındaki her şeyi bir anda unutup Zeynep'in  çekim alanına sürüklendi. Saniyeler süren sessizliği Kemal beyin sesi böldü.

Ali, biraz olsun kendini toparlayıp babasına döndüğünde, sanki babasının yüzünde anlık bir sırıtışı yakalamış gibiydi.

 Üzerinde durmadı. Zeynep de farklı bir durum yaşamamıştı, ama kendini Aliden daha geç toparlaya bildi.

"Çocuklar, şu Çarşamba günkü seyahate ben ve Cananım gidemiyoruz. Toplantıyı ertele yemeyeceğimize göre, Ali, oğlum, Zeynep kızımla birlikte gidiyorsun.

Neden yok ,niçin yok ve dahi itiraz yok. Bu toplantı öyle veya böyle başarıyla sonuçlanıp, Japon ortaklarımızla yeni yatırımlarımıza en geç altı ay içinde başlayacağız."

"Baba, ben senin kadar konuya vakıf değilim. Tamam kızma gitmeye itirazım yok, ama ya başarısız olup seni hayal kırıklığına uğratırsam!"

"Annem iyi değil mi?"

Alinin sorusu üzerine, Kemal bey yüzüne yerleştirdiği sahte üzüntü ifadesiyle, 

"İyi ama Doktor Ömür, uzun bir seyahate gidemeyeceğini söyledi.

Dün gece yine taşikardi krizi tuttu. Hani şu PAT dediklerinden. Ama sabah daha iyiydi."

"Ah babam ya ,neden gece aramadın ki beni, gelir bende bakardım canım meleğime.

BENİ NEREDE UNUTTUN( bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin