Bölüm 33

173 12 0
                                    


İşler, Zeynep'in istediği gidi gidiyordu.

*Hayat ne kadar güzel* diye düşündü. Tek eksikliği annesinin sesi ve kokusuydu.

 Onu da hemen her gece rüyalarında yaşayarak telafi etmeye çalışıyor ve * bundan sonra bununla yetinmeliyim* diyerek kendini teselli ediyordu.

Osman amca, dayıma yakın ,bahçeli güzel bir ev satın aldı.

El birliği ile onun rahat edeceği ve beğeneceği şekilde döşedik.

Bu işe en çok da Canan teyze sevindi. Bayılıyor insanları mutlu etmeye. Onun istediği gibi, * tabii bende çok sevdim,*  aile arasında nişanımızı kutladık.

Ha bu arada, Canan teyzenin can dostu çocukluk arkadaşı, Nurşen teyzeyle de tanıştım. Eşi Turgut bey ve kızları İdil dünya tatlısı insanlar. 

Şu son birkaç gündür İdille takılıyoruz. Hayatta ne kadar çok şey kaçırdığımı daha iyi anlıyorum.

İdil, son derece aklı başında ve nazik bir kız ayrıca çok güzel olduğunu vurgulamama gerek yok.

Yaşının tüm güzelliğini ve masumluğunu farkında olmadan yansıtıyor, bu özelliği de onu  yeni gençlikten ayırıyor,

 Bir de oğulları varmış henüz tanışamadık. Berk, ben Amerika'dayken,  evlenmiş ,balayında oldukları için törene gelemediler.

Aliiim, canım sevgilim, çoğu geceyi birlikte geçiriyoruz. Buğra , -eve pek uğramıyor-    Bizi yalnız  bırakmak için, ama maksat başkakendi de , Erdemde kalıyor. Günde en az yarım saat  telefonda rapor veriyorum beyefendiye.    

Daha nerede oturacağımıza karar vermedik. Ben Alinin dairesinde oturmak istemiyorum. Hatta oraya girmek bile istemiyorum. Eskileri düşününce pekte haksız sayılmam. 

Düğün tarihini bu hafta sonu, Canan teyzenin yemek davetinde konuşmak istiyoruz. Herkes orada olacağı için güzel fikirler çıkabilir,  ev işi biraz beni zorluyor nerede oturacağız ?

"Zeynommmm ,hatunum, ev buldum. Hemen istediğimiz gibi tadilata başlaya biliriz. He dersen evi gidip görelim, fiyatta anlaşırsak ki, buna eminim satın alıp bir aydan daha kısa sürede taşına biliriz."

"Yaşasııın, sen bulduysan mutlaka çok güzeldir, görmeye gerek yok. Yeri nerede fazla uzaklarda değildir inşallah."

"Bak piliç, uzak değil, ve  benim...... artık ....... beklemeye...... tahammülüm.... kalmadı.   Hemen karım olmanı istiyorum anladın mı hatun. Annemlerin sitesinde, onların tam çaprazı. Ama onların evinden biraz daha küçük."

"Annenlerin evinden biraz küçük öylemi ! Yanı altı değil de beş odası var gibi mi? "

"Evet" dedi Ali, kahkahayı attı.

"Tamamda ,Canan teyze beni burnunun dibinde ister mi bakalım. Off ya, ben çok isterim, onlara yakın olmayı ne şans değil mi! Aynı sitede birlikte ayyy... çok mutlu oldum. 

Hemen, yarın, konuş adamlarla evimizi alalım. Önce anneni ara bakalım, ne diyecek!"  

"Alo anacım, nasılsın sultanım, sana güzel bir haberim var. Hani sizin çaprazdaki ev satılıktı ya, onu almayı düşünüyoruz. Yarın gelip bakarız da, Zeynom sen ister misin diye düşünüyor."

"Aç bakayım şu telefonun mikrofonunu, açtın mı?"

"Evet anacım açtım, söylediklerin naklen yayında."

"Beni şimdi gücendirdin kızım, hiç insan evlatlarını yanı başında istemez mi?  Bizim için bundan büyük mutluluk olur mu. 

Bunları duymadım tamam mı, düğün tarihi hakkında bir fikriniz oluştu mu? Hafta sonu yemekte kesinleştiririz."

Zeynep, duydukları karşısında kalkıp oynamaya başlayınca Ali, kahkahasını bıraktı.

"Ne oldu şimdi neden güldün?"

"Ah sultanım söylesem sende gülersin." Zeynep gelip Alinin ağzını kapatmaya çalıştı, ama başarısız oldu.

"Zeynep senin tepkini duyunca kalkıp oynamaya başladı."

Aynı Alinin dediği gibi, Canan hanımda kahkaha atmaya başladı ve ekledi, "Düğüne de kalsın göbekler."

"Alimm nişanlanalı daha iki buçuk ay anca oldu. Çok acele etmiyor muyuz sence?"

"Hayır Zeynom, acele falan etmiyoruz. Böyle kaçak göçek birlikte olmak istemiyorum. Kokunu hep burnumda istiyorum. 

Geceleri daha uzun sürsün, sabahlar geç olsun istiyorum."

"Ay, sanki ayrı kalabiliyor muşuz gibi, komik olma bir tanem. Hem benim işle ilgili bazı ayarlamalar yapmam gerekiyor.

Şirketin bana düşen hissesinin yüzde otuzunu, Osman amcaya devredeceğim. Böylece üç ortaklı bir şirket oluruz. Osman amca işin başına geçer, bende sizin şirkette eski işeme dönerim, diye düşünüyorum ben."

"Sen, ne harika bir hatunsun, gerçekten birlikte mi çalışmak istiyorsun?"

"Evet, tabi, beni işe alırsanız Ali bey. Seni, o gözü dönmüş plaza kaşarlarıyla bırakır mıyım hiç. Daha önceleri sana nasıl baktıklarını biliyorum."

"Nasıl bakıyorlarmış bakalım, çok bilmiş hatun. Gel buraya, çok sıkı sarıl bana bir tanem. Sen benim dünyamsın ruhumsun bunu bil yeter bana."

Yemeğe, Nurşen teyze ve eşi birlikte geldiler. İdil, erkek arkadaşıyla bir davete gitmek zorunda olduğu için sevgilerini göndermiş.

Son derece sıcak bir havada geçen yemekte düğün tarihini hala belirleyememiştik. Dayım ve Osman amca, tabi, Buğra durur mu o da,

"Daha erken , kardeşimle biraz daha zaman geçirmek istiyorum aceleye geliyor her şey." Falan filan.

Alimin yüzü iyice asıldı, sonunda dayanamayıp ayağa kalktı ve "Siz bu işi uzatırsanız, Zeyno'mu alıp İtalya da evlenir, balayımızı da yapar geliriz, neyi bekliyoruz ya bekarlık canıma yetti haaaa"

Kahkaha tufanı arasında, evi beğenip beğenmediğimi soran Nurşen teyzeye cevap vermekte bir hayli zorlandım. Ağzımı kapatamadığım için, kafamla beğendim işareti yapmak zorunda kaldım.

"Tadilat ve boya işlerini Turgut un daha önceden tanıdığı Salih ustaya, yaptıralım adam işinde bir numara .

Ne istiyorsanız söylemeniz yeterli. Bizim fabrikanın boyalarını da satan büyük bir yapı marketi vardı. Karısının hastalığı,*Bize öyle dediler* ekonomik kriz, zor durumda kalınca dükkanı kapattı.

Şimdi boya, tadilat işleri yapıyor. Çevresi de geniştir, hiç sıkıntı yaşamazsınız."

"Hey, durun ,durun bakalım önce benim, babaannemin bana bıraktığı yazlığın işlerini yapacaktı. Turgut amcayla öyle anlaştık. Söylesene Turgut amca ya, beni adamdan sayan yok.

Varsa yoksu Zeynoları ,Alileri bu ne be üvey evlat mıyız biz!"

Rızanın kafasına bir şaplak yapıştıran Ali, "Oğlum, senin yazlık bekleye bilir bizim acelemiz var. E v l e n i y o r u z."

Bu güzel didişmenin ardından tatlıları getirmek için ayağa kalktığımda birden her yer karardı ve altımda bir ıslaklık hissettim masaya tutunup eğildiğimde her yerin kan olduğunu görünce benim film koptu.

 "Aliiim, ben..." başka hiç bir şey hatırlamıyorum.

BENİ NEREDE UNUTTUN( bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin