bölüm 7

281 24 3
                                    


Sevgili wattpad  okurları, lütfen hikayeme yorum yazın ki... kahramanlarımın davranışları daha da iyileşsin, kendilerini  sizlere daha fazla sevdire bilsinler. 

Hikayeme başlarken kendimi bir PERİDE CELAL, bir LEYLA ERBİL, bir AYŞE KULİN gibi hissediyordum. Yazdıkça daha yüzlerce fırın dolaşmam gerektiğini anlıyorum.

 Ama benim için vakit az, o fırınları dolaşmam zorlaşıyor. Yaşlanıyorum anlayacağınız.

O nedenle yorumlarınız çook önemli. Şimdiden hepinize teşekkürler.

Ali gittikten sonra Buğra  yüzüme bakıp bilmiş bilmiş sırıtmaya başladı.

"Neeee?" dedim kızararak.

" Senin adamın, telefondan haberi yok galiba, bende yedim attığı yalanları. Yok dosya gelmemişmiş de, falanda filanda. 

Salak herif,  resmen seni kolaçan etmeye geldi. Ama neden?  Aslında bir cevabım var gibi, onun çalışanının böyle pahalı bir rezidansta  nasıl  oturduğunu merak etmiş olabilir.  

Sana nasıl yiyecek gibi baktığı da,  gözümden kaçmadı hergelenin. 

Ha ,asıl meseleyi atladık ya, adam seni böyle gördü!"

 Buğranın bir anda rengi sarıya , mora  vee kırmızıya döndü.

"Gidip öldüreyim şu adamı, kimse anlamaz benim yaptığımı off"

"Heyyyy, sakin ol, kimseyi öldürmüyorsun. Tamamı sevgili abicim. Şimdi  ben yarın ofisine gidip usulünce rica ederim. Ve neden öyle dolaştığımı sakince anlatırım.

" Bakın, Ali bey, benim çatlak bir abim var, bana bile söyleyemediği bir takım şeyler biliyor ve aklınca beni böyle koruyabileceğini sanıyor.  Ben, biraz salak olduğumdan, anlamıyorum.

   Bazı araştırmalarımdan sonra bu korkusunun çok eskiye dayandığını, hatta annem ve babamın gençliğine kadar uzandığına dair, elimde bazı somut bilgiler var. 

Büyük bir ihtimalle de ondan bunu yapmasını annem istemiştir.

Babamın öldürülmesinin de kaza olduğunu sanmıyorum. Zira annem, babamdan sonra daha fazla korumacı oldu. Henüz sekiz yaşımda olduğumdan annemde benim anlamadığımı sanıyordu.

Ama bu  benim işime daha çok yarıyordu, büyüdükçe daha rahat araştırma yapıp, annemi, babamla, nasıl tanıştıkları, nasıl evlendikleri, Türkiye deki yaşantıları, neden Amerika'ya geldikleri ve bunun gibi sonu gelmez sorularla devamlı sıkıştırıyordum. 

Topladığım bilgi kırıntılarını da değerlendiriyordum.

Evet, elimde fazla bir şeyler yok ama sevgili abicim,  büyüdüğüme karar verdiği zaman, bana daha detaylı bilgi verirse, bende gelip sizi bilgilendiririm," derim .

Oldu mu? Endişelenme artık. Evet o Ali denen adamdan da fazlasıyla etkileniyorum. Onu gördüğümde, daha önce alışık olmadığım şeyler hissediyorum.

Bu gün Pazar ve ben dışarı çıkmak parka gitmek istiyorum. Madem abimsin, beni korursun.  Benden sakladıkların neyse, onları böyle bir ceza ile hafiflete bilirsin ancak.

Biliyorum, çok hızlı yazıyorum. Ben aceleci biriyim, belki de biraz meraklandırmak ,biraz oyalamak gerek ama ben bu tür inceliklerden pek anlamayan düz biriyim.

Elimdekileri çabuk bitirmek isterim. Onu için hep bitmeyen bir kitabım olsun, okudukça uzasın, uzadıkça okuyayım istemişimdir.

Sanırım imkansızı istiyorum. Geç anlıyorum bazı şeyleri.

Eeee o kadarda kusurum olsun yani. Haydi yeni bölümü okumaya başlayın. Yorum BEKLİYORUM LÜTFEN.

"Çiçeğim, çiçeğim ,sen gerçekten hangi ara büyüdün böyle. Kusuruma bakma lütfen, ama bunları sana Güler ablanın anlatması gerekli.

Benim anlatmaya iznim yok. Haklısın bu annenle, babanın geçmişiyle ilgili, bir süre daha beklemen gerekiyor. Söz veriyorum sana bu iş bitince ilk senin haberin olacak.

O, güne kadar lütfen fazla kurcalama ve kaldığımız yerden yaşamımıza devam edelim. Lütfen o, Ali hergelesinin seni üzmesine izin verme.

Bu konuda sana öğüt veremem, ama abin olarak uyarılarımı yapabilirim, alınmazsın değil mi kıymetlim?

Hani ne demiş Susanna Tamaro* yüreğinin götürdüğü yere git *bende, abi olarak giderken tökezleyip kalbini yaralama diyorum sadece."

Yerimden kalkıp , sıkıca sarıldığımda sağanak çoktan başlamıştı. Son üç gündür hayatımda hiç ağlamadığım kadar çok ağladığım aklıma geldi. Alinin yüzünden. Şu anda, mutluluktan sağanaktım.

"Canımmm, iyi ki abimsin, iyi ki hayatımıza girmişsin, sen benim en büyük şansımsın. Her şey için ne kadar teşekkür etsem yetmez.

Meraklanma sen, ben yarın hayatımın en büyük yalanını söyleyeceğim Ali'ye. Sonra da onun bana güldüğü gibi kahkahalarla güleceğim, tek farkla ben odamda kimse görmeden güleceğim. Şimdi parka gidelim."

                                                       ****                 ****             ****

Sabah sporumu bitirip duşumu aldım ve saçlarımı pencerenin önünde kurutup dışarıyı seyrettiğim her günkü, sabahıma başlamak üzereyken gördüm, Zeynep'in külüstürünün, oto parktan çıktığını. Saate baktım mesainin başlamasına daha bir saate yakın zaman vardı.

İnşallah sevgilisiyle kavga etmiştir. Ama bu saatte şirkette kimse olmaz ki!

"Günaydın Baharcığım."

"Günaydın Zeynep hanı.. Zeynep"

"Benim için Ali beyin uygun olup olmadığını öğrenip, görüşmek istediğimi bildirir misin, lütfen. Saat dokuz otuz gibi ye, ayarlaya bilirsen sevinirim. 

Ha birde tercümeleri gönderdin değil mi ?Özellikle Ali beyin mailinden emin olmanı rica ediyorum."

Bahar, bu durumdan rahatsız olarak "İki kere kontrol ettim. Hepsi gitti. Bir yanlışlık mı yapmışım."

"Yok canım, sadece emim olmak istedim. Hadi kahvelerimizi söyle de birlikte içelim. istersen Fidan hanımı da davet ette işler yoğunlaşmadan dedikodu yapalım."

Bahar gülerek "tamam "dedi. Tam kahvemden bir yudum almıştım ki.. Kapı açıldı ve odanın ortasına çığ gibi Ali düştü.

"Ohhhh! Bahar hanımın, telefonu cevap vermiyor, size ulaşmak için buraya gelmek zorunda kaldım.

İş anlayışınız ne kadar sıkıymış gördük Zeynep hanım. Birde Fidan teyzeyi oyalıyorsunuz. Daha sabah, kahvemi bile içemedim üstelik."

"Size de, G-Ü-N-A-Y-D-I-N Ali bey, *kalas bey* mesainin başlamasına daha yirmi beş dakika var. Ben daima işime yarım saat önce gelirim. Hatta, bu gün biraz daha erken geldim.

"Hani size gelmeyen mail yüzünden"

Bahar hanım, işleri toparlamak için benden de erken gelir, benden daha geç evine gider.

Bilmiyorsunuz onun için, söyleyeyim, burada gördüğünüz çalışanlar bu şirket için en yüksek verimle çalışıyor ve asla, şikayetçi olmuyorlar.

Üstelik sizin tüm kaprislerinize ve suratsızlığınıza rağmen. Haa, eğer şikayetiniz sadece benden yanaysa sizi oyalamayayım. 

Ben burada ihtiyaçtan değil, Kemal beyin deneyimlerinden yararlanmak için çalışmayı kabul ettim.

Eğer, benimle ilgili bir sorununuz varsa lütfen Kemal beye iletin, o isterse hemen istifamı verebilirim."

Zeynep gerçekten çok sinirlenmişti. Kendine yapılan davranış dan çok Bahar ve Firdevs'e yapılan suçlamalardan dolayı.


BENİ NEREDE UNUTTUN( bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin