Birbirinden habersiz iki kişi farklı nedenlerle geceyi uykusuz geçirdiler.
Ali barda, içmeye devam etti. Ömer, hemen otel müdürü arkadaşını arayıp olanları anlattı ve yardımını rica etti.
Arkadaşı ona fazla detay veremeyeceğini, ama kayıtlarda olanları bildireceğini söyledi. Sonra elçilikteki arkadaşından da yardım istedi.
Zeynep huysuzlanmaya başlayınca, Güneş kızını kucağına aldı.
"Biz odaya gidiyoruz. Uyursam gelince uyandır, ben de meraktayım"
Ömer, beklerken bir şeyler içmek için bara gidince, aradığı bilgilerin orada oturduğunu görüp sevindi.
"Selam, sizi restoranda Türkçe konuşurken duymuştum. Sizde bizim gibi bu ülkede mi yaşıyorsunuz? Pardon, bu arada ben Ömer Sarıoğlu."
"Selam Ali Karagülen. Burada bir Türk le karşılaşmak şu anda beni mutlu edecek tek şey. Sağ ol arkadaş" dedi.
"Hayrola canınız sıkkın gibi. İşler iyi gitmedi her halde."
"Sorma Ömer kardeş, biz erkekler nerede yanlış yapıyoruz da, kadınları incitiyoruz. Off ,kusura bakma arkadaş, daha yeni tanıştık, sana yakınıyorum. Sanırım gerçekten içki çene düşüklüğü yapıyor."
"Olur mu öyle şey. Biz Türklerin en güzel özelliği bu. Her şeyi -dertte olsa- paylaşmak. Hayrola yengeyle mi takıştınız yoksa?
Halbuki dans ederken, eşim ve küçük kızım Zeynep size nasıl hayran hayran bakıyorlardı."
Kızın adını öğrenmeye can atan Ömer in beklediği yanıt gecikmedi.
"Kızınızın adı Zeynep mi? Ne tesadüf dans ettiğim o harika varlığın adı da Zeynep."
"Halamın kızının adı da Zeynepmiş. Babam kızımız olacağını öğrenince adını Zeynep koymamızı rica etti. Güneş ve benimde sevdiğimiz bir isim olduğu için itiraz etmedik."
"Benim ol Zeynom dedim. Beni kabul et dedim, bir çok soruyla baş başa bırakıp odasına gitti. Yok ona olan hislerim değişirse kaldıramazmış, yok başka sevgilim varmış mış mış mış.
Yok be kardeşim, sevgilim falan değil o benim dedim.
Sana olan hislerim farklı dedim, anlatamadım ya. Ben gerçek sevgi bilmedim ki, otuz yaşıma geldim, hep dalga, hep eğlenceydi kızlarla ilişkim.
Bu , bu çok farklı Ömer bey kardeşim çoook farklı .
Onu göremeyince, hep onu düşünüyorum . Onu görünce yine, hep onu düşünüyorum."
"Nasıl yani.
"Şöyle ki ,o yokken nerede? ne yapıyor, beni, düşünüyor mu, yemek yedi mi, uyudu mu, bunun gibi."
"Eeee görünce "
"Dudaklarının tadı nasıl? Boynunu koklasam ne der? İşte daha fazla söyletme be kardeşim.
Bak evliymişsin sen de bilirsin yani. Ona, daha ondan ne kadar hoşlandığımı bile söyleyemedim. Ben nerede yanlış yaptım söyle lütfen."
Alinin çenesi hayatında ilk defa bu kadar açılmıştı. Zeynep ve yanında viski olunca, kafası daha da iyi oldu.
"Öncelikle şunu söyleyeyim Ali bey siz sevdalanmışsınız Zeynep kardeşe. Bunun adı aşk .
Bende ilk önce Güneş'ime olan hislerimi adlandıramamıştım da sağ olsun bir arkadaşım gözümü açtı. Her zaman duacıyım. Yoksa dünyam kararacaktı Güneşim olmadan."
