Bir hafta sonra:
Zeynep, eve gelmiş, hayat nispeten normale dönmüştü. Olay hakkında hiç kimse bir şey konuşmadı.
Bazı geceler, hıçkırıklarla,"yapmayın " diye bağırarak kabuslar görmeye devam ediyordu.
Akşam, tüm aile yemekte bir aradayken Canan hanım sordu, "Bebeklerin cinsiyeti belli olduğuna göre isimde düşünmüşünüzdür her halde."
"Evet, isim hakkı benim. Kız olsalardı veya biri kız ,biri erkek olsaydı isim hakkı Alimindi. İki erkek ihtimaline hiç şans vermediği için bana bırakmıştı.
Ben düşündüm ki biri, CAN, diğeri YÜCEL olsun. Belki ilerde bir kızımız olursa onun adını da SU koyarız. Böylece bir bütün oluruz"
İlk tepki Aliden geldi. "Harika düşünmüşsün hatunum, en çok sevdiğim şairin adını her an anmak çok güzel. İnşallah onlar da sanat sever olurlar."
"Eh o zaman kadehimi Can-Yücel ve gelecekteki Su için kaldırıyorum sağlıklı, olsunlar inşallah."
Kemal beye, her kes katıldı, kadehler kalktı. Zeynep, kemanıyla, Viktoria Monti' nin Chardas ını seslendirdi.
"Ortakcım , sen yarın Salih ustayı arar mısın? Seni kıramaz, Zeynep'in uygun gördüğü bir zamanda gelip, bebeklerin odasını hazırlasın.
Bebek odası Nurşen teyzesi ve Turgut amcasının hediyesi olacak, karar kesin itiraz hakkınız yok."
"Salih usta farklı biri. Onda çözemediğim bir şeyler var. Bu evin işlerini yaparken çok sık karşılaşamadık ama, isteğimiz ve unuttuğumuz bir çok şeyi kendiliğinden yapıp bizi şaşırttı, mükemmel bir iş çıkarttı. Sıradan bir boyacı ve tamirciye benzemiyor."
"Evet, Zeynep kızım, Salih usta aslında inşaat mühendisi, sıradan bir boyacı değil.
Daha önce bizim fabrikanın en büyük satış temsilcisiydi, tüm yeni boyalarımızı onun marketinde tanıtırdık, ayrıca büyük bir yapı marketi vardı.
Tanıdığım en dürüst, en güvenilir insanlardan biridir, ayrıca her zaman tevazu sahibiydi.
Bir de dünyalar güzeli biraz çatlak. Bu çatlaklık iyi anlamda, bir kızı var. Tanımanızı isterim. Kızının adı Mercan, kendi de kırmızı, mercan gibi bir kız anlayacağınız."
"Neden şimdi boyacılık yapıyor."
"Uzun hikaye ,çok geç oldu ,kalkalım malum yarın iş var .
O hikayeyi de ,hafta sonu bize geldiğinizde anlatırım . Siz oda için gün belirleyip bana söyleyin."
YAZANIN NOTU:
Yakalanan kızlar şoförü "Biz Zeynep hanımın arkadaşlarıyız bebek için gelmiştik. Sanırım yanlış durakta indik.
Ali bey bize burayı tarif etmişti. Şirketin arabasını tanıyıp sizi durdurmasaydık Zeynepcimi arayacaktık."
Diyerek ve bolca kıkırdayarak, siteden iki durak ötede durdurup binince şok tabancasıyla şoförü bayıltıp, onun kasketini giyip, güvenlikten kolayca geçmişler.
Zaten arabanın camları film kaplı olduğundan içerisi pek görünmüyormuş.
Eğer, başara bilselermiş, Zeynep'i, şok tabancasıyla etkisiz hale getirip, şehir dışında ilk buldukları uçurumdan aşağı atacaklarmış.
Karakola götürülürken polislerin kaza yapmasına neden olmuşlar. Kazada İnci hemen ölmüş ,Sibel de Hastanede kafa travmasına bağlı beyin ödemi nedeni ile her an ölebilirmiş.
Belki de ben bunları yazarken ölmüştür. Allah tan, polisler hafif yaralarla kurtulmuşlar.
Bir ricam olacak bunlardan Zeynep in haberi yok, sizde söylemeyin lütfen. Sizleri seviyorum. RIZA VE MERCANIN hikayesinde buluşmak üzere.
----------------SON----------------
