Mesajı başlıkta verdim gençler. Ona göre şey edin. Bu arada yorum istiyorum yahuu! Bu neydir..
☔☔️️☔
Sehun's Pov
6 ay sonra."Sehun, düzgün dur."
"Ama karıcığım..."
"Ben karın değilim, kocanım Sehun!"
"Bak acı çekiyorum diyorum, kaç aydır sana dokunmuyorum diyorum, yaşlandık artık diyorummmm haniiii..."
"Ay, ben yaşlı falan değilim. Tabi senin fosilin çıktı ona bir şey diyemem ama."
Evet bir de yaş meselemiz vardı. Ergen bir karım olacağını hiç düşünmeden evlenmiştim tabii. Luhan aramızdaki yaş farkını hiç utanmadan yüzüme vurmaktan çekinmiyordu. Aslına bakarsanız şu son sıralar tek eğlencesi buydu.
Yaşa taktığımdan falan değildi ama susup ona arkamı dönmeyi tercih ettim. Tabii çenesi durmayan sevgili eşim beş dakika sonra bana yaranmak için konuştu.
"Hunnie~ Bu fotoğrafta neden öküz gibi çıkmışsın?" İşaret parmağıyla gösterdiği evin baş köşesinde asılı olan evlilik fotoğrafımıza döndüm. Yağmurdan ıslanmış iki adet damat ve soğuktan titreyen misafirler...
Aramızda kalsın ve Luhan sakın duymasın ama... Her insan düğün gününü unutulmaz bir anı olarak saklamak isterken inanın ben hatırlamak dahi istemiyordum. Daha biz evlenmeden Jongin iti ve Kyungsoo yeminlerini etmişlerdi. Çamurlu ayakkabılar, ıslak gömlekler... Düşününce bir kötü oldum yine.
Gözlerimi devirdim."Konuşurken çekme demiştim sana."
"Çekinirken konuşma demiştim bende."
"Ha! Kışın kır düğünü istemen sorun değildi de, benim bu fotoğrafta gözümün kapalı çıkması mı sorun oldu?"
"Çok konuşma, ağzına acı biber sürerim."
"Her üste çıkmaya çalıştığında şunu söylemekten vazgeçip level atla biraz. Ne bileyim..." Düşünür gibi elimi yüzüne uzatıp yanağını hafifçe okşadım. "Öp beni Sehun, sevişelim Sehun, biraz daha hızlı Sehun... Bunları desen olmaz mı?" Dudağımı büzerek başımı yana eğdim. İnada gerek yoktu şimdi. Hissediyordum, şuan tam sevişme zamanıydı.
Dudağını dişleyerek yüzünü ekşitti. Aylardır yaptığı gibi bir kez daha beni uzaklaştıracağından adım gibi emindim. Yüzüne acınası bir ifade ile baktım. Hani belki işe yarardı ne bileyim... Şirkete gitmek istemediğimde Luhan her zaman şekerlerimi atmakla tehdit edip gitmeye zorluyordu bu yüzden canım sıkkın olduğunda bir numara geliştirmiştim.
Hasta numarası. İnanın, keçi inadı olan sevgilim hastalığımın gerçek olmadığını bilmesine rağmen yufka yürekliliği yüzünden o da işe gitmeyip bütün gün yanı başımdan ayrılmıyordu. Eğer patlamadan bir an önce Luhan şu yüzüme kansa iyi olurdu. Küçüğüm aylardır yalnızlık çekiyordu güneylerde... Siz siz olun sizden küçük, sevimli suratı olan geyikciklere kanmayın.
Alt dudağımı biraz daha sarkıtıp, elimi yüzünden ayırdım. Biliyordum işte. Yararı olmayacaktı. Vazgeçip arkamı döneceğim sırada bileğime dolanan ellerle olduğum yerde mıhlandım. Kalbim hızla atmaktan dışarıya çıkacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On A Rainy Day // kaisoo
FanfictionKim Jongin kaderin bana bahşettiği adamdı. Bir rüya gibi beni kendi içine çekmiş, ardından rüzgar gibi kaybolmuştu. "Bu yüzden seni bırakmayacağım." Elimin üstündeki sıcacık avucunu karnıma koydu ve huzurla mırıldandı. "Asla." Ve Kim Jongin o gün ba...