32-Mutlu sonları sikeyim

560 53 9
                                    

"Başak."dedi ben onun nefes alışverişlerini dinlerken. Her şey bitmiş bir çarşafa dolanmış ve birbirimizin vücutlarını dinliyorduk. "Efendim?"dedim.
"BENİ KENDİNE NASIL BU KADAR AŞIK ETTİN?"
Nefesimi tutmuş cesurca sarfettiği cümleleri beynime kazırken keşke şu şakayı daha önce yapsaydım dedim . Adam aşka geldi resmen. "Bilmem. Aslında kendimiz olmak istedim sadece."dediğimde kollarına çekeledi. "Aynı gün içinde dayak yemek için uğraşmak,sinirlendirmek,trip yemek,trip atmak,sevgi istemek,sevmek ,şımarıklık,olgunluk bunlar yorucu olmalı."dedi gülerek . "Valla zor. Ben napsam birazını elesem mi?" "Gel buraya."dedi ve sımsıkı kozasına çekti. Onun kolları arasında yok olmak ,benliģimi teslim edene kadar kalmak istiyordum. "Sen nasıl bu kadar huzur kokabiliyorsun?"dedim saçlarımı üfleyip dağıtırken. "İlahi taktir."dedi. "O ilahi adalette kullanılıyordu."dediğimde ciddiyim burnumu ısırdı.
Kapı çalınca Burak her zaman ki gibi koala edasıyla üzerimi başımı sardı ve bana döndü. "Kafanı dahi uzatayım deme."dediğinde kafamı salladım. "Oda servisidir ama neden benim sevgilimi görsün?"diyerek kapıya yöneliyordu. Ya kadınsa? Oda boxerlıydı. Gelsin ben ona dünya kaç bucak göstereceğim.
"Ömer?"dediğinde yok olmak istedim. Onlar nereden biliyordu bizim burada olduğumuzu? "Kuzen doyurduysanız birbirinizi bizimle dolaşmaya gelseniz diyorum?"deyip kahkaha atan Ömer i öldürmek istiyordum. "Piçlik yapma. Nereden òğrendin? " dediğinde Burak Ömer derin bir nefes aldı. "Emanetin odasına girdiğinden emin olmam gerekti."dediğinde Burak ında kahkahasını duydum ."Yarım saate ineriz. Koş koş Berrin i kapmasınlar."dedi ve kapattı kapıyı.
"Bu adam dengesiz ya. Ne zaman seninle bir şeyler yapsak dibimde bitiyor."dediğinde kahkaha attım. Ömer cidden her büyülü ortamın arasında dondan çıkar gibi çıkıyordu.
Burak ile odadan çıktığımızda elimi tuttu. "Ah seninle vakit geçirmeyi özlemişim."dediğinde gülümsedim."Ben sap gibi dolanmamayı özlemişim."dedim.
Aşağıya indiğimizde Berrin ve Ömer kahve içip muhabbet ediyorlardı. Sıradanlık her zaman özeneceğim bir durumdu ve Burak la sıradan olmak için çabalamam gerekse öleceğimi de bilsem sıradan olurdum. Burak ın alması gereken cevaplar öğrenmesi gereken aile mevzuları vardı.
"Ooo Burak bey ve Başak hanım inebilmişler bravo!"diyen Ömer e sadece kahkaha atan tabiki sadece Berrin di. "Nasılsın Berrin?"dedi Burak onu duymamazlıktan gelerek. "İyiyim hatta çok iyiyim."dediğinde bana bakıp göz kırptı. Mutluydum ama tuhaf hissediyordum. Sonuçta habersizdim ama sanki onları bilerek ekip Burak a gitmişim gibiydi.
Öğleye doğru Burak ile beraber yürüyüşe çıkınca el ele olmak beni bulutların üzerine çıkarmıştı. Onun elimi kavrayışı dünya üzerinde sadece ben varmışım gibi hissettirmesi. "Ya ben çok mutluyum ama."dedim gülerek."Ben bu durumdan çok rahatsızım. Sen başkalarıyla tatile çıkıyorsun, annen baban beni tanımıyor. Kendimi bir erkek gibi hissetmemek inanılmaz hırçın yapıyor."dediğinde elini iki elimle kavradım ve kendime çevirdim. "Ben seni seviyorum. Aksaklıkların hiç bir önemi yok."dediğimde gülümsemedi. Tam tersine suratı dahada asıldı ve beni kollarına aldı. Dudakları anlımı bulurken kendimi verdiği tuhaf huzura bıraktım. "Sana haksızlık ediyorum ama asla başka hayata göz yumamam."dediğinde sessizce gülümsedim.

Tatilin ardından eve dönmek ne kadar istemesemde biraz daha hayata dönmemi sağlamıştı. Burakla geçirdiğim üç gün o kadar keyifliydi ki Ömer ile Berrin i unutmuş kendimizle kalmıştık. Bizim için iyi olmuştu. En azından aramızda bir sorun mu var acaba demezdim İstanbul daki davranışlarına bakıp.
Eve geldiğimde o kadar yorgundum ki direk uyudum. Burak ta beni bırakıp yeni taşındığı ailesinin evine döndü. Tuhaftı. Onu aile çocuğu olarak hayal etmemiştim. Sokak çocuğu falan mı düşünüyordum acaba? Hangi kafadaydım ben?
Uyandığımda hayvan gibi astığım okulun çizelgesine baktım. Bir kere bile devamsızlık yapsam bir sürü dersten kalacaktım. Allah tan bir sene daha tekrarı vardı ama devamsızlıkta işe yarayacağını hiç düşünmüyordum.
Duş alıp çay demledim ve oturdum kendimce kahvaltımı etmeye başladım. Telefonum çalmaya başladığında Aslı nın olduğunu bilmek beni rahatlatmıştı. "Canım?"dediğimde sesi çok neşeliydi. "Evde misin?"dedi direk . "Evet ve çay demledim. Gel hadi. "Dediģimde kıkırdadı."Tamam." Dedi ve kapattık. Aslı ile bazen inanılmaz öküz oluyorduk ve bırak hal hatır sormayı iki erkek gibi konusabiliyorduk.
Kapıyı açınca boynuma bir sarıldı yemin ederim geri geri sendeledim. Manyak mı ne bu kız? "Sakin güzelim . Seninim."dediğimde sırıtarak ayrıldı. "Çok özledim kızım ya. Beni alan adam seni bana çeyiz olarak alsın."dediğinde kahkaha attım. "Aman dikkat et beni alsın. Şans kaza Azra yı alır falan."dediğimde iğrenir gibi bir surat ifadesi yaptı."Allah yazdıysa bozsun. Iyy."dedi ve içeri geçtik.
Aslı ile sohbet ederken Sarp ile olanları tehditle anlattırdım. Eğer anlatmazsa Sarp a biliyormuş gibi davranırım diyerek aldım tüm ayrıntıları. Sarp a bak sen. Hastane de tek bir an bile ayrılmamış Aslı ile beraber kalmışlar. Ben size diyorum yakın bunlar. Bir adam hele de Sarp bu kadar iyilik meleği olamaz.
Bir şey daha farkettim. Aslı cidden Sarp a ne kadar sıcaksa Azra ve diğerlerine o kadar soğuk. Sarp ın çevresini sevmiyor açık açık. Normal şartlarda sevmesi için teskin ederdim ama söz konusu Azra ise gaz bile veririm.
Aslı çaylarımızı tazelerken bende çalan telefonuma baktım. "Aşkım?"dediğimde Burak ın gülümsediğini biliyordum. "Bir tanem. Napıyorsun?"dedi. "Aslı ile çay içiyorum sen?" "Azra bizde. Uyuyamadım. Sana geleceğim bir saat sonra. "Dediğinde sinirlenmiştim. "Ne işi varmış sizde?"dedim sinir seviyemi durduramadan. "Annemle alışveriş yapacaklarmış. Benlik bir durum yok. Ben seni göreceğim."dediğinde yine bir nebze sinirim azaldı. "Tamam aşkım. "Dedim. "Şarap alayım mı? Belki bir yemek yaparsın aşkına? Ardından azıcık.." "Burak!"dedim beni sırıtarak izleyen Aslı dan utanarak. "Almayayım mı? Diğer aktivitelere evet değil mi?" dediğinde dayanamadım . "Tamam al. Hepsine evet koca çocuk."dedim. "Sigaran var mı?" "Var var. Alma. "Dedim. "Tamam güzelim. "Dedi ve kapattık. "Sizi gidi kuduruklar."deyince Aslı omuz silktim. "Seviyorum. Kudururum. Aah." "Yüzsüz seni."dedi ve kahkaha attı.
Aslı gittikten sonra evin tozunu aldım. Pis değildi. Gel git temizlik yap pis olmasına imkan yoktu. Sonra markete inip annemin verdiģi paralarla bir güzel alışveriş yaptım. Babamınkileri saklamakta fayda vardı. Okulda ağzımı havaya açmak istemiyordum. Marketin çırağı ile beraber eve kadar getirdik poşetleri ve minnettar olarak girdim eve. Her seferinde alabileceğinden daha fazla poşet alarak beni güldürüyordu.
Her şeyi yerleştirip kendime bir çay koydum ve salona geçtim. Orta sehpaya bacaklarımı uzatınca kendimi elli yaşında koca bekleyen kadınlar gibi hissedip tribe girdim. Öyle ki kapı çalmasa Yıldız Tilbe falan açıp kafamı hafif dumanlatacaktım.
Burak her zamanki duruşuyla içeri geçince apartmanda ne kadar resmi durursak duralım dedikodu çıkar mı acaba diye düşündüm. Kapıyı kapatır kapatmaz poşetleri yere gelişi güzel attı ve beni kucağına aldı. Dudakları deli gibi boynumu,yüzümü,dudaklarımı öperken şaşkınlıkla ancak tutunabildim. "Aşkım yemek?"dedim beni odama götürürken. "Yemek bahane. Seni istiyorum ben."dedi ve kontrolsüzce,pervasızca birbirimize sığındık. Neye sinirlendi bilmiyorum ama farkında olmadan vücudumdan alıyordu hırsını. "Burak senin neyin var?"dedim. Dahada hoyratlaştı. "Aşkım sakin olur musun?"diye ilaz ettim. "Başak seni istiyorum sadece. " Ağzından sadece bunların çıkması dahada endişelendirdi. "Canımı yakıyorsun!"dedim onu durdurmak adına. "Ne oldu bana anlat."dedim ardından. Durdu. İkimizde doğrulduk ve uzun uzun birbirimizi süzdük.
"BABAM BENİ AZRA İLE EVLENDİRMEK İSTİYOR."dediğinde buna şaşırmadığımı farkettim. Gelip benimle evlendirmek isteyecek değildi ya. "Peki sen ne düşünüyorsun?"dedim hayal kırıklıklarımı saklamak istercesine. "Eslem ile Sema ablaya bakamam. "Dedi. Aslında her şey çok açıktı . Başkasıyla evlenecekti. Anlıyordum. İçimde deliren bir kadın varken onu çok net anlıyordum. Eslem i düşünüyordum. Hiç yokluk görmeyen bir çocuğun ters bir şey olursa mahvolacak hayatını düşünüyordum. Hakkım var mıydı? Bu kadar bencilce yaklaşabilir miydim? Bunu ben başarırsam Sema ablanın suratına kaygısızca bakabilir miydim? Ona geçecek diyebilir miydim?
"Anlıyorum."dedim yavaşca ondan uzaklaşırken. "BAŞAK!"dedi ama ben ne anladığımı gayet iyi biliyordum.
"UZUN BİR RÜYADAN UYANDIM. NE DEMEK İSTEDİĞİNİ İNAN ÇOK İYİ ANLADIM. LÜTFEN BENİ YALNIZ BIRAKIR MISIN?"
Bunlar son sözlerimdi ve biliyordum beni bir daha göremeyecekti.

HAYALLER XXL HAYATLAR XXSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin