Kadın gözden kaybolurken Burak masaya oturdu. Duş almıştı ve üzeri çıplak dolanıyordu ortada. O anda dikkatimi dağıtan şey telefonumun çalmasıydı. Burak ın yanındaydı ve ekranı görünce gülümsedi. Dediği şeyle ise ben onun gibi gülümseyemedim.
"SEKSİ KURTARICIN KİM?"
Şuan gerçeği söylersem burada kıyamet kopacaktı ama hayat boyu ona karşı silik yaşayamazdım. Bu beni özgüvenimin tükenmesiydi ve eğer beni sindirirse ne kadar seversem seveyim ondan vazgeçerdim biliyordum. Bana göre bir tarafın sindirilmesiyle tam anlamıyla aşk özgürce yaşanamazdı. Ruhlar kendini ortaya çıkarırsa doyum noktasına ulaşılabilirdi.
"Sarp." dedim gözlerine bakarak. Önce gözleri kısıldı sonra telefonun ekranına bir daha baktı ve suratıma çakarcasına telefonumu verip masadan kalktı. Bunu yapmaya hakkı yoktu. "Efendim Sarp?" dedim. "Naber çaylak?" dedi neşeli bir şekilde. Bu çocuğun cidden herkese kapılarını kapatıp bana açtığına inanamıyordum. Aslında onuda anlıyordum. Herkes ya bedeni için yada parası için yanına yaklaşıyordu ve insanların samimiyetsizliklerinin kokusu en pahalı parfümün arkasına saklansa bile baskın bir şekilde burna nüfuz ediyordu. Şunu içimden gelerek söyleyebilirdim ki çok şükür gururum ve samimiyetim satılık değildi ve ben parama göre yaşamayı tutuklu yaşamaya değişemezdim. On liram varsa en basiti o gün simit yerdim ya da ekmek arası ile geçinirdim ama yüz liramda varsa gayette neşeyle yerdim. Yani her türlü yerdim. Ulan ben neden bu kadar yiyorum?
"İyiyim sen ?" dediğimde ağzıma bir tane salatalık attım. "Hava çok güzel bir yerlere gidelim mi?" dediğinde Aslı ya gitmem gerektiğinin gayet bilincindeydim ama onları buluşturmak nasıl olur diye de zihnimde pislik dolanmadı değil. "Aslı ile günümü geçirmem gerek." dediğimde duraksadı. "Oda gelsin benim için fark etmez." dediğinde neşeyle cıvıldadım. "Tamam sorarım ama hemen çıkamam. Akşam üzeri çıksak?" dediğimde onayladı ve kapattım telefonu.
Burak kanepeye oturmuş sigara içiyordu ve burnundan soluyordu. Bunu kabul ettiremezsem bugün bu hayat boyu bana bir set olacaktı ve ben bugün ona kendimi anlatacaktım. Ani aldığım kararın doğruluğunu sorgularsam büyük ihtimalle vazgeçecektim ve bu konu aramızda askıda kalacaktı.
Karşısına geçip ısrarla ona baktığımda kafasını kaldırıp bana baktı ve gözlerini saniye geri çekmedi. Sinirlendiğinde anlındaki damar atıyordu ve ben o damara değişik değişik... Ay ben bir fena oluyorum. Ateş mi bastı ne? Elinden tuttum ve beklemediği hareketi gerçekleştirip dizine oturdum. Boynuna tek kolumu dolayıp daha da derinleştirdim bakışlarımı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bana bu kadar mı güvenmiyorsun?" dediğimde ne saçmalıyorsun sen bakışı yedim ama yılmayacaktım. Diğer elimi saçlarına değdirdim ve başının kenarını öptüm. "Seni bırakmak istemiyorum." dediğimde belimi kavradı ve dizlerimi çekip bir bebeğin babasının kucağına kurulması gibi nacaklarımı iki yanından sarkıttı. "Sabah konuştuğumuzu sanıyordum. " dediğinde ellerimin içine aldım yüzünü. "Sarp ı hiç tanımıyor musun? " dediğimde siniri hayal kırıklıklarına dönüştü. "Onunla çok iyi arkadaştık ve bu yüzden senin için endişeliyim." dediğinde onu anladığımı belirtircesine kafamı salladım. "Sarp benim için bir arkadaş ve o tahmin ettiğinden de yalnız. Burak sana yalan söyleyip gitmek istemiyorum." dediğimde gözlerime baktı. "Kılına zarar verirse öldürürüm Başak." dediğinde ciddiyeti korkuttu. "İstiyorum ki aramıza saçma salak yalanlar girmesin.Ben sana hesap vermek değilde haber vermek istiyorum." dedim. "Bir şartla." dediğinde boynuna sarıldım. "Ya Burak ama çok ağır olmasın." dediğimde gülümsedi. "Yanıma taşınacaksın on beş günlüğüne." dediğinde gözlerim büyüdü. "Ağır olmasın dedim öldürdün." dediğimde güldü. "Birde o isim rehbere düzgün kaydedilecek!" dediğinde teslim oldum. "Sen gül de komşunun sevimsiz çocuğu bile yazarım." dediğimde ikimizde güldük. Benimle birlikte kalktı ve yatak odasına gitmeye başladık. "Uyuyalım güzelim. Akşam üzeri bırakacağım seni." dedi.
Burak uyumaya çalışırken ben şebeklik peşindeydim. Napayım uykum yoktu. "Burak?" "HI." dedi bezgince. Neredeyse dalacaktı uykuya. "Dişlerim nasıl olmuş?" dedim ve şempanze gibi açtım dişlerimi. Bana ve dişlerime boş boş baktı ve derin bir nefes aldı. "Cidden Allah ım o kadar kızın arasında bana bu çatlağı mı yolladın?" dediğinde dişlerimi kapadım ve omzunu ısırdım. "Beğenmiyorsan?" dediğimde pislikçe sırıttı. "Uykun yoksa başka aktivitelerde biliyorum yatakata uygulanacak." dediğinde utandım ve arkamı döndüm. "Ya neden konuşup duruyorsun uykum var benim." dediğimde belime kollarını doladı ve beni kendine döndürdü. "İşte senin bu hallerine hastayım." dedi ve gözlerini kapadı.
Akşam üzeri Burak bizi bırakınca Aslı gergindi. Biraz sonra Sarp gelince Aslı yay gibi oldu. "Merhaba." dedi Sarp ve bana kollarını doladı. "Nasılsın çaylak?" dediğinde ona da sırıttım. "Dişlerim ve ben süperiz." dedim. Dişlerime baktı ve gülümsedi. "Çok iyi olmuş. Gözlük ne zaman çıkıyor?" dediğinde gözlüğümü tuttum. "O benimle ebedi gibi." dediğimde oda dokundu. "Sana yakışıyor." dedi. Aslı ya döndüğünde elini uzattı. "Merhaba." dediğinde Aslı bayılacak gibiydi ama Sarp benim bildiğimi bilmediği için doğal davranıyordu. "Merhaba." dedi ve oda elini uzattı. Kafasını kaldırdığında ikiside durakladılar. Biran Aslı nın Egemen i sevdiğini bilmesem onların aralarında sakladıkları bir şey var sanırdım. "Nasılsın?" dediğinde Aslı nın gözyaşlarını zor tuttuğunu biliyordum ama güçlü durmaya çalışıyordu. "İyiyim sen?" dediğinde Sarp sadece kafasını sallamakla yetindi.
"Evet ne yapıyoruz bugün?" dediğimde Sarp arabasını işaret etti. "Sizi Reşadiye deki kır evine götürmeyi planlıyorum. Azıcık salıncakta sallanırsınız. Bende sizin bebeliklerinizi okula yayarım." dediğinde gülümsüyordu. "Süper o zaman." dedim aralarındaki iletişimi sağlamak için.
Arabaya binerken. "Aslı sen öne geç ben azıcık arkada uzanacağım." dedim. Nedense onları bir arada görmek hoşuma gidiyordu. Aslı Sarp ın yüzüne baktı. "Tamam." dedi. Ben arakaya geçince Sarp aynadan bana baktı ve gülümsedi. "E çaylak sürekli otlanmak nasıl?" dediğinde ona dil çıkardım. "Eşşeklikten hallice." dediğimde oda bana dil çıkardı. "Camış." dediğinde sessizce "Duydum seni!" dedim ve Aslı ya baktım. Bana ve Sarp a hayretle bakıyordu. Oda onun o kadar samimi olmasını beklemiyordu bence.
"Kız Aslı müzik açsana." dediğimde Aslı ile Sarp aynı anda müzikçalara uzandılar ve Aslı elini elektirik çarpmış gibi çekti. Stupid Love çalmaya başlayınca eşlik etmeye başladım. "Pamuk yok mu ya tıkayacağım." dediğinde Sarp daha yüksek sesle söylemeye başladım.Aslı da eşlik etmeye başlayınca Sarp ta bize uydu ve güzel dakikalara adım atmış olduk.
"Bilmiyorum ki bu salıncak seni tartacak mı Başak?" dediğinde Sarp onu ittim ve kendim sallanmaya başladım. Aslı telefonuyla uğraşıyordu ve o kadar sert bir surat ifadesi vardı ki Egemen olduğunu düşündüm. Telefonu çalmaya başlayınca gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve ayağa kalkıp uzaklaşmak istedi. "Ne var Egemen?" dedi hırsla. "Tamam sen beni sattın bende seni terkettim!" dediğinde Sarp dibinde bitmişti ve bildiğin sinirlendiği yüzünden okunuyordu. Aslı nın kolunu tuttuğunda Aslı ona tutundu. "Bana benimsin deyip durma!" dediğinde Sarp elinden telefonu aldı ve kulağına tuttu.
"BANA BAK EGEMEN !SANA NE DEDİM BEN?" durdu ve karşıyı dinledi. Aslı yı sımsıkı tutuyordu. Beni unutmuş gibilerdi. "SENİ SİKERİM LAN! O BENİM VE SİZİ YAŞATMAM!" dedi ve telefonu kapattı. Aslı o kadar şiddetli ağlıyordu ki bende farkında olmadan ağlamaya başlamıştım. Sarp beklemediğim bir şey yaparken hayretle onları izledim.
Aslı kollarının arasında küçücüktü ama sanki tutunmak istermiş gibi kocaman sarılıyordu ona. Sarp ın kaşları çatık onu sımsıkı sarıyordu. "Ben ne yapacağım?" dedi hıçkırıkları arasında. Ben tutamıyordum kendimi ağlıyordum onunla birlikte.
"BU SENİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAK GİBİ. ARTIK BENİMLESİN VE HERKES BENİMLE OLDUĞUNU BİLİP UZAK DURACAK!" dediğinde Aslı ve ben aynı anda kalakalmıştık.
