24-Gözlerimi kapatsam ve okulun başına dönmüş olsam

474 68 9
                                    

-O KADAR MUTLUYUM Kİ YGS DEN İSTEDİĞİM PUANI ALDIM  VE ASLINDA ÇOK DUYGUSAL BİR BÖLÜM YAZMAM GEREK AMA BEN SAÇMA SALAK BİR ŞEKİLDE SIRITIYORUM. EĞER STEDİĞİNİZ GİBİ BİR BÖLÜM OLMAZSA ŞİMDİDEN ÖZÜR DİLERİM :D-

"AZRA..." 

 Kalbim saniyede milyon kez atarken tüm kabuslarım mezarlarından kalkmış karşıma dikilmiş gibiydi.Onun ölmediği içime çöreklenirken belki de hissetmiştim ama hiç bu kadar kolay ve erken çıkacağını düşünmemiştim. Sanıyordum ki yılları alır ama o bana yine ters köşe yapıp neredeyse bir hafta sonra karşımda kanlı canlı duruyordu. Burak aslında benden daha kötü durumdaydı. Donup kalmıştı ve Azra dışında ağzından başka bir kelime dökülmemişti.  Şimdi düşünüyorum da kızamıyorum bile ona. Ne diyecektim ki? Ölü kız arkadaşın gelmiş burada salonda ve sen neden öyle ruh görmüş gibi bakıyorsun mu? Bana dön Burak bakma şu mermer suratlıya falan hiç bana göre değil. Ayrıca o kadar güzel bir sıfata sahip ki gören de ben bağımlıyım o temiz sanır yani. 

   "Azra.." dedi Burak tekrar ince bir nükteden. "Seni çok bekledim. Bir haftadır bekliyorum." dedi acı dolu bir sesle. Yemin ederim burada kendimi dizilerdeki orospu kötü kadın ilan edeceğim. Hiç bir şey gelmiyordu elimden sadece izliyordum. Çok acıtıyordu ama izlemesem de kendimi yeyip bitirecektim acaba Burak öptü mü çok sıkı sarıldılar mı falan diye. Burak iki adım attı ve karşıya baktı. Kız yemin ederim beni hiç takmadan kollarını boynuna doladı ve sımsıkı sarılıp ağlamaya başladı. Buharlaşmam gerekmiyor muydu benim bu durumda? Normalde olsa gider senin saçını yolarım kaltak kimsin de benim sevgilime sarılıyorsun falan demem gerek ama Burak ta karşılık vermişken bu imkansızdı. O kadar dengesiz bir ruh halindeydim ki kendime üzülemiyordum bile. Kadının ne durumdan geldiğini bilmiyordum, Burak ın tepkilerine haksızlık edemiyordum. Tek bildiğim fazlalık bendim.   

   Ayaklarım geri geri giderken Burak ın dikkatini dağıtacak son şey bile olmadığım kafama dank ediyordu ama umuttu işte. Bir limiti yoktu ki. Saatin ne olduğu ya da başıma bir şey gelecek olması umrumda değildi. Tek yapmam gereken buradan daha az acıtan bir yere ulaşmaktı. Kapının kolunu açıp çıktığımda ellerimin titremesine lanet ettim ve hızlı olmaya çalıştım. Ne kadar gidersem gideyim gördüklerimi silemiyordu. Güvenliğe geldiğimde adam bana sesleniyordu ama cevap veremiyordum. "Başak hanım taksi çağırma mı ister misiniz? Kötü görünüyorsunuz." Sadece yürüyordum. "Ah Ömer bey.." dediğini duydum gerisi kulaklarımın uğultusuna karıştı. Kolumdan tutulmamla döndürüldüm ve Ömer ile yüz yüze geldim. "Başak bu halin ne?" Cevap veremiyordum ve bu can sıkıcı hale gelmişti. "Başak! Kavga mı ettiniz? " Kahrolası dilim ne işle meşguldü? 

  Yediğim tokat ile yanağım yana savruldu ve o an hıçkırıklarım boğazımdan çıkabilmişti sonunda. Ömer e sımsıkı sarıldım ve içimden geldiği gibi ağlamaya başladım. Bana tokat attığı için kızmam gerekiyordu ama beni kendime getirmişti. Sanırım Ömer de de kocakarı tıpından eserler mevcuttu. Sabırla ağlamama şahit oldu ve bana sımsıkı sarıldı. "Güzelim kavga mı ettiniz?" diye endişeleniyordu. Keşke kavga etseydik. O zaman Burak hayatta evden çıkmama müsaade etmezdi bu saatte. "O geldi Ömer." dedim belli belirsiz ama beni duymuştu."Kim canım kim geldi?" dedi merakla.

 "AZRA." dedim ve ağlamaya devam ettim. Ömer şaşırmamıştı. Bana o günde garip bir cümle kurmasından anlamalıydım ama beni üzmek istemediğini biliyordum. "Başak kendine gel." dedi ve beni omuzlarımdan tuttu. Yüzüne baktığımda her zamanki güleç ifadesinden eser olmaması içimi acıtıyordu. "Burak eğer seni gerçekten seviyorsa onun gelmesi hiç bir şeyi değiştirmez ama her şeyi değiştirirse vazgeçmen gereken Burak olmalı bir tanem." dedi. "Ömer götür beni buradan dayanamıyorum." dedim ve beni arabasına götürmesine sesimi çıkarmadım. 

HAYALLER XXL HAYATLAR XXSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin