12. Bölüm ~ Engel olamamak ~

217 23 3
                                    

"Mavi!"

"Hı?!"

"Bu kadar yakınım da durmaya devam edersen daha fazla kendimi tutabileceğimi sanmıyorum." O muhteşem gülüşü ve mavimsi gözlerinin parlaması... derken stres olup ayağa kalkmam sonra 'gitmem' gerek diyip fileye tekrar takılıp yere kapaklandım. Yanıma eğilip "N'apıyorsun Mavi?" Diye sordu.

"Hiç! Çimler ne kadar yumuşak onu kontrol ediyorum. Allah'ım ya!" Diye sinirle ayağa kalkıp filenin etrafında dönüp sahadan çıktım.

초초초초

Sürekli şu anı düşünmek zorunda mıyım? Çıkıp gitsene aklımdan ya! Neden beynimdeki küçük işçiler merkez kısmına bu anı koyuyordu? Ne oldu reklam müziklerine? Saçma şarkılara? Hey!

Ah! Rezillik! Bu kadar da olmaz. Rekorlar kitabına bile girerim böyle birşey olsaydı. 'Bir günde ne kadar rezil olabilirsiniz?'

Koridorda yürürken biriyle yollarımız kesişti. Sağa adım attığım da aynısını yaptı. Sola geçmeye çalıştığımda sola geçip gitmeme izin vermedi. "Hangi pi-" diye söze başlarken işaret parmağını dudaklarıma bastırdı. Küçükken burnuma bakabiliyorum diye hava attığım ki gibi bir tipe büründüğüm de ellerine bakıyordum.

"Bu kadar karşılaşma sence de fazla değil mi?" Diyip yeşil gözlerini gözlerime indirdi. Yine mi bu çocuk? Cidden fazla oldu bu rastlantılar. Elini ittirdim.

"Bence de fazla. Neden gidip başkasını takip etmiyorsun?"

"Sen beni takip ediyor olmayasın Maviş?" Diyip göz kırptı. Mükemmel bir göz deviriş yapıp yan tarafıma baktım. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Sen adımı nerden biliyorsun?"

"Maviş? Annen kuş bilimci falan mı? Maviş diye isim mi olurmuş ya?" Kendi kendine söylemeye başladı. Yan taraftan geçip gitmek için harekete geçtiğimde omuzlarımdan tutup beni önceki yerime sürükledi.

"Adın gerçekten muhabbet kuşu ismi mi?" Diye dalga geçer bir havada sordu.

"He! Saz arkadaşlarımın adı da bülbül, karga... manyak mısın oğlum sen? Yoksa seni o pis sarı sever mi gönderdi?" Bana garipçe baktı.

"O kim be?"

"Hadi arkadaşım hadi. İşim gücüm var seninle uğraşamam ben." Diye çocuğu tersledikten sonra yanından geçip yürümeye devam ettim. Arkamdan "Ben ne dedim şimdi ya?" Diye bağırdı.

Soyunma odasına girdiğim de asıl bomba patladı. Eşyalarımı koyduğum dolabı kurcalayan bir Asya beklemiyordum. Hiç beklemeden söze girdim.

"Ne yapıyorsun sen orada?"

"Esas kızımız da geldiğine göre..." dedi. Çantamı alıp sırtına taktı. Iyy! Şimdi birde onu yıkamak gerekir. Mürekkepini akıtmıştır bu ahtapot suratlı. Yanına gidip çantamı almaya çalıştım.

"Ya bıraksana kızım! Yapıştın vatoz gibi!" Çantamı çıkardım omzundan. Beni ittirip dengemi kaybetmemi sağladı.

"Bu yaptıklarının cezasını çekeceksin. Sürtük!" Diye tiksinç bakışlar attı.

"Sen kime sürtük diyorsun lan?" Diyip onu ittirmeye başladım. "Uzun zamandır aynaya bakmıyorsun herhalde!" Diyip duvara hızla ittirdim. Gülmeye başladı.

~MAVİMSİ~ \\ NH \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin