Elindeki tornavidayı yerdeki takım çantasına attı ve eğilme zahmetine girmeden ayağı ile kapattı.
"Hazırlan gidiyoruz."
"Nereye?"
"Deniz kenarına."
"Deniz mi? Deniz mi var burada?"
"Kızım Antalya'dasın. Deniz olması normal değil mi?"
"B..ben.. NASIL YA? BEN NASIL GELDİM BURAYA?"
"Arabayla."
"Benden daha salaksın"
"Kes! Git yukarıdan üzerine bir şeyler al."
Hiçbir şey demeden Cemre'nin odasına çıktım. Hangi taraf olduğuna bakmadan dolap kapaklarını açtığımda karşıma çoğunlukla siyah renklerin hakim olduğu kıyafetler çıktı. 'Ne oluyor?' diye düşünürken bu dolabın Emre'ye ait olduğunu fark ettim ve kapakları kapatıp diğer tarafı açtım. Dolapta çoğunlukla kısa şortlar ve tişörtler vardı. Birkaç deri ceket, örgü hırka ve birkaç tane açılmamış çorap... Çorapları görünce resmen gözümden kalpler fışkırdı.
Dolaptan siyah dar bir pantolon ve tişört aldıktan sonra yatağa oturdum ve bu üç gündür üzerimde bulunan kıyafetleri tek çırpıda çıkardım.
Aslında filmlerde şöyle bir konu olurdu; zanlıyı baştan çıkar, onunla seviş ve sabah o uyurken kaç!
Aslında filmler için güzel bir konuydu fakat gerçek hayat için pek mantıklı olduğu söylenemezdi. Evin, senin hayatın da bir film değil mi zaten? Sadece gerilim değil, komedi filmi!
Yatağın üzerindeki kot pantolonu terk edip dolaptan en kısa şortu buldum ve üzerime geçirdim.
Canım bacaklarım, ne kadar da güzeller?
Üzerimi giyinme işlemini tamamen bitirip aşağı indim ve ellerimi iki yana açtım ve "Tataa!! Ben hazırım" dedim her zamanki şirin bakışlarımı yüzüme yerleştirip. Emre elindeki telefondan başını kaldırıp uzun uzun bana baktı ve telefonunu cebine atıp kapıya doğru yürüdü.
***
"Emre! Burası çok hoş!" diye bağırıp üzerimdeki tişörtten hemen kurtuldum ve o masmavi denize doğru koştum. Emre kıyaya oturmayı tercih ediyordu ki o gelmese de olurdu.Kafamda hâlâ filmlerdeki kaçış planı dönüyordu. Öyle bir şey yapmayacaktım tabiki. Evin Özen kendisini kaçıran kişi ile beraber olmuş, dedirtmem ben kendime
"Ne! Benimle birlikte olmak gibi bir düşüncen mi var?" diye bağıran erkek sesine döndüğümde Emre'nin kumsala uzanmış kumları yumrukladığını gördüm. Ne zamandan beri sesli düşünmeye başlamıştım.
Sudan çıkıp Emre'ye doğru yürüdüm. Ben ona doğru yürürken yerden kalktı ve gülmekten gözünden gelen yaşları sildi. Yüzünde hala inanılmaz bir gülümseme vardı. İyice dibine oturup sol elimi kuma koydum ve diğer elimle de Emre'nin eliyle uğraşmaya başladım. Planımın iyice işlemesi için bacağımı da ona doğru uzatarak içimdeki iğrenç kadını ortaya çıkardım. Iyyy...
Yüzündeki gülümseme kaybolurken yüzünü bana çevirdi. Elimi elinden çekip yakasına götürdüm. Üzerindeki griye yakın tondaki gömleğin üst kısmından üç tane düğme açık olduğundan yakasını sıkıca tutmam sorun olmadı.
Şu an tek amacım Emre'yi baştan çıkarmaktı. Eğer bu amacıma başarı ile ulaşırsam bundan sonraki amacım yaşamak olacak... Tabi Emre planlarımı anlayıp beni öldürmezse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKTIN BENI (TAMAMLANDI)
Romance25.06.2016 - 14.09.2017 Ben, seni basit bir kibrit parçası ile yakmış olabilirim ama sen; beni gözlerinle, teninle, herşeyinle yaktın. Ve ben seni bu denli yakamadığım için özür dilerim.