Erdem Bey dikkatle Emre'yi dinledikten sonra "Siz yoldan gelmişsiniz, açsınızdır..." dedi ve eşine dönüp sözlerine devam etti.
"Sen onları eve götür, bende pansiyonda yer var mı ona bakayım. Selametle kalın gençler." deyip yanımızdan uzaklaştı. Kadın önden yürürken bir yandan da kendi kendine konuşuyordu. Emre'nin kolundan sıkıca tutup "ne saçmaladın sen az önce?" diye sessizce sordum.
"Kızım sus sonra anlatacağım." diyip kolunu çekti.
Öldüreceğim bu çocuğu!
Kadının evine geldiğimizde birkaç basamak çıktık ve evin tahta kapısından içeri girdik. İçerisi köy eşyaları ile doluydu; taş tencereler, bakır kazanlar...
İçeri göz gezdirirken bizi evine getiren kadının sesi ile irkildim.
"Kızım, sen öyle üşümüyor musun?"
O an bacaklarımın, kollarımın ve saç diplerimin üşüdüğünü hissettim.
"Aslında şey.. Evet, biraz üşüyorum."
Kadın Emre ile beni koltuğa oturtup evdeki odalardan birine girdi ve elinde birkaç parça kıyafetle yanımıza geldi ve elindekileri bana uzatıp "Bunlar sana olur hadi içeri odada giyin." dedi.
Elimdeki kumaş yığınlarına bakıp içindeki penye bluzu çektim ve geri kalan etek gibi, pantolon gibi olan kıyafet bakmaya başladım.
"Bu ne?" diye sorduğumda Emre'nin pis pis güldüğünü farkettim. Başımı çevirip ona baktığımda gerçekten de sağ eliyle yüzünü kapatmış sol elini de sağ dirseğine koymuş gizli gizli güldüğünü gözlerimle onayladım.
"Ne gülüyorsun?" diye sertçe çıkıştığımda başını kaldırıp,
"Ona şalvar derler buralarda. Köy yerlerinde kadınlar çeşitli kumaşlardan kendileri dikerler. Ve emin ol senin giydiğin Amerikan kotlarından daha rahattır."
"Daha önce giydin mi?"
"Evet, annem 9 yaşındayken giydirmişti bana."
"Ne yani sen küçükken kıyafet yok muydu da sana şalvar giydiriyorlardı? Ama büyük gelmiyor muydu?"
"Kız kardeşim var benim unutma. Günlük suya düşen bir çocuk olduğum için annem kı..."
"Emre..."
Yanımızdaki kadının sesi ile Emre konuşmayı kesti. Sözlerine "Efendim hala?" deyip kadına dönerek devam etti.
Bu kadın Emre'nin halası mıydı? Ya da köy yeri olduğu için mi öyle diyordu?
Emre ayağa kalkıp halasına sarıldı. Kadıncağız sessiz sessiz ağlarken Emre sadece gözleri kapalı onun kokusunu içine çekiyordu ama ne yazık ki gözlerinin kapalı olması onu kurtarmıyordu. Bu hareket onun gözlerini kapatıyor fakat gözünden çenesine doğru düz bir yol izleyen gözyaşı, onun özlem duygusunu kapatmıyordu.
İlk defa bir erkeğin ağlaması canımı bu kadar yakmıştı.
Yavaşça arkamı dönüp odaya doğru yürürken kolumdaki o sıcak eli hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKTIN BENI (TAMAMLANDI)
Romance25.06.2016 - 14.09.2017 Ben, seni basit bir kibrit parçası ile yakmış olabilirim ama sen; beni gözlerinle, teninle, herşeyinle yaktın. Ve ben seni bu denli yakamadığım için özür dilerim.