bölüm 14

189 20 1
                                    

''Ben... özür dilerim Emre.''

''Özür dilenecek bir durum yok ortada.''

''Gidiyor muyuz?''

Başını evet anlamında salladı. Sanki gitmek istemiyormuş gibi bir hali vardı. Elimi yavaşça elinin üzerine koyup avucuma aldım.

''Eğer gitmek istemezsen...''

''Sana daha fazla zarar veremem.''

''Bana zarar vermiyorsun ki?''

''Evin seni yaktım, basit bir kibrit parçası ile hemde... Bundan büyük zarar mı olur? Canına kıymaya kalktım Evin...''

''Ama ben de seni yaktım.''

''Doğru. Ben, seni basit bir kibrit parçası ile yakmış olabilirim ama sen; beni gözlerinle, teninle, herşeyinle yaktın. Ve ben seni bu denli yakamadığım için özür dilerim.'' dedi ve merdivenlerden inip arabanın bagajını açtı.

Gözlerim yanıyordu. Sanki bana cümleler üflemeyip kalbime bir bıçak saplamıştı. Canım acıdı o an... Söyledikleri yankılandığı beynimde.

Ben, seni basit bir kibrit parçası ile yakmış olabilirim ama sen; beni gözlerinle, teninle, herşeyinle yaktın. Ve ben seni bu denli yakamadığım için özür dilerim.

''Evin! Hadi eşyalarını getir.''

''Geliyorum...'' diyip içeri girdim. Birkaç basamak çıktığımda vücudumu daha fazla taşıyamayacağımı anlayıp merdivenlere oturdum. Gözyaşlarım artık isyan edercesine gözlerimi doldurdu ve daha fazla dayanamayıp onları serbest bıraktım.

*Emre*

Evin içeri girdikten sonra sinirime yenik düşüp arabanın tekerine sert bir tekme indirdim. O anki yüz ifadesini daha önce görmediğime kalıbımı bile basarım! Bu kadar sert konuşmamalıydım! O gün onu, o bahçede bayıltıp kucağıma almamalıydım!

Kendime bilip bilmediğim bütün küfürleri savurup içeri doğru yürüdüm. Aniden halamın kolumdan tutması ile kaşlarım çatıldı ve ayaklarım birbirine dolanıp düşecek gibi oldum. Çünkü halam kolumdan tutmuş beni iyice uzağa biryere götürüyordu.

''Hala n'apıyorsun?''

''Sus! Kızı ağlatmadan önce düşünseydin onu?''

''Hangi kız hala?''

''Ah benim salak kuzum! Kaç tane kız var bizim evimizde?''

Harbi evde kaç... EVİN!!!

''Evin ağlıyor mu?''

''Merdivenlere oturmuş elleriyle de yüzünü kapamış. Hıçkırık sesleri de geliyor ama kendin bilirsin Emre.''

Sadece yutkunmakla yetindim.

''O kız gitmek istemiyor Emre. O kız sana aşık. Zaten aşık olmasa seninle buralara kadar gelmezdi. Ha eğer burda kalmak istemezseniz gidin ama o kızı evine götürme Emre.''

''Hala biz artık susuyoruz.''

''Susmayın oğlum, konuşun. O konuşmuyorsa sen konuş. Çünkü; eğer bir kadın söyleyeceği çok şey olduğu halde susuyorsa, erkek tüm şansını kaybetmiştir.''

''O benim için çok değerli... Ama gitmek istiyorsa onu tutamam.''

''İnsan kıymetini bilenin yanında değerlidir demiş Mevlana Celalettin Rumi... O adam kızının mutluluğunu düşünmeyip onu başkasıyla evlendirecekse Evin babasının yanında değil senin yanında değerli. Çok aşıksın değil mi ona?''

YAKTIN BENI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin