§29§

16.9K 1.8K 264
                                    

"Eğer kollarımı koparırsalar, onları sonsuza dek tekmelerim.
Bacaklarımı koparırsalar, onlara sonsuza dek dik dik bakarım.
Eğer gözlerimi çıkarırsalar, onları sonsuza dek lanetlerim.
Ne olursa olsun, seni sonsuza dek korurum."

***

"Komşumuz Bay Krypton, Brad Frank'in bir erkek kardeşi olduğunu söylemişti." dedi Jungkook sırtını koltuğa yaslayarak.

Edward çenesini sıvazladı. "Yani, Ell'in bir amcası var ve sana göre bedeni onun yanında öyle mi?"

Jungkook başını salladı. "Ell, astral seyahat boyunca burada çok fazla zaman geçirebiliyor. Bay Krypton Avery Frank'in akrabalarının yurt dışında olduklarını söylemişti, eğer Ell'in bedeni onlardan birinin yanında olsaydı, burada geçirdiği zaman daha kısıtlı olurdu. Çünkü bedeninden uzun süreliğine çok uzaklaşırsa ölme riski var. Bu durumda bedeni California içinde bir yerlerde olmalı."

Edward başını salladı. "Anlıyorum. Peki onu nasıl bulacağız? Ben bile Brad'in bir kardeşi olduğunu bilmiyordum."

Jungkook alnını kaşıdı. "Bundan bende henüz emin değilim.. Ama ilk öğrenmemiz gereken şey ismi. İsmini bulursak, kendisini bulmamız da çok zor olmaz."

"Soyadı zaten elimizde, bu işi bir nebze daha kolaylaştırabilir. Fakat ismini tam olarak nasıl arayacağız? Ellis amcasını hiç tanımadı. Eğer bilseydi bundan kesinlikle bahsetmiş olurdu." dedi Edward.

"O zaman, amcası daha sonradan hayatına girip onu himayesine almış olmalı. Ama ismi..."

Jungkook elini çenesine koyup bir süre düşündü. Gözleri birden büyünce, Edward birşey bulduğunu anladı.

"Aklına bir fikir mi geldi evlat?"

Jungkook başını salladı. "Brad Frank'in çalıştığı şirket neresi?"

Edward gözlerini çevirip düşündü. "Ad.. Bir şeydi..İsmini hatırlayamadım ama dilimin ucunda. Bir mobil reklamcılık şirketiydi."

"Mobil reklamcılık? Hmm.." Jungkook derince düşünmeye başladı.

Ad....Ad.. "Admob mu?"

"Hah! İşte o. Sen nereden biliyorsun?" dedi Edward parmağını şıklatarak.

"Lise sondayken reklamcılıkla ilgili bir ödev yapmıştım. Oradan aklımda kalmış olmalı."

"Ama şirketi ne yapacaksın ki?"

"Brad Frank'in aile bilgileri mutlaka bir yerlerde saklanıyor olmalı. Şirkete gidip bunu öğrenebiliriz."

"Oldukça zekisin evlat. Bu işin peşini bırakmayacağın kesin."

Jungkook gülümsedi ve kararlılıkla başını salladı. "Kesinlikle öyle."

**

"Bazen, birisinin benimle konuştuğunu duyuyorum. Ve elimi tuttuğunu. Sanki hala benden umudu varmış gibi.." dedi Ellis Jungkook'un saçlarıyla oynarken.

Jungkook, kızın bacaklarına koyduğu başını kaldırıp ona baktı. "Yah, bunu niye daha önce söylemedin?"

Ellis Jungkook'un bu ani yakınlaşmasınsan dolayı istemsizce geri çekildi. "B-ben.."

"Konuşan kişi amcan olmalı." dedi Jungkook doğrulup oturur hale gelerek. Oturdukları bahçe salıncağı daha çok sallandı.

"Amcam?" dedi Ellis ona bakarak.

"Evet. Senin bedenini yanında tutan kişinin amcan olduğunu düşünüyorum."

"Bir amcam mı var?" dedi Ellis kaşlarını kaldırarak.

"Komşumuz öyle söylemişti. Muhtemelen amcan seni hayata döndürmek için çabalıyordur."

Ellis küçük bahçe heykellerine bakarak omuz silkti. "Bilmiyorum..Haklı olabilirsin."

"Kaza gerçekleştiğinde muhtemelen altı-yedi yaşlarındaydın. Amcan veya her kimse seni makina ile hayata bağladığında o şekilde büyümeye devam ettin ve bu hala yaşadığının belirtisiydi. Bu yüzden, seni bırakmak istememiş olmalı."

Ellis bacaklarını sallarken yere baktı. "Dünyada hala beni seven birisinin olduğunu bilmek güzel."

Jungkook kollarını başının arkasına yastık yaparak geriye yaslandı. "Büyükbaban ve beni unutuyorsun."

Ellis kıkırdadı. "Pekala, birilerinin diyelim o zaman."

Jungkook kolunu onun omzuna atıp kızı kendine doğru çekti. Ellis şaşkınca kas katı kesilmişken Jungkook'un onu göğsüne yaslamış olduğunu kavraması biraz zaman aldı.

"Seni gerçekten hayata geri döndüreceğim Ellis." dedi kızın omzunu hafifçe sıkarak. "Ve seni kötü olan her şeyden koruyacağım, Söz veriyorum."


***


Baştaki söz, çok sevdiğim anime karakteri Naruto'dan alıntıdır.

• The Carpet Π Jeon Jungkook •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin