"Uyanamazsın, çünkü bu bir rüya değil."
***
"Ne? Sen..Ellis'in mektup arkadaşı mısın?!"
Jungkook şaşkınca ona bakarken Claire donmuş bir şekilde halıya bakıyordu. Jungkook'a döndü ve, "Sen Ellis'i nereden biliyorsun?" Dedi şok olmuşcasına.
Jungkook derin bir nefes aldı. "Sanırım uzunca konuşmamız gereken şeyler var."
**
Claire eliyle ağzını kapattı ve konuşmak için tekrar indirdi. "Tüm bunlar... Bu anlattıklarınızın gerçek olduğuna inanması çok güç."
"Biliyorum ama hepsi gerçek. Yoongi hyung şahit."
Yoongi yaylandığı koltukta başını sallayarak onay verdi. "O iblis olayında ben de oradaydım. Kook'un anlattıklarının şakası yok."
Claire derince soluklandı. "Ellis'in öldüğü haberini aldığımda aylarca ağlamıştım. Onunla sadece bir kere buluşabilmiştik, ve o buluşmadan sonra da mektuplaşmaya devam ettik. Ama artık mektuplarıma cevap gelmemeye başlayınca bundan kötü derecede etkilenmiştim. Öldüğünü öğrendikten sonra bile ona mektuplar göndermeye devam ettim. Çünkü bunu bir türlü kabullenememiştim."
"Demek o yüzden bu halıya o kadar değer veriyor." Dedi Jungkook yere bakarak. "Öldükten sonra bile senden kalan bir eşyaya sahip çıkıyor, demek bu kadar koyu bir arkadaşlığınız var."
Claire gözlerinden dökülen yaşları elinin tersiyle sildi.
Yoongi doğrulup onu kendi göğsüne yasladı ve saçlarını okşadı. "Tutma kendini. Ağla."
Claire sesli bir şekilde ağlamaya başladığında Heilin de diğer yanına oturup destek olurcasına elini omzuna koydu.
Cameron bu dramlı ortamı dağıtmak için, "Ellisi bulacağız ve uyanacak. Bu yüzden artık üzülmeye gerek yok, sakin olun." Dedi.
Claire iç çekip gözlerini sildi ve başını Yoongi'nin omzundan kaldırdı. "Haklısın."
**
"Demek burası." Dedi Edward beyaz renkli lüks villaya bakarken.
"Evet. Fakat sizler kalabalıksınız. Yanıma en fazla iki kişi alabilirim." Dedi Doktor onları süzerek.
"Yine Kook ve sen gideceksiniz değil mi?" Dedi Cameron somurtarak Edward'a bakarken.
"Hayır, Claire ve Jungkook gidecek." Dedi Edward. "Ben burada sizinle bekleyeceğim."
Claire Yoongiye bakarak başını salladı ve Kook'un yanına geçti.
"Dikkatli olun." Diye uyardı Yoongi.
Jungkook derin bir nefes alıp ellerini siyah deri ceketinin içine hapsetti. Daha şimdiden kalp atışları hızını arttırmıştı.
"Gidelim."
Jungkook temkinli bakışlarını doktora yöneltirken adam gerilerek demir bahçe kapısını açtı.
Girişteki korumalara selam verip yanındakilerin asistanı olduğunu söyleyerek bahçe yolunda ilerledi. Korumalar inanmış gibi görünmese de ses çıkarmadılar.
Yolun kenarları çiçeklerle donatılmıştı. Claire heyecanla dudağını ısırdı. Ona sormak istediği çok şey vardı.
Jungkook her adımında daha çok heyecanlanıyor ve geriliyordu. Tek dileği onu sağ salim görebilmek ve uyanmasını sağlamaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• The Carpet Π Jeon Jungkook •
Fanfiction[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Frank's House'a taşınır. İnsanların onu hayalet dedikodularıyla uyarmasına kulak asmaz, eve taşınmakta...