§25§

17.6K 1.8K 888
                                    

"Sana dokunduğumda, mutluluğa dokunuyorum."

***

Heilin ürpertici sözlerini bitirip, kıpkırmızı gözleriyle muzipçe gülümseyerek ona baktı.

Gözlerinden başlayarak yüzüne doğru yayılmış belirgin damarlar onu bir korku filmi karakteri gibi gösteriyordu. Jungkook yutkundu. Yerden yukarıya doğru gelen ışık, muhtemeken mührün parıldamasıydı.  Ve bu kesinlikle çok kötüydü.

Heilin başını onun boynuna gömüp düğmelerini çözmeye başlamışken,  içeriden gelen büyük bir gürültüyle başını kaldırıp kaşlarını çatarak karşı tarafa baktı.

Jungkook başını çeviremediğinden ne olduğunu göremiyordu. Vücudu titreşim altına girmişti.

Arkasında 6 siyah giyinimli adamla birlikte içeri giren peder, işaret parmağını kıza doğru uzattı.

"Sen, şeytanın kölesi. Bu çocuğu rahat bırakacaksın ve ele geçirmiş olduğun kızın bedenini terk edeceksin!"

Heilin tıslayarak ona doğru baktı. Sinirden ona batırdığı tırnakları Jungkook'un omuzlarından aşağıya doğru kanların süzülmesine sebep olmuştu.

Jungkook acıyla bağırırken arkadaki adamlar şaşkın ve endişeli yüzlerle o ikisine bakıyorlardı.

"Senin gerçek adını biliyorum ve bu beni senin üzerinde güç sahibi kılıyor! Hemen şimdi o çocuğu rahat bırak!" diye bağırdı Peder.

Heilin ondan çıkması beklenmeyecek bir sesle gürlerken bulundukları bölge şiddetle sarsıldı.

"Şeytanın kölesi Deidra! Hemen bu masumun bedenini terk et! Sana cehennemine geri dönmeni emrediyorum!"

Kız yüzünü buruşturarak gürledi ve masadan düştü.

Jungkook şok içinde titrerken Heilin bağırarak yerde acı içinde kıvranıyordu.

Şiddetle öksürmeye başladı, gözlerinden ve burnundan kan geldi. Kriz geçiren insanlar gibi bedeni şiddetle titredi. Sonunda titreyen vücudu sakinleşti ve yüzünden dökülen kanlar zeminle buluştu.

"G-gitti mi?" dedi tanıdık bir ses endişeyle.

Jimin hyung?

Peder kızın yanına ilerleyip yan dönmüş bedenini çevirdi ve nabzına baktı.

"Nabzı gittikçe yavaşlıyor. Görünüşe göre bedeni iblisle mücadele ederken çok uğraşmış. Acilen tedavi edilmeli."

Jungkook hala şok içinde zorlukla nefes alırken hızlıca etrafına toplanan yüzlere baktı. Hepsi en yakın arkadaşlarıydı.

"Bu..." dedi Jin yerdeki mühre kaşlarını çatarak bakarken.

"Onu hemen oradan çıkarın!"

Pederin komutuyla Jungkook'un iplerini kesici aletler yardımıyla çözüp onu kaldırdılar.

Jungkook derince soluklanırken Taehyung ona su dolu pet şişeyi uzattı.

Jungkook pet şişeyi bitmiş bir şekilde geri verdi.

"İyi misin?" dedi Namjoon elini omzuna koyarak.

"Turp gibi görmüyor musun?" dedi Jimin alay edercesine. Namjoon ve o birbirlerine dik dik bakarken Hoseok araya girdi ve, "O kızı hastaneye götürüp ne diyeceğiz? 'Oh, içine şeytan girdide çıkartınca bu hale geldi.' mi?"

• The Carpet Π Jeon Jungkook •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin