"Çünkü ne kadar uzak olsakta bir gün birbirimize geri döneceğiz."
***
"Ne yani beni sadece tek başına yolda yürüdüğün için mi aradın?"
"Şikayet etmeyi kes! Mutfağındaki o tuhaf yere girerken sen de beni aramıştın. Bunu bir tür ödeşme say."
"Aish Jimin hyung cidden.. Bu saatte dışarıda ne yapıyordun?"
"Arkadaşlarla kafede oturuyorduk, zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışım."
Jungkook gözlerini devirdi. "Demek öyle."
"Merak etme eve az bir yol kaldı. Burası çok sessiz ve ürkütücü."
"Neden sadece müzik dimlemekle yetinmiyorsun?"
"Ya ben müzik dinlerken biri gelip arkamdan bıçaklarsa? Ya da beni kaçırıp seksi vücudumu kötü emellerine alet etmeye çalışırs-"
"Evet evet her neyse." dedi Jungkook Jiminin görmemesine rağmen elini havada sallayarak. "Saçma sapan konuşmayı bırakta hızlıca yürü."
Jimin homurdandı. "Öyle yapıyorum zaten."
Sonunda telefonu kapattıklarında Jungkook gözlerini odada gezdirdi ama kimse yoktu. Oflayarak yattı ve uyumaya çalıştı.
**
"Beni gördüğüne sevinmelisin. Bu surat da ne? Karşında bir dahi dururken böyle mi bakılır?"
Jungkook çalan kapıya ilerlerken, kapıyı açtığında karşısına çıkacak kişinin Yoongi olabileceğini hiç tahmin etmemişti.
"Yoongi hyung, senin burada ne işin var?"
Yoongi omuz silkti. "Kore'de çok sıkıldık ve sevgilim değişik yerlere gitmek istediğini söyledi, bu yüzden üşengeçliğimi yenip California'ya, senin yanına gelmek iyi bir fikir gibi göründü."
Jungkook ifadesizce ona baktı. "Senin sevgilin mi var? Kim senin gibi tüm gün yatan biriyle sevgili olur ki?" dedi alayla.
Yoongi yapmacık bir şekilde gülümsedi. "Tıpkı benim gibi tüm gün yatan biri elbette."
Sonra geri çekilip arkasında duran kızı gösterdi. Beline kadar gelen sarı saçları, masmavi gözleri ve beyaz desenli elbisesiyle güzel bir kızdı. Jungkook gözlerini büyülttü. Heilin'i andıran bu kız, Yoongi ile mi çıkıyordu yani? Hem de Koreli olmayan bir kız?
Cameron Jungkook'un arkasından başını çıkardı. "Kim gelmiş?"
"Bizi akşama kadar kapıda mı bekletmeyi düşünüyorsun?" dedi Yoongi ifadesizce Jungkook'a bakarak.
Jungkook gözlerini kırpıştırdı ve Cameron'u biraz iterek geri çekildi.
Yoongi sevgilisiyle içeri girdi ve valizlerini koydu.
Mutfaktan çıkan Heilin onların yanına geldiğinde ağzı açık kaldı. "Claire?"
Kız ona şaşkınca baktı. "Heilin?"
"Biliyordum!" dedi Jungkook işaret parmağıyla ikisini göstererek. "Akrabasınız değil mi?"
"Öyle, kuzeniz. Ama dur bir dakika, sen burada ne arıyorsun? İngiltere'de değil miydin?" dedi Heilin şaşkınca.
Claire gülümsedi. "Artık değil."
"Yah Noona, Yoongi hyung sana hiç 'aşkım,bebeğim' falan diyor mu?" dedi Jungkook alayla gülerek. Cameron da gülerken Yoongi dik dik onlara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• The Carpet Π Jeon Jungkook •
Fanfiction[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Frank's House'a taşınır. İnsanların onu hayalet dedikodularıyla uyarmasına kulak asmaz, eve taşınmakta...