"Karanlığa çekileceksin."
***
"Jungkook-ah, eve yerleştin mi?"
Jungkook telefonu kulağı ve omzu arasına sıkıştırıp kıyafetlerini yerleştirmeye devam etti. "Evet anne. Eşyalar da düzene koyuldu. Resmî olarak artık bu evin sahibiyim. Burası çok güzel bir yer, beni ziyaret ettiğinde bayılacağına eminim."
"Senin adına sevindim fakat yurt dışında olmana bir türlü gönlüm razı olmuyor."
"Sana benimle gelmeni söylemiştim."
"Babanı yalnız mı bıraksaydım?"
"Junghyun var."
"Junghyun mu ona bakacak?"
"O zaman o da gelsin."
"Ah bu çocuk cidden... İnatçının tekisin Jeon Jungkook. Neyse, benim gitmem gerek kızlar çağırıyor. Kendine dikkat et."
"Tamam anne."
"Ayaklarına çorap giymeyi unutma ve sürekli hazır şeyler yeme."
"Tama-"
"Geceleri yatarken pencereleri kapatmayı unutma sonra üşütüyorsun."
"Ann-"
"Sürekli televizyon başında uyuya kalma ve derslerine düzgünce çalış. Seni seviyorum tatlım, hoşçakal."
Jungkook derin bir nefes verdi. "Bende seni seviyorum, görüşürüz anne."
"Bu arada eve güvenlik kamerası taktırmayı unutma."
"Yah, anne?!"
"Tamam tamam, sustum. Görüşürüz."
Telefon kapandığında Jungkook başını sağa sola salldı ve güldü. Anneler işte.
Dolabına yerleştirmeyi bitirdiğinde kendini bitkince iki kişilik yatağına attı. Hiçbir zaman tekli yataklarda rahat edememişti. Bir süre öylece yattı.
Pek çok insan bu eve taşınmamasını söylemesine rağmen Jungkook umursamamıştı çünkü ev; konumu, bahçesi, şekli şemali ile Kook'un çok hoşuna gitmişti. Nedensizce buraya çekildiğini hissediyordu.
Taşınalı 2 gün oluyordu ve tuhaf giden bir şey olmamıştı.
Sıkılınca alt kata inip salona geçti ve televizyon açtı.
Yarın evin daha önce görmediği bölümlerine bakmaya gidecekti.
Belki de hiç görmemesi gereken yerlere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• The Carpet Π Jeon Jungkook •
Fanfiction[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Frank's House'a taşınır. İnsanların onu hayalet dedikodularıyla uyarmasına kulak asmaz, eve taşınmakta...