Bayan Mükemmelin Aşk Rehberi

Deli Kadınlar ve Kaçık Adamlar Böl 1

(+18, KÜFÜR, CİNSEL İÇERİK UYARISI )

Dallas öpüşmeyi bitirip geri çekilirken Scarlett sessizdi. Dallas' ın salak bir adam olmadığını ve arkası boş laflar etmeyeceğini bilecek kadar iyi tanıyordu. Oturduğu yerden balkonun zeminine atlayıp Dallas' ın açık bıraktığı kapıdan içeri girdi. Genç adam belindeki havluyu çıkarmış yerde kıyafetleri arasından baksırını arıyordu. Scarlett elindeki sigara paketini yatağın üzerine fırlatıp "bunu yapabilir misin Dallas? Saçma bir evlilik oyununu oynayacağız. Seninle yatmış olmam hiçbir şeyi değiştirmez. Yaşayan kızların yüzde yetmiş dokuz buçuğu sana pastasını bedavaya hiç düşünmeden satar. Kim suçlar ki seninle yattığım için beni suçlar? Odamın kapısına gelip beni ayartan sensin değil mi? İyi bir yalancı olabilirsin ama kimse senin bir aileye baba olacağına inanmaz. Lanet olası herif ben bunu bana nasıl teklif edersin. Sana en son güvendiğimde kıçıma öyle sert bir tekme attın ki Hollwood' a aktarmasız ulaştım. Senden nefret ediyorum ben. Seks ne kadar iyi olursa olsun senden nefret ettiğim gerçeğini değiştirmez" dedi Scarlett. Ona bağırmaya devam edecekken sözleri çalan dahili hat telefonunun sesiyle bölündü konuşması.

"Üzerini giyin ve defol odamdan." diyerek telefona yürüdü. Telsiz ahizesini kaldırıp cevaplama tuşuna bastı ve kulağına götürdü.

"Bayan Scarlett. Misafir kabul etmeyeceğinizi biliyorum lakin burada, lobide sizinle görüşmek için ısrarcı olan bir bey var" dedi.

"lanet olası beylerin hepsinin canı cehenneme gitsin" dedi sinirle. Ahizenin diğer ucundaki lobi görevlisi kadının söyledikleri kendi üzerine alınıp alınmamak konusundan kararsız kalıp "efendim ben..." diye sordu.

"sen beyefendi misin? Değilsin değil mi ve asla olmada. Kadınları adınızın önüne koyduğunuz beyefendi sıfatıyla kandırıp duruyorsunuz. " dediğinde genç adam derin bir nefes aldı. "aaa. peki efendim" dedi. Ona cevap verebilecek kadar cesaretli hissetmemişti kendini. Kalbi kırılmış ve kızgın bir kadına karşı nasıl cesaretli olabilir ki? "beni anlamadığını biliyorum. Her neyse şu ısrarcı beyefendinin adını söyleyecek misin artık?" dedi bıkkınlıkla. Dallas saçma bir şarkı mırıldanarak aheste aheste odanın dört bir köşesine dağılmış olan kıyafetleri toplayıp giyiniyordu.

"Brandan Archer" dedi lobideki isimsiz genç adam.

"Brandan mı?" diyerek telefonu hızla elinden yatağa fırlattı. O kadar çok bağırmıştı lobideki isimsiz genç adam telefonu kulağından uzaklaştırmak zorunda kalmıştı.

"Lanet olsun, olsun lanet olsunnnn. Beni cezalandırıyorsun tanrım. İradeli bir insan olup Dallas Jones'a karşı koyamadığım için beni cezalandırıyorsun" diyerek odanın içinde bir ona yana bir buna yana yürümeye başladı. Hala yatağın üzerinde duran telefonu göz ucuyla baktı ve gidip tekrar eline aldı. Derin ve sakinleştirici bir nefes aldı.

"kendisine on dakika sonra lobide olacağımı söyleyin" dedi ve telefonu kapadı. Dallas banyadan çıkıp yanına geldiğinde "bir an önce siktir olup gidiyorsun buradan. Brandon burada ve seni görmesi iyi olmaz" dedi Scarlett. Dallas' ın kaşları çatıldı. Kovulmak mı yoksa Brandon yüzünden kovulmak mı canını daha çok sıkmıştı? Ne saçma soru ama değil mi? Tabik ki Brandon yüzünden kovuluyor olmak ve Scarlett' ın ağzından çıkan siktiri yemişti.

"ne işi varmış burada?" dedi Dallas. Yatağın ucuna oturup ellerini kenarına koydu ve bacak bacak üzerine attı.

"onunla konuşmadan neden burada olduğunu bilemem değil mi seni salak" dedi Scarlett. Gardırobun hemen yanında duran küçük valizine gidip açtı içinden çıkardığı triko siyah elbisesini çıkardı. üzerindeki sabahlığı çıkarıp elbiseyi başından geçirdi ve dizlerinden atına kadar indirdi. Elbisenin içinde kalan saçlarını elleriyle çıkarıp sırtına saldı. Topuklu ayakkabılarını ayağına geçirdi. Banyoya gitti. Saçlarını taradı ama yeni sevişmiş görüntüsünü aynadaki yansımasından bir türlü silemiyordu. Makyaj çantasından aldığı lastikle avunun içine topladığı saçını bağladı.