Bayan Mükemmelin Aşk Rehberi

Bayan Jones' a Merhaba de

Scarlett Bacak bacak üstüne atmış yukarı katta kavga eden Kimber ve Dallas' ın bağırışlarını dinliyordu. Dallas' ın yardımcısı Mary' ın önüne bıraktığı alkolsüz kokteylinden bir yudum alıp teşekkür etti. Kızın solandan ayrılmasının ardından ayağa kalktı. Beklemekten sıkılmıştı. Dev ekran televizyonda dönen basketbol maçı izlemek için cazip bir seçenek değildi onun için. Sehpanın üzerinde duran bardağını eline alıp olimpik bir yüzme havuzu kadar büyük olan salonu gezinmeye karar başladı.

"senin gibi zevksiz bir herif için bunlar çok fazla" dedi kendi kendine. Ev oldukça düzenli ve temiz görünüyordu. Siyah, beyaz ve gri renklerinin kombinasyonundan oluşan minimalist bir dizaynla döşenmişti. Bahçedeki havuza bakan camdan duvar boyunca yürüyüp yemek masasının arkasındaki duvarı kaplayan çerçevelere doğru yöneldi. Maçlarında, okul mezuniyetinde, ailesiyle ve arkadaşlarıyla çekilmiş siyah beyaz fotoğraflarla kaplıydı duvar. Basit ahşap çevçeler resimlerin önüne geçmemiş aksine daha da bakılası kılmıştı.Okul fotoğraflarına bakınırken gözü bir resimde takılı kalmıştı. Onu ilk kez gördüğü gece, partide çekilmiş bir kareydi kendisini yıllar öncesine götüren. Dallas ve Kasaba güzeli masum Scarlett' in aynı karede olduğu fotoğraf. Birbirine bakarken habersizce çekilmiş olan siyah beyaz kare çok şey anlatıyordu Scarlett' a.

"Başka bir isteğiniz var mı?" diyen hizmetçinin doğru dönerken sol yanağından süzülen yaş savrulup parkenin üzerine düştü.

"yok" diyerek elindeki bardağı dibine kadar girmiş meraklı kıza uzattı. "neredeler" diye sordu Scarlett. Kimber' in tiz çığlıkları hala evi inletiyordu.

"yukarıdalar efendim. Bay Jones' un odasındalar" dedi. Kızın yanından geçip büyük merdivenlerden yukarı yavaş yavaş yukarı çıktı. Sesin kaynağına yaklaştıkça desibeli giderek artıyordu. Asma kat havası verilen ikinci katın korkuluklarını tutarak aheste aheste Dallas' ın odasına doğru yürüdü. Odanın kapısı açıktı. Kızın hıçkırıklarının sesi duyuluyordu.

"Kimber lütfen sakin ol" diyen adamın sesini duyduğunda midesinin bulandığını hissetti. İkisi bastığı gece ağlarken aynı adam tarafından duyduğu ağır sözleri hatırladı.

'yalandan ağlamayı kes artık. Hayatımda tek olacağına mı inanıyordun. Sen saf bir salaksın' demişti avaz avaz. Aralık kalmış kapıyı ittirip içeri girdi. Ayağının dibindeki yastığı hafifçe ittirip savaş alanından hallice odaya giriş yaptı.

"ne işin var senin burada?" diye bağırdığın Dallas arkasındaki kadına döndü.

"güzel bir oyunculuk izlemeye geldim sadece. Sen devam et" diyerek pencereye doğru yürüdü. Ayağına takılan bir kaç parça kıyafeti kenara iterek yatağın başına doğru yürüyüp yerde devrilmiş duran abajuru alıp şapkasını düzeltti ve yerine koydu.

"şu sürtüğe bakar mısın? Resmen benimle dalga geçiyor" dedi Kimber. Scarlett duvara yaslanıp "aynen öyle" deyip alayla gülümsedi.

"senin" diye devam eden cümlesini devam ederken üzerine doğru gelirken Dallas tarafından durduruldu.

"Scarlett dışarı çık ve beni aşağıda bekle" dediğinde kadın başını hayır demek için sağa sola salladı. Kollarındaki kadını zapt etmek de zorlanıyordu. Sürekli çırpınarak deli gibi bağırıyordu.

"ahhh hala aynısın Kim" dedi Scarlett. çırpınmasının faydasız olduğunu anlayınca duruldu bir an Kimber Kollarındaki kadının sakinleştiği düşündüğü an yavaşça bırakıp geriye çekildi. Kimber yerdeki çantası alıp "onu buradan gönderince beni ara" deyip beyaza çalan yapay sarı saçlarını savurarak odadan çıktı.

"yavru köpek bakışlarına inanabiliyor olman hala su katılmamış bir salak olduğunu gösteriyor" dediğinde kendisine dönen adam adeta arenadaki kızgın boğa gibi burnundan soluyarak öfke dolu gözleriyle kendisine bakıyordu. Kollarını çözüp yukarı doğru kaldırdı pes der gibi. "Sen zeka ve salaklığın evlenip yaptığı çocuk gibisin" dedi. Ellerini eteğini düzeltirken alayla gülmeye devam ediyordu.