Her zamanki sakarlığımla, yine alarmı yere düşürmüş ve bangır bangır sesini duymak zorunda kalmıştım. Yataktan eğilip alarmı susturdum ve başımı yeniden yastığa koydum.
Bu erken saate alarm kurmuştum çünkü, hastaneye babamın yanına gidecektim.
Babamın hastanesi vardı ve çok sevilen bir doktordu. Gencinden yaşlısı babamı çok sever ve hep hayır duası verirdi çünkü babam gerçekten de işini severek yapıyordu.Tüm Türkiye'de de tanınmış bir doktordu ayrıca! Yarkın Şaşmaz...
Bense onun pek ortalıkta göstermek istemediği, evden çıkmayan görünmez kızıydım. İnsanlar belki de babamın bir kızı olduğundan bile habersizdi. Öylesine yoktum işte.
Annem ise... Onun hikayesini sonra anlatırım çünkü, gerçekten kötü bi hikaye.
Dolabın önüne geçip, elime ilk gelen şeyleri giydim. Babam yaz tatilinde illa benim de hastaneye gelmemi, ordaki hastalarla konuşup ilgilenmemi ve biraz gerçek hayatı görmemi istemişti. Bende zorla da olsa kabul etmiştim. Bu konularda hassastım ve gerçekten de çabucak etkileniyordum. Ne kadar babam bunu bilmesi de.
Neyse...
Kot pantolon ve kırmızı önü ipli tişörtümü giydim ve sırt çantama telefon cüzdan falan koyup kapattım. Sırtıma geçirip hemen aşağı indim. Babam dakik, asla bir yere geç kalmayı sevmeyen otoriter bir adamdı. Ama hastanede görseniz, dünyanın en sevimli ve en sevecen insanıydı... Sert yüzü yalnızca bana özeldi. Aramızda gerçek bir baba-kız ilişkisi bile yoktu belki de.
Masada birkaç bişey atıştırdığını gördüğümde yanına gidip bende birkaç bir şey yemeye başladım.
"Günaydın Gece. Heyecanlı mısın?" diye sordu o düz sesiyle. Hiçbir duygu barındırmayan sesine alışmıştım artık.
Başımı salladım. "Evet. Hemde çok," diyiverdim.
Ayağa kalktı ve üzerini düzeltti.
"Hadi zaman yürü arabaya. Hastanede devam edersin yemeye."
" Tamam. "
×××××
Hastaneye girdiğimde, babam direk odasına geçti. Vizitleri az sonra başlayacaktı ve ben hala açtım.
Koşarak kafeteryaya gittim.
Çikolata, bisküvi, meyve suyu falan ne varsa alıp masaya oturdum. Hepsini 5 dakika içinde bitirmistim. Babam hemen gel demişti çünkü... Zaten sinirli olan babam, bana karşı on kat daha fazla sinirliydi. O yüzden hiç azar işitmek istemiyordum yani.
Kalkıp hızla babamın odasına gittim ve çantamı çıkarıp dolaba koydum. Üzerimdeki ceketi de çıkarıp askıya astım.
Koridora çıktığımda, babam az ilerde bir doktorla konuşuyordu. Yanına gittim. Yanındaki adam beni gördüğünde gülümsedi."Gece sensin değil mi?" diye sorduğunda gülümseyerek başımı salladım.
Elini uzattı. "Hoşgeldin Gece. Baban biraz bahsetti. Umarım senin için dolu dolu ve güzel geçireceğin bir yaz olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N'OLUR GİTME
ChickLit"Bir şey soracağım.." "Sor" "Bu sabah ölüm haberimle uyansan ne yaparsın?" "Tekrar uyurum.." " Vay be.." " Ve bir daha uyanmam"