▪13▪

934 52 17
                                    


Saat akşam 8 olmuştu. Az sonra dış kapının açılma sesini duydum. Babam geldiğine göre benim için gitme vaktiydi..

Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim. Giydiğim boğazlı kazağın altına bordo bir pantolon geçirdim. Saçlarımı da at kuyruğu yapıp montumu üzerime giydim.

Telefonumu cebime koydum ve aşağı indim. Banyodan su sesleri geliyordu. Yani babam duştaydı ve gereksiz sorulara cevap vermek zorunda değildim. Dış kapıyı açıp dışarı çıktım ve kapıyı kapattım.

Hava kararmış, insanlar sokaklarda yok denecek kadar azdı. Bazı sokak satıcıları o küçük arabalarını kapatmış gidiyordu. Kimisi işten çıkmış evine dönüyordu belkide.

Hayat sadece benim için mi zordu diye düşünüyorum bazen.. Sonra aslında bu dünya üzerinde ne hikayeler dönüyor aklıma geliyor. Hayır diyorum..
Senin yaşadığına acı bile denmez ki..

Ama neden canım yanıyor? Neden bu kadar kalbim acıyor?

Gözlerim dolduğunda sokakta olduğumu aklıma getirip kendime geldim. Onkoloji Hastanesinin bahçesine girdiğimde kendimi iyi hissediyordum biraz olsun. Çünkü sonra Uzay'ı görecektim..

Kalbimi titreten adamı görecektim..

İçeri girdiğimde asansöre binmek yerine merdivenleri çıkmaya başladım. 3. Katta yatıyor olmasına rağmen asansör kullanmak pek bana göre değildi.
Yani kalırım diye korkuyordum işte.

Az sonra nefes nefese bir şekilde Uzay'ın odasının önündeydim. Kendimi toparladım ve kapıyı açtım. Oda biraz karanlıktı. Uzay'a çevirdim bakışlarımı.

Müzik dinliyordu..

Bir süre onu izledim. Sabah yaşadığım şeyler yüzünden mutsuzken, nasıl da beni teselli etmişti. Nasıl da yanımda gibi hissettirmişti. Gözlerim dolarken, dolu gözlerimi elimin tersiyle sildim.

" Uzay!" Diye konuştuğumda, başını kaldırdı.

Gözlerini gördüğüm an yanaklarıma bir damla yaş süzüldü. Onun da dolan mavileri içimi titretiyordu.

Kulaklıklarını çıkarıp kollarını açtığında, koşup kollarının arasındaki yerimi aldım. Hızla atan kalplerimizi hissediyordum.

N'OLUR GİTME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin