Sabah kurduğum alarm çaldığında, gözlerim ağır ağır açıldı. Esneyip oturur hale geldim. Gözlerimi ovuşturdum ve kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve içeri geçtim. Kendimi koltuğa bırakıp kumandayı elime aldım. Kanalları gezerken, nedense tek bir program, dizi ya da film ilgimi çekmedi. Nasıl çekebilirdi?Kafam öylesine doluydu ki. Zaten her tarafı Uzay'dı. O bir yaralı adam. O kırgın, o hayata tutunacak dal arayan, bir adam..
Ben ona yardım eli uzattım. Söz verdim ona ben hep yanındayım dedim. Ama ne yaptım? Şu an nerdeyim?
Kim bilir ne düşünüyor, ne söylüyor?
Aklından neler geçiyor. Ya da hala beni bekliyor mu? Gitsem affeder mi?Yorgun onun bedeni. Mesela araba hafifçe çarpsa bile çok kötü sonuçlar doğurabilir onun için. Ufak bir kavgada bile alacağı darbe onun için ölüm olabilir.
Ben ne yaptım? Ona en büyük darbeyi indirdim. Ona koskoca bir tokat geçirdim ve sonra defolup gittim. Nasıl yaptım? Nasıl depremler yaptım gönlümün ülkesine?
Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım. İstemsiz birkaç damla döküldü yanaklarıma. Dayanamıyordum..
Ona görünmesem bile, en azından uzaktan izlesem? Nasıl olduğunu görsem.. İyi olduğuna emin olsam..
Kalkıp odama gittim. Üzerime pantolon ve tişörtü geçirip bu havaya rağmen mont giydim. Kafama da şapka geçirdim ve güneş gözlüğünü de taktım.
Aynada baktığımda kendime, zar zor tanınacağımı fark ettim ve hemen kendimi evden attım. Koşuyordum.
Öylesine koşuyordum ki..
Yola atladığımda, arabaların korna sesleri yükseldi. Kimi çıkıp küfür bile etti.
Umursamadan devam ettim koşmaya. Ulaşabileceğim en yüksek hızla..
Az sonra Onkoloji Hastanesi'nin bahçesindeydim. Bir banka oturup soluklandım ve sonra tekrar yürümeye başladım. Ayaklarıma kara sular inmişti resmen.. Ama değerdi.. Uzay'ım için değerdi..
Merdivenleri çıktım. Bir kat daha çıktığımda Uzay'ın odasının olduğu katta olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N'OLUR GİTME
ChickLit"Bir şey soracağım.." "Sor" "Bu sabah ölüm haberimle uyansan ne yaparsın?" "Tekrar uyurum.." " Vay be.." " Ve bir daha uyanmam"