▪21▪

944 52 13
                                    


"Yorulmuştu. Bu ayrıntılardan yoruluyorum, diye yakındı. Onda sonra da asıl meselelerde suç işliyorum. Bunlar konuşulmazsa hayat olmaz, diyorlar bana...."

Başımı eğip dizlerime başını koymuş Uzay'a baktım. Ama o dinlemiyordu beni, çünkü uyumuştu. Gülümseyerek ellerimdeki Tehlikeli Oyunlar kitabını kapatıp komodinin üzerine bıraktım ve dizlerimde mışıl mışıl uyuyan Uzay'ın başına küçük bir öpücük kondurdum. Nasıl da masumdu. Ne de güzel uyuyordu.

Her gün kitap okuyorum ona. Yalnız bırakmıyorum, elini hep tutuyorum. Çünkü o ölmek istemiyor. Çünkü o yaşamak için savaşıyor ve bu savaşta bana ihtiyacı var. Aynı şekilde benim de ona. Ben ona bambaşka hisler beslerken, o bana dost gibi bakıyor. Biliyorum. Çünkü başka türlü bir şey olmayacağını hissediyorum, hissettiriyor.

Başını hafifçe kaldırıp dizlerimin yerine başını yastığa koydum. Daha rahat uyurdu en azından boynu tutulmazdı. Uyuyamıyordu zaten çoğu zaman. Ağrıları izin vermiyordu. Ne kadar belli etmek istemese de, hep uyku tutmadı dese de biliyordum onun derdini. Ben arkamı döndüğümde, acıyla kıvrandığını biliyordum. Yapabileceğine inandığı her şeyi benimle yapmaya çalışıyor, kendini zorluyor kimi zaman bu ayrıntı gözümden kaçmıyor.

Yatağın alt kısmında duran pikeyi alıp omuzlarına kadar örttüm. Ardından kenardaki sandalyeye oturup onu uyurken izledim. Nadir görür olmuştum onun şu sıralar uyurkenki halini. Yorgun görünüyordu ama, bişey de söylemiyordu ki. Üzülürüm diye mi belli etmiyordu, yoksa kendisi kabullenmek mi istemiyordu onu bile anlayamadım. Her geçen gün sanki zayıflıyordu. Zorluyordum onu yesin diye. Gerekirse kendim bile yediriyordum ama, yine de zayıflıyordu. Hafifçe kıpırdanıp başını daha rahat bir şekilde yastığa koydu ve uyumaya devam etti.

" Ah be Uzay... Keşke sana da söyleyebilsem seni sevdiğimi..." diye fısıldadım sessizce. Genzim cayır cayır yanarken, gülümsedim ve yatağın kenarından sarkan elini tutup öptüm.

"Ben hep senin yanında oluyorum. Hep elini tutuyorum. Ve sende bunları bil istiyorum. Acı çekiyorsun ama elimden ne geliyor? Koca bir hiç..."

Yanağıma süzülen birkaç damla yaşı elimin tersiyle silip gülümsedim tekrar.

" Keşke elimde bir sihirli değnek olsa da, seni iyileştirebilsem. Gözlerimin önünde bu kadar acı çekiyor oluşuna şahit olmasam. Seni çok daha mutlu görsem, normal insanların yapabildiği her şeyi sende yapabilsen. Keşke Uzay. Tek bir dilek hakkım olsa, bir saniye düşünmem yemin ederim. Seni iyileştiririm hemen. Çünkü benim kendimi mutlu hissedeceğim her hayalin baş rolünde sen varsın. Benim mutluluğum sensin."

Bir süre daha onu öylece izledim. Bir saat kadar sonra, gözlerini ağır ağır açtı. Nerde olduğunu, ne yaptığını idrak etmeye çalışır gibiydi. Yatağın önüne diz çöküp elini tuttum.

"Uyuyan Uzay. Uyandın sonunda bakıyorum." Diyip güldüğümde, o da güldü.

N'OLUR GİTME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin