"Gece. Hadi uyan çabuk geç kalıyoruz senin yüzünden.."Babamın kolumu dürtükleyen eli ve yüksek ses tonu sayesinde uyanmıştım.
Ama kendimde hastaneye gidecek gücü bulamıyordum. Yorgun hissediyordum kendimi. Hemde çok yorgun."Gelmek istemiyorum baba.."
Kaşlarını çatıp baktı.
" O da ne demek oluyor? Bu kadar çabuk mu pes ettin? Kalk dedim sana!"
Başımı yastığa bastırdım ve çığlık attım.
" Ya baba yorgunum diyorum gitmek istemiyorum diyorum neden anlamıyorsun? Hem neden pes edeyim ki? Sadece bugünlük dinlenmek istiyorum hepsi bu"
Parmağını kaldırıp salladı.
" Ne halin varsa gör! Ama akşam eve geldiğimde adam akıllı enerjisini toplamış bir Gece istiyorum ona göre. Hadi uyu" dedi ve yorganı kafama kadar örttü.
Rahatlamış bir şekilde nefesimi verdim.
Mahvetmişti birkaç gün bile beni..
Öyle insanları görünce gerçekten mahvoldum.Özellikle de Uzay'ı...
Hayat onları fena halde sınıyordu.
Uzay mesela.. Hastalık yüzünden sevdiği kızı kaybetmişti. Ki kaybettiği şeyler sadece sevgiliyle sınırlı kalsaydı keske.. Belki yaptığı onca şeyi artık yapamıyordu artık.. Çünkü bu hastalık onu ele geçirmişti.
İyileşecekti. Biliyordum çünkü babam onun iyileşmesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Hemde, tıp ilerlemişti. İyileşmemesi için hiçbir sebep yoktu.Ona 'oğlum' dediği anı hatırlıyorum da.. Ona gerçekten diğer veriyordu babam..
Babam hep erkek çocuk istemiş ama olmamış. Kardeşim yoktu ve ben tek kızdım. Babam ise hep erkek çocuk hasreti çekmiş.
Belki de şimdi onu oğlu gibi görüyor ve üzülüyordu.Babam soğuk bir adamdı. Evde bana karşı acayip soğuk ve mesafeliydi. Nedenini bilmiyordum ama annemin ölümü onu sarsmıştı. Tıpkı benim gibi.
Ama kimse benim üzüldüğüm kadar üzülemezdi..
İşte annemin ölümünden sonra ona ben mesafeli yaklaşmıştım. Suçu onda buluyordum ki, suç onundu zaten. Annem onun yüzünden ölmüştü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N'OLUR GİTME
ChickLit"Bir şey soracağım.." "Sor" "Bu sabah ölüm haberimle uyansan ne yaparsın?" "Tekrar uyurum.." " Vay be.." " Ve bir daha uyanmam"