[Teru]
Ard arda gelen görevlerden sonra sonunda bir kaç hafta dinlenmiştim. Ama bu dinlenme günlerim Komui'nin dün verdiği görevle son buldu. Üstelik bu sefer yalnız gidecektim. Tek başıma. Kimse olmadan.
İçimde beliren ani endişeyle yutkundum. Son zamanlarda çok daha fazla antrenman yapıyordum. Akumalar sorun değildi. Asıl sorun olan bir noaha denk gelmek yada... Hayır artık Lavi de sorun değildi. Artık duygularımı netleştirdim. Her seferinde beni seviyorsun dese de bunun benim için bir önemi yok. Sevip sevmemem bur şeyi değiştirmez zaten. Ne olursa olsun o artık benim düşmanım ve gerektiğinde de onunla savaşmak zorundayım.
Şimdi Lavi'yle ilgili asıl önemli olan şeyi düşünüyordum. Acaba ne kadar güçlüydü? Yaptığımız o kısa dövüşten kendini geliştirdiğini anlıyordum. Üstelik büyü bilmesi gerçekten sınırsız ihtimaller doğuruyordu.
Diğerlerinden erken kalkım kafetaryada yemeğimi yedim. Daha sonra odama gidip üstümü değiştirdim. Üzerime oturan tek omzu açık, açık mavi bir tişört giyindim. Altıma da beyaz bir pantolon ve son olarak açık kahve rengi uzun botlarımı giydim. Saçımı da normalden farklı olarak tek bir örgü yapmıştım.
Ceketimi giyinirken kapıdan çıktım. Bir elimde görevi açıklayan dosya vardı. Son bir kez Komui'nin odasına gittim. Bu görevde bir bulucuyla gitmeyecekmişim. Yani tamamen yalnızım.
Ama korkmuyordum. Aksine heyecanlanmaya başlamıştım. Odadan çıkarken Kanda kapının yanında yaslanmış beni bekliyordu.
"Yalnız göreve gidiyormuşsun."
"Evet." Sonra sinir bozucu bir sessizlik oldu.
"Ken-"
"EMREDERSİNİZ SENSEİ!"
"NE BAĞIRIYON LAN!?" Sinirle savurduğu kılıcından kaçtım. Neredeyse kahkahalarla gûlecektim kendimi tutmaya çalıştım.
Bana sinirle baksa da aslında rahatladığını biliyordum. Buraya gitmeden önce durumumu kontrol etmek için gelmişti. Son kez gülümseyip yanından uzaklaştım.
Yer altı nehrinden bir bulucunun eşliğinde şehre gelmiştim. O da beni bırakıp geri döndü. Sonra ilk işim kendime ayrılan biletin trenini bulmak oldu.
Trenden indiğimde içimde tuhaf bir his vardı. Nedense tedirgindim. Yalnız olduğum için mi? Aaahh cidden sinir bozucu~
Hızla görev için araştırma yapmaya başladım. Bu iş hızlı biteceğe benziyordu. Bazı köylüler geceleri gökyüzünde tuhaf ateş çemberleri gördüklerini ve oraya giden bazı hayvanların yandığını söylüyorlardı.
Dedikleri yere gittiğimde oldukça şaşırdım. Ormanın ortasına gizlenmiş gibi duran şelale, bir gölete akıyordu. Rahatlatan su sesinin eşliğinde uçuyan kelebekler gözleriminin önünden uçup gitti. Kıyıya doğru yaklaştığımda göletin kenarlarındaki nilüfer çiçeklerini fark ettim. Pembenin her tonundaki çiçekler akıntıya inat su yüzeyinde duruyordu.
Evet şimdi masumiyeti bulma zamanı. Göletin çevresine, kayaların arasına, hatta şelalenin arka kısmına bile baktım. Ne yazık ki hiç bir şey yoktu.
"Cidden suya girmek istemiyorum." Yorgunluğumu geçirmek için çimenlere uzandım. Daha sonra başka çarem olmadığını anlayarak ayakkabılarımı çıkarmaya başladım. çantamın yanına koydum. Sonra ceketimi çıkarıp koydum. Gömleğime bakınca içim acıdı. Öyle ıslak hayal edince...
Neyseki içimde antrenmanlarda giyindiğim sıfır kollu siyah tişört vardı.Gömleğimi de çıkarıp çantanın yanına koydum. Son olarak yüzerken rahatsız etmemesi için paçalarımı kıvırdım. Etrafımı bir kere kolaçan ettikten sonra nefesimi tutup suya atladım.
Gölet düşündüğümden daha derindi ama yüzeyi kadar geniş değildi. Tabanı kaplamış yosunları yiyen bir kaç balık gördüm. Görüşüm bulanık olduğu için daha fazlasını fark edemedim. Tabanda son bir tur attıktan sonra yüzeye çıktım. Nefesimi düzenlemeye çalışırken karaya çıktım.
Tam üzerime yapışan pantolonum için mızmızlanacaktım ki kıyafetlerimin olmadığını fark ettim. Çanta buradaydı ama kıyafetler yoktu!
Hemen masumiyetimi aktişleştirdim ve ayağa kalktım. Bunları biri aldıysa hala buralarda olmalıydı. Ama ne taraf, ne taraf...
Tam o anda şelenin sol yanında kalan ormandan çıtırtı sesleri duydum. Aklımda ilk çağrıştırdığı şey birinin kaçarken düşüğü yada çalılara takıldığı olmuştu. Hemen o tarafa doğru koşmaya başladım. Bir kaç saniye içinde oramana doğru giderken birinin kaçmaya başladığını anlamaştım. Kanda'nın çifte antrenmanları sağolsun eskisinden çok daha hızlı koşuyordum.
Gittikçe yaklaştığımı düşünürken birden ayağıma bir şey takıldı ve tepetaklak oldum. Bir süre ne olduğunu anlamaya çalışırken ters dünyayı seyrettim. Bu bir tuzaktı. Avcıların hazırladığı türden bir bubi tuzağı!
Birden kovaladığım kişi aklıma geldi. Masumiyetime emir verdim ve şimşekli kırbaçla ipi kestim. Ellerim yere değdiğinde hemen yerde takla atıp kendimi düzelttim. Sallandığım ipin kısalığını görünce hatalı bir tuzak olduğunu düşündüm.
Tekrar koşmaya başladığımda çevremi de izlemeye başladım. Bir ağacın altında yapraklara gizlenmiş bir tuzağı fark ederek ûstünden atladım. Sanırım avcıların avlandığı bir yere gelmiştim ve her yer tuzak doluydu. Karşımdaki kişi tuzaklara yakalanmadan ilerlemesine bakılırsa burayı iyi biliyordu. Tanrım, küçük bir yerli çocuğun exorcist ceketimi yürütüp kaçtığına inanamıyorum!
Fark ettiğim aynı tip tuzaklarla da fikrime emin olmuştum. Sadece av hayvanlarını değil ayıları yakalamak için kapanlar bile vardı. Ama koşarken tek yapmam gereken yere bakmaktı.
"Lanet olsun ne kadar da hızlı koşuyor! Dursana!" Hızla büyük çalıların arasından çıktıktan sonra bir anda karşımda üzerime doğru gelen bir ip gördüm.
İp kazandığı ivmeyle kollarıma sarılırken ucundaki ağırlıkların etkisiyle yere yapıştım. Şimdi kollarım bedenime yapışmış ve bağlanmış bir şekilde yerde uzanıyordum. Sırt üstü yatarken bir süre gökyüzünü izledim.
"Böyle bir tuzak olmaması gerekiyordu..." Bacaklarımdan kuvvet alarak doğrulmaya çalıştım ama ipin ucundaki demir kürenin ağırlığından kalkamadım.
"Evet böyle olmaması gerekirdi eğer yakalamak istediğim sen olmasaydın." Tanıdık sesin sahibi görüş alanıma girince kalbim hızla çarpmaya başladı. Kaçmak için çırpınırken attığım tekmelerle vurulmamak için dikkat ederek yanıma oturdu.
Ben şaşkınlıkla bakarken Lavi elini yanağıma koydu ve gülümseyerek okşamaya başladı.
"Artık sonsuza kadar beraber olabileceğiz Terum..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laru Stories
FanfictionD Gray Man Fanfic. Birbirinden bağımsız LavixOC(Teru) hikayeleri