Sıcak. Yakıcı bir ateş vücudumu sararken çığlık atıyorum. Ama tuhaf. Hiç ses yok. Kırmızı, turuncu ve sarı alevler yüzüme kadar yakıyor. Derimi eritirken gözlerimden yaşlar boşalıyor. Acı doruk noktasına ulaştığında saçlarımı çekiyorum.
"AAAAAAĞĞĞHHH!!!" Ellerimi gözlerime yapıştırdım.
"Sakin olun!" Bir kaç el kollarımı zaptetmeye çalıştı. Soğuk elleri hissetmemle soluk alıp verişim düzelmeye başladı. Gözlerimi açtım.
Üç kadın üzgünce bana bakıyordu. Hafifçe doğruldum.
"Nerdeyim ben?"
"Efendimizin kalesindesiniz."
"Efendiniz?" Dehşete düşmüş bir şekilde baktım.
"O canavar mı?!"
"Lütfen ona öyle söylemeyin!"
"Siz kaçırılan kızlar mısınız?"
"Evet." Burada tuhaf şeyler oluyordu. Canavar nasıl olur da onları öldürmedi?
"Peki diğer kızlar?"
"Hepimiz hayattayız."
"Aileleriniz çok sevinecek! Sizi kurtaracağım!"
"Hiç bir yere gitmiyoruz biz!"
"N-Ne?"
"Efendimizin yanında kalacağız." İlk başta çok şaşırsam da anlamaya başlamıştım. Bir lanet yada büyüyle kızları kontrol ediyor olmalıydı. Daha fazla üstelememeye karar vererek sustum.
Ayağa kalktım ve etrafı inceledim. Oda zengin bir şekilde döşenmişti. Ben geniş, süslü bir başlığı olan yatağa yatırılmıştım. Ayağa kalktım. Ne yazık ki bunu yaparken sendelememe engel olamamıştım. Kızlar korkuyla koluma yapıştılar.
"Kendinize dikkat etmelisiniz!"
"Eşyalarım nerde?" Üçü de birbirine baktı.
"Efendimiz onları aldı."
"Şu efendiniz... görüşme zamanımız geldi sanırım." Duydukça sinirime dokunuyordu. Bu kadar kızı kaçırıp kendine hizmet ettirmek... çıplak ellerimle de olsa gerçekten onu öldürecektim.
Kızların elinden kurtuldum. Kapıya doğru hamle yaptığımda açık olmasına şaşırarak koridora çıktım.
Çarpışma için hazırlanırken yaralarımı kontrol ediyordum. Sol kolum omzuma kadar yanıktı ama güzelce sarılmıştı. Bacaklarım dahil her yerim ağrıyordu.
Koridorun sonunda bekleyen bir düzine kız gördüm. Kendi aralarımda fısıldaşırken beni görünce sustular. Birden hepsi kenarlara dizilip önümde eğildi.
"Buyrun bu taraftan." Biri bekledikleri merdivenleri gösterdi.
Merdivenlerden yavaşça inerken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bu kızların hepsi bağlılıkla bu canavara hizmet ediyordu. Bu büyüyü bozmam gerekliydi yoksa hiç biri geri dönemeyecekti.
Merdivenin sonuna geldiğimde büyük bir kapıyla karşılaştım. Önünde duran iki kız kapıyı açtı.
Yavaşça içeri girdim. Oldukça geniş bir odaydı. Bir köşede uzun bir yemek masası vardı. Ortasında kocaman, kırmızı güllerin bulunduğu bir vazo ve beyaz dantelli bir örtü bulunuyordu. Diğer hir köşede ise kocaman bir şömine, önûnde de iki süslü koltuk vardı. Arkası dönük olan tekli koltukta biri oturuyordu ve etrafında da iki kız vardı biri elinde üzerinde kanlı mendiller bulunan bir tepsi tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laru Stories
FanfictionD Gray Man Fanfic. Birbirinden bağımsız LavixOC(Teru) hikayeleri