Doğrudan gözlerime baktı. Dudakları hafifçe aralık bir şekilde dururken sanki bir şey söylemek istiyormuş da karar veremiyormuş gibiydi. Elini hafifçe kaldırdı ve saçlarıma doğru götürdü. Ama birden eli havada kaldı. Gözlerini kapattı. Kendini durdurarak geri çekildi.
"Beni burada bekle konuşmamız biter bitmez geleceğim."
"Tamam." İkisi kapıdan çıktı. Kapıdan gelen sesle kilitlediğini anlamıştım. Yavaşça uzaklaşan adımları duyduğumda oldukça tedirgindim. Kazanacak mıydık? Yoksa tekrar kaybedecek miyidik?
***
Yarım saat boyunca odada bir ileri bir geri yürüyüp durdum. Bir yandan da tırnaklarımı kemiriyordum.
"Neden hala gelmedi?" En sonunda yorulup kendimi yatağa bıraktım. Sessizce uzanırken tavana baktım.
-Flashback-
"Ben geldim."
"Teru!" Teru koşar adımlarla Lavi'nin yanına geldi. Annesi hazırlayıp getirdiği çorbayı Lavi'nin dedesine veriyordu.
"Hasta mı oldun?" Teru meraklı gözlerini Lavi'ye dikti. Yatağın yanında dizlerini yere koymuş bir şekilde duruyordu.
"Evet." Lavi üzgünce başını çevirdi. Gözünün altı kızarmıştı. Aynı zamanda yanakları da saçları kadar kırmızıydı.
"Annem sana çorba yaptı içince hemen iyileşirsin." Lavi elindeki mendili yüzüne yaklaştırdı ve hapşurdu. Teru da omzuna çapraz taktığı çantasını tutarak yerde oturuyordu.
"Teru ben gidiyorum."
"Ben biraz daha kalıcam anne."
"Tamam ama Lavi'ye çok yaklaşma sen de hasta olursun."
"Tamam." Dedesi Lavi'ye çorbayı getirmişti. Lavi istemeyerek çorbaya baktı. Sonra dedesi içeri gitti. Teru'nun annesi de evden çıktı.
Teru bir anda oturduğu yerden kalkıp yatağa oturdu.
"Yemeğini yemelisin yoksa iyileşemezsin."
"Üzgünüm Teru hiç iştahım yok." Lavi üzgünce başını yastığa koydu. Teru da üzgün bir şekilde ona baktı.
"Hey hey kalk bakalım." Lavi'yi zorla doğrulttu ve arkasına bir yastık daha koydu. Sonra tabaktaki kaşığa çorba koydu ve Lavi'ye yaklaştırdı.
"Madem kendin yemeyeceksin ben sana yediririm. Hadi aç ağzını. Aaaa~" Teru tatlı bir şekilde bakarken Lavi büyülenmiş gibi ağzını açtı. Lokmayı çiğnerken Teru'nun bakışlarına o kadar kapılmıştı ki yemeğin tadını almadan yuttu.
"Evet şimdi ikincisi~" Teru bir bir lokmaları yedirirken Lavi'nin yüzü kızarmıştı. Hasta olduğundan çok utandığı içindi bu sefer.
Tabak bittiğinde Teru alıp mutfağa götürdü.
"Bak hemencicik yedin o kadar da zor değilmiş. Tadını beğendin mi?"
"Şey..e-evet." Lavi Teru'ya bakarken hiç bir lokmanın tadını alamamıştı. Bu yüzden amatörce yalan söyledi.
Teru yorganı kaldırdı ve Lavi'nin yanına oturdu. Sonra ikisinin üstüne de yorganı örttü.
"Ama Teru hastalığım sana da bulaşacak."
"Bir şey olmaz hem ben senden daha güçlüyüm!"
"Ne?! Ben erkek adamım! Daha güçlüyüm!" Lavi yanaklarını şişirip kollarını bağladığında Teru geldiğinden beri taktığı çantasını açtı. İçinden bir defter çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laru Stories
FanfictionD Gray Man Fanfic. Birbirinden bağımsız LavixOC(Teru) hikayeleri