Iyi okurlar...
Bu hayatta bazılarımız güler bazılarımız ise ağlar ben o ağlayan taraftaydım ailem tarafından da sürekli ağlatıldım şimdi evlendim yine ağlatılıyorum ama bu sefer öyle geçici bir ağlama değil bu seferki canımı çok fena yakıyor her şeyi elinden alınmış bir kuytuya bırakılmış bir çocuk gibi hissediyorum.
Bebeğimin üstünden bir ay geçmişti Barlas aya Dicle'yi geri getirmişti yani getirmek zorunda kalmıştı Dicle Hanım hamileymiş hah benden aldığı bir canla nasıl o karnındakinin yüzüne bakacaktı hiç mi utanmıyordu bu kadın.
Gerçi Barlas ağa hiç yüzüne bakmıyor sürekli benimle ilgilenir oldu bana karşı biraz daha iyi bende ona karşı iyi olmaya çalışıyorum bir ömür böyle geçirirsem kahırdan hastalanacağımı fark ettiğim günden beri Barlas'a yanıma geldiği zaman git demiyorum artık.
Oda hatalı olsa bile üzülüyor onunda bebeğiydi. Bilinçli düşünebilseydi ister miydi böyle olsun insan hiç kendi bebeğinin katili olmak ister mi?
"Yine nereye daldın böyle Masal Hanım."
Evet, şuan Barlas'la dışarıda kahvaltı yapıyorduk.
Uçurum gibi bir yere kurulmuş seyyar kahvaltıcı gibi bir yerdi geldiğimiz yer. Manzarası harikaydı buranın tepeden her yer gözüküyordu buradan.
Ama çok güzeldi her şeyiyle.
"Yok, ağam manzaraya bakıyordum."
"Yediysen kalkalım seni konağa bırakayım benim biraz işim var."
"Olur kalkalım."
Barlas hesabı ödeyip yanıma gelmişti. Arabaya bindiğimizden beri ikimizden de ses çıkmıyordu gerçi bende bu durumdan şikâyetçi değildim. Sessizlik huzurdu benim için.
Barlas ağa arabayı durdurunca anlamıştım konağa geldiğimizi. Tam inecektim ki Barlas kolumdan çekip kendine yanaştırdı ve yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.
"Öpücüğünü almadan nereye güzelim."
Deyip göz kırpmıştı pislik bide gülüyordu yüzümün şuan kıpkırmızı olduğunu biliyordum o yüzden cevap vermeden arabadan inip konaktan içeri girdim.
Avluda Dicle ile karşılaşmıştım bana beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.
"Ne o masal senden bebeğini almam yetmedi mi akıllanman için şimdi de canını almamı mı istiyorsun uzak dur kocamdan yoksa gözümü bile kırpmadan canını alırım."
"Hayır, hayır yanlış söyledin kocan değil benim kocam. Sen kuma olduğunu unuttun herhâlde dimi."
"Kuma olarak gelmiş olabilirim ama ben buraya barlasın aşkıyla geldim sen neyle geldin?"
Bu kadın çok oluyordu ama.
Hiçbir şekilde ona bakmadan yukarı odama çıkmıştım delirmiş bu kadar hah.
Barlas'tan;
Zaman her şeyin ilacıdır derler ya bizde onu yaşıyorduk Masal 'la her şeyi zamana bırakmıştık ve ben masalı tanımaya fırsat bulmuştum.
Dicle gibi değildi o daha masumdu.
Dicle tam bir şeytandı.
Son olanlardan sonra bir daha yüzüne bakmamıştım onun hak ediyordu onun yüzünden bebeğimi kaybetmiştim ve daha tanıma fırsatı bulmadığım kadına kötü davranmıştım onun yüzünden.
Masala âşık değildim ama beni ona çeken farlı bir şey vardı bilmiyorum sanırım ondan etkilenmiştim. Masumluğundan, güzelliğinden, hele o gözlerinden tek bir ışıltısı bile çok güzel gözlerinin.
Bu akşam onu alıp bağ evine götürecektim biraz hava almak ikimize de iyi gelirdi.
Telefonumun çalmasıyla telefona odaklandım evden arıyorlardı hemen açtım.
"Alo ağam ben çok kötüyüm çabuk gel."
"Ne oldu Dicle ne diyorsun?"
"Ağam. Masal bana vurdu."
"Ne dediğini kulağın işitiyor mu senin."
"Ağam doğru söylüyorum valla."
"Kapat telefonu tamam."
Bu sefer ilk masala soracaktım onu yine kırıp dökmek istemiyordum büyük ihtimalle Dicle yalan söylüyordu.
Masal 'den;
Dicle'nin attığı yeni iftirasından sonra odamdan dışarı çıkamıyordum.
Dicle hozan hanıma gidip benim ona tokat attığımı ve bebeğini öldüreceğim dediğimi söylemiş ve hozan hanım da beni odama yollayıp Barlas gelene kadar çıkmamam gerektiğini söylemişti.
Yine aynı olay olacaktı Barlas yine Dicle'ye inanacaktı yine ben dayak yiyecektim suçsuz yere.
Birden kapının açılmasıyla sıçradım Barlas gelmişti.
Yanıma gelip oturdu korkuyordum birazdan olacaklardan.
Elini bana doğru uzatınca kaçtım biliyordum yine onlara inanmıştı ve bana vuracaktı. Ağlıyordum beni anlamayışına, bana vuracak olmasına.
Beni kolumdan tutup kendine çekip sarıldı.
"Ştt, güzelim ağlama sana bir şey yapmayacağım korkma benden."
"Be. Ben bir şey yapmadım ağam."
"Biliyorum."
"Nasıl. Yani ona inanmadın mı?"
Hayır, inanmadım çünkü Dicle'nin gerçek yüzünü gördüm eğer sen yapmadım diyorsan yapmamışsındır."
"Ta-teşekkür ederim."
"Ne için."
" bana güvendiğin inandığın için."
"Gel buraya minik hatun."
Beni o sımsıcak kolları arasına bir kez daha almıştı. Mutluydum çünkü ona değil bana inanmıştı suçsuz olduğumu bana zarar vermeden önce anlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/84580265-288-k534703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Töre'de AŞK Ne ARAR?
ChickLitBen sadece mutlu olmak istiyorum ANNE Töre Uğruna Can Veren biri DEĞİL!!